Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyada 32 milyon, ülkemizde de 2 milyon 200 bin çocukta işitme kaybı mevcut. Her hastalıkta olduğu gibi çocuklarda gelişen işitme kaybında da erken teşhis çok önemli. Bunun nedeni ise çocukların konuşma fonksiyonlarının büyük bir bölümünün ilk 2 yaşta büyük ölçüde tamamlanması. Dolayısıyla bu dönemde tespit edilemeyen işitme kaybı çocuğun konuşma ve dil gelişimini olumsuz yönde etkilemek gibi düzeltilmesi çok zor olan problemlere yol açabiliyor. Bunun sonucunda çocuk eğitim ve sosyal hayatında akranlarından geri kalabiliyor ve psikolojik sorunları olan, uyumsuz bir bireye dönüşebiliyor. Erken teşhis sayesinde ise çoğu işitme kaybının kalıcı hale dönüşmesi önlenebiliyor ve çocuğun normal işitme seviyesine kavuşması sağlanabiliyor.


İşitme kaybının dereceleri nelerdir?


Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Özgür Çakır, işitme kaybının dereceleri hakkında bilgiler veriyor.


Beş duyumuzdan biri olan işitmede meydana gelen kayıplar, iletişimden sosyal gelişime dek birçok alanda soruna yol açıyor. İç kulakta meydana gelen işitme kaybı “sensörinöral işitme kaybı” olarak adlandırılıyor. İç kulak, işitme siniri ve işitme merkezinden kaynaklanan kayıplar, bu tanım içinde değerlendiriliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Özgür Çakır, işitme kayıplarının hafif, orta, ciddi, ileri ve çok ileri şeklinde sınıflandırıldığını belirterek, “Normal işitme sınırları içinde kişi, 25 desibele kadar olan sesleri duyabiliyor. 25-40 desibel arasındaki sesleri duyabilenlerde hafif, 40-55 desibel arasını duyabilenlerde orta, 55-70 desibel arasındaki sesleri duyabilenlerde ciddi, 70-90 desibel arasını duyabilenlerde ise ileri derecede işitme kaybı söz konusu oluyor. Kişi yalnızca 90 desibelin üzerindeki sesleri duyabiliyorsa, bu da çok ileri derecede işitme kaybına işaret ediyor” diyor. 90 desibel şiddetindeki gürültüye, yol kazılarında kullanılan ya da fabrikalardaki makinelerden çıkan sesler örnek veriliyor.


İşitme kaybının hangi derecede olduğu, çeşitli tanı yöntemleri ile ölçülüyor. Doç. Dr. Çakır, tanıda kullanılan araçları odyometrik incelemeler (işitme testleri), otoakustik emisyonlar, ABR (beyin sapı odyometresi) ve diğer laboratuvar testleri olarak sıralıyor. İşitme kaybından korunmak için risk faktörlerine dikkat edilmesi önem taşıyor. Kulaklarda meydana gelen şikayetlerde zaman kaybetmeden bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmak gerekiyor.


Bebeklere işitme kaybı tanısı nasıl konulur?


Bebeklerde tanının zaman kaybetmeden konulabilmesi için doğumdan sonra yapılan işitme taraması önem taşıyor. Tarama testinde çocuğun işitme kaybı olduğuna dair bir şüphe oluşursa, test15 gün sonra tekrarlanıyor. Sonuç yine olumsuz olursa, otoakustik emisyon ve ABR (beyin sapı odyometresi) gibi daha ileri taramalar sonrasında kesin tanı konulabiliyor. Hastanın 30 desibel işitme kaybı varsa ve 3 gündür devam ediyorsa, bu duruma ani sağırlık deniyor. Erken tanı ve tedaviye bir an önce başlamak, sorunun çözümünde büyük önem taşıyor. Kulakta ani tıkanma, çınlama, baş dönmesi ve işitme kaybı ile kendini gösteren durumlarda, kişinin zaman kaybetmeden hekime başvurması öneriliyor.



