İçimiz diyorum…

Hep bir “Hoşça kal Ülkesi” kalbimizden uğurladığımız…

Durakları belli olmayan bir tren belki de…

Kimi hangi durakta indireceğimizi bilmediğimiz, vagonlarını kiminle, kimlerle doldurduğumuzu her gün yeni baştan keşfettiğimiz bir yolculuk ülkesi…

Şu dünyanın yükünü “Amma da çok!” taşıdığımız günleri bol olan yolculuk ülkesi kalplerimiz…

Bize iyi gelene hasretlik yuvarlanıp gidiyoruz birçoğumuz belki de…

Hasretimiz kime, neye bilmeden…

Bilinen en büyük gerçeğimiz ise; “koşulsuz sevgiye / kabule” aç olduğumuz…

Bekleyip bulamadıklarımızı bir ötekine vermeden kör / topal / sağır ağırlıyoruz birbirimizi yeryüzünde.

Bir gün gelecek, çok uzaklarda bir yerlerden hepimiz bir ötekini selamlayacağız.

Ve şöyle bir diyalog geçecek aramızda;

“Nerelerden geldiğimi, nasıl bir yolculuk olduğunu bir bilseydin dudağın uçuklardı ama geldim. Buradayım sonunda. Ne isem o olarak geldim buraya… Kaybetmedim kendimi. Başa döndüm sona gelerek... Şimdi ise yeniden başlama sırası…”

İşte o güne kadar, o gün gelene kadar hangimiz hangimizin yüreğini karartacak, hangimiz hangimizinkini ferahlatacak izleyip göreceğiz ama sanırım en çok seçimlerimizi göreceğiz o gün.

Çok sevdiğim bir yazar, aldığım kitabını kendisine imzalatırken, kitabın ilk sayfasına şunu yazmıştı;

“Dilerim hep meleksi seçimlerin olur hayatta…”

Dilerim olur. Dilerim hepimiz için olsun.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.