Kalp-damar hastalıkları kadınlar arasında giderek artıyor. Her iki kadından birinin bu nedenle yaşamını yitirmesi sorunun geldiği noktayı gösteriyor. Erkeklerle kadınların hastalığa yakalanmalarının çok sayıda ortak nedeni bulunsa da kadınlara özgü nedenler de yok değil... İşte o nedenler ve kadınların kırıklarla dolu kalp karneleri...


Kadınların son yıllarda kalp damar hastalıklarına daha çok yakalandıkları bir gerçek olmasına karşın bu konuyla ilgili net veriler bulunmuyor. Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, bunun nedeninin, kadınların yapılan araştırmalara katılma oranının erkeklere oranla çok daha düşük olmasından kaynaklandığını söylüyor. Ancak, ABD istatistiklerine bakıldığında kalp hastalıklarına bağlı yaşam kayıplarının kadınlarda erkeklerden daha fazla olduğu görülüyor.


İhmal edilmemesi gerekiyor

Kadın kalbini önemli yapan şeyin, kadınların kalp hastalıkları konusunda ihmal edilmeleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Koylan, “Bu durum klinik çalışmalarda da ortaya konuyor ve yapılan kardiyovasküler araştırmalar kadınların bu alanda yeterince temsil edilmediklerini gösteriyor” diyor. 2006-2009 yılının ortalarına kadar yayınlanmış 62 klinik araştırmaya katılanların üçte birinin kadın, üçte ikilik bölümünün erkek olduğu görülüyor. Kadınların yarıdan fazlasının ölüm nedeninin kalp-damar hastalıkları olması, konunun ihmal edilmemesi gerektiğini gösteriyor. İhmalin bir başka nedeni de kadınlarda kalp-damar hastalıklarının ortaya çıkma yaşının daha geç olmasına bağlanıyor. Kadınlarda kalp hastalıkları erkeklerdeki gibi dramatik belirtilerle ortaya çıkmıyor. Kadınların sorunları çoğu zaman yanlış yorumlanabilecek yan belirtiler veriyor. Toplumda kadınların hormonlarının koruyucu olduğuna dair inanışın, kısmen doğru olsa da tümüyle doğru olmadığına dikkat çekiliyor. Günümüzde kadınlarda en sık görülen ve her iki kadından birinin ölümüne yol açan hastalığın kalp damar hastalıkları olduğu belirtiliyor. Kardiyovasküler hastalıklar, kadınlarda başlıca ölüm nedeni olmakla kalmayıp Avrupa’daki kadın ölümlerinin de yaklaşık yüzde 54’ünü oluşturuyor. “Kadınların meme kanserine verdikleri önemle kalp hastalıklarına verdikleri önem karşılaştırıldığında bu fark açıkça görülüyor” diyen Koylan, “Her yıl düzenli smear testi yaptıran ve mamografi çektiren kadınlar ne yazık ki kalp hastalıklarından korunma ve erken tanı konusunda aynı hassasiyeti göstermiyorlar” diyor.


40 yaş üstü kadınları doğum kilolarını veremiyor

40 yaş üstü Türk kadınlarının büyük bölümünün doğumda aldıkları kiloları veremedikleri için obez oldukları belirtiliyor. Şişmanlıkla birlikte diyabet ve hipertansiyon görülme sıklığı da kaçınılmaz şekilde artıyor. Özellikle ev kadınlarının egzersizi ihmal etmeleri risk oluşumunu artırıyor. Kilo artışı ise, diyabet ve damar tıkanıklığına davetiye çıkarıyor. Son yıllarda genç kadınların sigaraya daha erken yaşta başlamalarının da kalp hastalıklarının bu cinste daha genç yaşlarda görülmesine neden olduğu belirtiliyor.


Kalp hastalıklarının oluşumunda ortak nedenler

Erkek ve kadınlar için ortak nedenler:

  • Sigara içmek
  • Diyabet
  • Yüksek kolesterol
  • Hipertansiyon
  • Obezite
  • Hareketsiz yaşam

Sadece kadınlardaki nedenler:

  • Menopoz
  • Doğum kontrol hapı kullanımı

Menopoz sonrasında risk artıyor

Kadınlarda kalp-damar hastalıkları erkeklere göre 10 yıl daha geç ortaya çıkıyor. Riskin özellikle menopoz sonrası dönemde arttığı belirtiliyor. Bu artışın nedeninin hormonların; hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi, santral obezite ve metabolik sendroma karşı koruyucu etkilerinin ortadan kalkmasıyla ilişkili olduğu belirtiliyor.


Kadın kalbi artık daha erken hastalanıyor

Yapılan araştırmalar ve istatistikler, kadınların yakın gelecekte kalp hastalıklarında erkekleri geçeceği anlamına gelmese de daha fazla ön plana çıkacaklarına ve kadınlardaki kalp hastalıkları yaşının daha çok düşeceğine işaret ediyor. Erkeklerde kardiyovasküler hastalıkların görülme sıklığı 45-50 yaşından sonra artarken, kadınlarda 55-60 yaşından sonra görülüyor. 65 yaşından sonraysa her iki cins için eşitleniyor.


Vücuttaki yağ dağılımı, menopoz döneminden sonra daha belirgin hale geliyor. Kadınların bünyesi bu durumdan olumsuz etkileniyor ve kalp-damar hastalıkları riski artıyor.


Kadınlarda hipertansiyon sıklığı erkeklerdem çok daha fazla

Stresli yaşam tarzı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, kadın erkek ayrımı gözetmeksizin, kalp hastalıkları açısından her iki cins için de aynı oranda risk faktörü oluşturuyor. Prof. Dr. Nevruz Koylan, “Bu etkenlerin nasıl bir yapıyı etkilediğine bakmak ve hangilerinin bir arada bulunduğunu sorgulamak gerekiyor” diyor. Kadınlarda hipertansiyon sıklığının erkeklere oranla yüzde 30-40 daha fazla olduğuna dikkat çekiliyor. Bu durum, kadınlarda hipertansiyonun erkeklerin iki katına yakın olması ve yaşın ilerlemesiyle daha da artması anlamına geliyor. Obezitenin de kadınlarda erkeklerden daha belirgin olduğu görülüyor. Metabolik sendrom sıklığının erkeklerde yüzde 27 iken kadınlarda yüzde 45 oranında olması da çok önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor. Prof. Dr. Koylan, “Bütün bu yüksek oranlar, hem çalışan kadınlar hem de ev kadınları için kalp hastalıkları riskinin artış nedenlerini gözler önüne sermektedir” diye konuşuyor.


Haber: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.