Yenidoğan işitme tarama testleri nelerdir?


Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Murat Şirin, yenidoğan işitme tarama testleri hakkında bilgiler verdi.


Otoakustik emisyon testleri

En sık kullanılan tarama yöntemi olarak yenidoğan döneminde rahatlıkla yapılabilen otoakustik emisyon testleri oluşturuyor. Bu test iç kulakta sinirsel aktivite sonucu oluşan sinyallerin dış kulak yolundan tespit edilmesi prensibi ile çalışıyor. İşitme kayıplarının büyük bir kısmını oluşturan iç kulak (koklea-salyangoz) tipi kayıpların taramasında fayda sağlıyor. Ancak iç kulağın gerisinde kalan beyindeki işitme merkezine kadar giden işitme yollarındaki kayıpları tespit etmede yetersiz.


BERA

Tüm işitme yollarının test edilebildiği bir uygulama. Ancak hasta uyumu gerektiren bir test olduğu için çocuk hastalarda pratik uygulamasının çok kolay olmuyor. Gelişen teknolojiyle birlikte taşınabilir aletler ile tarama testi olarak kullanıma girmeye başlıyor.


Sinirsel işitme kayıplarının tedavisi

Belli seviyelerdeki sinirsel işitme kayıpları, işitme cihazları ile rehabilite ediliyorlar. Daha yüksek seviyelerdeki kayıplarda ise Koklear İmplant denilen Biyonik Kulak olarak da bilinen protezler kullanılıyor. Ancak bu cihazlar normal bir kulak işlevini tam olarak yerine getiremediğinden uzun süreli konuşma eğitimine ihtiyaç duyuluyor.



Bebeklerde işitme kaybının nedenleri nelerdir?


Kulak - Burun - Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Muammer Karagöz yenidoğanlarda da işitme kaybına rastlanabildiğini belirterek sebepleri hakkında bilgi verdi.


Bebeklerde görülen işitme kaybı durumu çeşitli nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Dr. Muammer Karagöz bu nedenleri şöyle sıraladı:


  • Anne baba arasındaki akrabalık
  • Annenin hamileyken kızamıkçık ve benzeri hastalıklar geçirmesi
  • Hamileyken kullanılan bazı ilaçlar
  • Doğum esnasında bebeğin oksijensiz kalması
  • Yenidoğan bebeklerde görülen sarılık
  • Ateşli hastalıklar
  • Bebeğe verilen çeşitli ilaçlar

Hemen tespit edilmesi önemli

Yenidoğanlarda ortaya çıkabilecek işitme kayıplarının erken teşhisi ile ilgili uyaran Dr. Muammer Karagöz, “Yeni doğan işitme taramalarıyla tespit edilen işitme kayıplarının tedavisi yapıldığı zaman normal yaşıtlarıyla aynı düzeye gelebiliyor. 1 yaşından sonra yapılan tedavilerde bile başarı oranları düşüyor" dedi.


İşitme kayıplarının genellikle orta kulak enfeksiyonlarına bağlı olarak geliştiğini söyleyen Dr. Karagöz, ailelerin tepkisini “Bu yaştaki işitme kayıpları öğrenme ve konuşma geriliğine neden oluyor ve bu yüzden çocuklar çoğu zaman zeka sorunu varmış gibi değerlendiriliyor. Genellikle anne ve öğretmenlerin dikkati ile fark edilen kaybın tedavisi ameliyat ya da işitme cihazıyla sağlanıyor" diyerek ifade etti.


Daha ileri yaş gruplarında işitme kayıplarının genetik faktörler, gürültüye uzun süre maruz kalma, şeker hastalığı, kalp ve damar hastalıkları gibi sebepleri olduğunu söyleyen Dr. Muammer Karagöz, "Bu durumlarda öncelikle işitme kaybının ve nedenlerinin tespiti, işitmenin korunmasının sağlanması ve gerekli tedavilerin gecikmeden yapılması amaçlanıyor. Yaşlılarda işitme kaybı tedavisi zamanında yapılmadığında unutkanlık artıyor." dedi.



Acıbadem Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Köybaşıoğlu, bebeklerdeki işitme kaybının nedenlerini anlattı.


Kulaktaki enfeksiyonların oluşumu, dış kulaktan başlayıp, orta ve iç kulakta da görülebilen bu enfeksiyonların, tek taraflı ya da çift taraflı olabiliyor. Geniz eti büyümelerinde enfeksiyonların daha kolay yerleşebileceğini ve östaki tüpü aracılığıyla orta kulağa geçerek enfeksiyon oluşturduğunu belirtiliyor. Enfeksiyon yüzünden orta kulakta su toplanıyor. Bazen enfeksiyon olmasa da östaki tüpü bozukluğuna yol açarak orta kulakta su toplanabiliyor.


Bu sorunlar özellikle beş-altı yaş civarında, okul öncesi çocukların kulaklarında görülüyor. Ayrıca üst solunum yolu enfeksiyonları ve soğuk algınlıkları da bu işitme kayıplarına yol açıyor. Çocuklarda işitme kayıplarına yol açan enfeksiyonların ağrı, ateş, üşüme, titremeyle kendini gösterebildiğini ifade edilirken, çocuklar bu belirtileri dile getiremiyor. Onun yerine televizyonun sesini çok açıyor, söylenenleri tekrar ettiriyor. Okula yeni başlamış çocuklarda ortaya çıkıyorsa, öğretmenini dinlemiyor. Soru soramıyor. Arkadaşları alay eder korkusuyla anlamadığını bile söyleyemiyor. Uzun süre anne babasıyla, öğretmeniyle paylaşmadığı zaman 2-3 ay sürüp kronikleşebiliyor.


İç kulakta sorun varsa acilen müdahale şart!

Enfeksiyon kaynaklı işitme kayıplarının dışında, bir de iç kulaktaki sorunlardan kaynaklanan ‘ani işitme kayıpları’nın bulunduğuna dikkati çekiliyor. İç kulakta ses dalgalarını sinir iletimine dönüştüren hücreler var. Bu hücreler viral etkenlerle hasarlanabiliyor. Ardından birden bire ortaya çıkan işitme kayıpları ortaya çıkıyor. Bu işitme kayıpları bazen çift taraflı oluyor, ama çoğunlukla tek taraflı oluyor. Hasta işitmesinin azaldığını belirtiyor. Ancak acilen en fazla üç gün içerisinde tedavi edilmesi gerekiyor.


İç kulaktaki işitme kayıplarında ne kadar erken tedaviye başlanırsa alınan cevap o kadar iyi olabiliyor. Biraz bekleyelim geçer düşüncesi çok tehilkeli bir durum. İşitme kayıpları kalıcı şekilde karşımıza çıkabiliyor. En çok da kış aylarında görülüyor. Enfeksiyonlardan korunmada düzenli ve dengeli beslenmenin çok önemli olduğunu vurgulanarak, tek yönlü beslenmekten kaçınmakta fayda var.


Doğru ve dengeli beslenme vücudun bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Çünkü enfeksiyonlar yetişkinlerde yılda 3-4 kez olmasına karşın, çocuklarda yılda 8-9 kez oluyor, her enfeksiyon kulakta su birikmesine neden oluyor. Çocuklarda kreşte ya da okulda kalabalıkla beraber olduğundan dolayı, enfeksiyonlara karşı daha açık oluyor.


İşitme kayıplarına yol açan enfeksiyonların tedavisi nasıl yapılır?

Orta kulaktaki su toplanmasında yaklaşık bir – iki ay kadar bekliyoruz, işitme ve basınç testleri yapıyoruz. Hastamıza antibiyotik ya da stereoid vererek, hastalığın geçmesini bekliyoruz. Kulaktaki suyu hemen boşaltmıyoruz.


  • Eğer hastayı yaklaşık 1,5-2 ay boyunca takip etmişsek ve düzelme görmüyorsak, kulak içindeki sıvıyı boşaltarak içeri tüp takıyoruz. Tüp takarak orta kulakta havalanmayı sağlıyoruz. Böylece iyi sonuçlar alıyoruz.

  • Tedavide geç kalınırsa gelecek yıllarda kulak zarı yapışıklıkları, çekiç, örs ve üzengi kemiklerinde erimeler oluşarak kalıcı kayıplar meydana geliyor. Kolesteatom denilen Ancak tüm bunlar tehlikeli enfeksiyonlar da sonrasında ortaya çıkıyor.

  • Enfeksiyonların erken dönemde tanınmasıyla ve tüp takılmasıyla geri dönüştürülmesi mümkün. Basit bir operasyon, ama kulak sağılığını garantileyecek bir yöntem diyebiliriz. Kulak tüpünü vücut kendiliğinden atıyor, uzun kalmasını istersek cerrahiyle alıyoruz, ama genelde iki ayda bir kontrol edip zar tarafından iyileşme olunca atılıp atılmadığına bakıyoruz, bazen banyoda bile düşüp gidebiliyor, dış kulak yoluna gelenleri ameliyatsız alabiliyoruz.

  • İç kulaktaki ani işitme kayıplarında virüslere karşı elimizde antiviral ajanlar var, onları kullanıyoruz.

  • Bu hastalara kortizon uygulayarak, iç kulaktaki hasarı önlemeye çalışıyoruz, tedavi yaklaşık 10 gün sürüyor. Enfeksiyonun düzelmesini bu süre boyunca bekliyoruz, tedaviyi daha fazla ilerletemiyoruz.

  • Bazı hastalarda kulağa sadece tüp takılması yeterli olmayabilir. Örneğin hastanın geniz eti büyükse, geniz etinin oluşturacağı enfeksiyon da buna yol açacağından, aynı seansta geniz eti ameliyatı da yapılabilir.


Bebeklerde işitme kaybının belirtileri nelerdir?


Acıbadem Fulya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturan, aylara göre işitme kaybının belirtilerini açıkladı.


Çocuğunuzda aşağıda yer alan belirtilenlerden birkaçı, hatta sadece biri bile varsa, altta yatan neden işitme kaybı olabilir.


Yenidoğan (doğumdan 6 aya kadar)

Beklenmedik yüksek bir sese karşı hareket ederek, ağlayarak veya herhangi bir şekilde yanıt vermiyorsa, gürültüde uyanmıyorsa, sesin geldiği yöne doğru başını çevirmiyorsa, ses ile sakinleşmiyorsa...


6-12 ay arasında

Sorulduğu zaman tanıdık bir kimseyi veya nesneyi göstermiyorsa, saçma sapan bile olsa ses çıkarmıyorsa...


12 aylık

“El salla veya ellerini çırp” gibi basit ifadeleri anlamıyorsa...

13 ay-2 yaş arasında

  • Yumuşak bir sesin geldiği yöne ilk çağırışta bakmıyorsa,
  • Çevredeki seslere karşı tepki göstermiyorsa,
  • İlk çağrıya cevap vermiyorsa,
  • Sesin nereden geldiğini bulamıyorsa,
  • Kendi yaşıtlarının kullandığı sesleri veya dili kullanmıyorsa,
  • Televizyonu normal sesle dinlemiyorsa ve sürekli televizyonun yakınına gidiyorsa,
  • Anlamada ve kelime kullanmada sürekli bir gelişim göstermiyorsa altta yatan neden işitme kaybı olabilir.

Kızamıktan geniz eti büyümesine…

Çocuklarda işitme kaybı doğumsal olanlar ve sonradan gelişenler olmak üzere ikiye ayrılıyor. Genler yoluyla ebeveynlerden bebeğe geçen rahatsızlıklar, hamilelik sırasında annenin geçirdiği kızamık veya metabolik hastalıklar ile bilinçsiz ilaç tüketimi, bebeğin iç kulağındaki işlevsel bozukluklar gibi etkenler, doğumsal faktörlerden bazılarını oluşturuyor. Prof. Dr. Dilaver Özturan sonradan gelişen işitme kaybı nedenlerini de şöyle sıralıyor: “Kızamık, kabakulak, rubella ve menenjit gibi enfeksiyon hastalıkları, orta kulak iltihabı, geniz eti büyümesi ve alerjik reaksiyonlara bağlı kulakta sıvı birikmesi çocuklarda çok sık rastlanan işitme kaybı nedenlerinden. Dış kulak yolunun kirle tıkanması, kafa travmaları, yenidoğan sarılığı, aşırı gürültülü ortamlar da işitme kaybıyla sonuçlanabilen diğer önemli etkenler arasında yer alıyor.

Tedavi şekli nedene göre belirleniyor

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturan tedaviden başarılı sonuç alınabilmesi için işitme kaybının sebebini ve tipini tespit etmenin çok önemli olduğunu vurguluyor. Tedavinin altta yatan nedene göre belirlendiğini belirten Prof. Dr. Dilaver Özturan sözlerine şöyle devam ediyor: “ İşitme kayıplarının büyük bir kısmı kulağın temizlenmesi ya da yabancı cismin çıkarılması, ve ilaç tedavisi gibi basit yöntemlerle ortadan kaldırılabiliyor. Orta kulakta sıvı olması (zamklı kulak)gibi bazı durumlarda sorun basit cerrahi yöntemle düzeltilebiliyor. Erken teşhis edildiğinde doğuştan ya da sonradan ortaya çıkan iç kulak tipi kayıplarda işitme cihazı, bionik kulak (koklear implant) ve özel eğitim ile rehabilitasyon sayesinde çocuğun ileride karşılaşabileceği sosyal ve eğitim sorunlarının önüne geçilebiliyor.”



Bebeklerde işitme kaybına karşı neler yapılmalı?


Central Hospital'dan KBB Uzmanı Doç. Dr. Celil Uslu, bebeklerde işitme kaybına karşı yapılması gerekenleri anlattı.


Çocuğunuzun işitme kaybı belirtilerini gördüyseniz...


  • Çocuğunuzu kulak muayenesi ve işitme testine götürmeniz gerekir. Bu herhangi bir yaşta, doğumdan hemen sonra bile yapılabilir.

  • İşitme kaybı olmasa bile testin ona bir zararı olmaz. Ancak, çocuğunuzda işitme kaybı varsa, geç teşhis konuşma ve lisan gelişimini etkileyebilir.

  • Okula başlamadan önce tüm çocuklara işitme testi yapılmalıdır. Bu anne, baba veya çocuğun fark etmediği hafif işitme kayıplarını ortaya koyabilir. Tek kulaktaki bir kayıp bu yolla saptanabilir. Böyle bir kayıp, belirgin olmasa da konuşma ve lisanı etkileyebilir.

  • İşitme kaybı kulak kiri veya kulakta sıvı birikmesinden bile kaynaklanabilir. Bu tipte geçici işitme kaybı olan birçok çocuğun, ilaç tedavisi veya küçük bir cerrahi işlemle işitmesi düzeltilebilir.

  • Geçici işitme kaybının tersine bazı çocukların kalıcı olan iç kulak ve kulak sinirlerinde hasar sonucu sağırlık oluşabilir. Bu çocukların çoğunluğunun bir miktar kullanılabilir işitmesi olur. Çok azı tamamen sağırdır.

  • Erken teşhis, erken işitme cihazı uygulanması ve özel eğitim programlarına erken başlamak, çocuğun mevcut işitmesini en yüksek seviyeye getirmeye yardımcı olabilir.

  • Tamamen işitme kayıplı (sağır - dilsiz) çocuklarda bile biyonik kulak (koklear implant) ile işitme ve konuşma tamamen normal hale gelmektedir.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.