Ben konuşurken sözümü kesmeyin avukat bey.


Hayır, anlattıklarımda tutarsızlık yok. Parfüm atölyesi dediğim, evde küçük bir masa, üzerinde üç-beş şişe, birkaç kuru ağaç parçası, biraz kuru yaprak, biraz tohum, biraz likit. Günlerim, gecelerim, bütün hafta sonlarım elbette parfüm yaparak geçmiyordu. Kendimi süslemek için Doktor Selim’e öyle dedim. Siz de arada bir, birilerine kendinizi tanıtırken abartmaz mısınız? Olduğunuzdan fazla, olduğunuzdan değişik, olduğunuzun ötesinde görünmek istemez misiniz?


Pipi imparatorluğunu nasıl ele geçirdiğime geleceğim. Her şeyi bilmek istemiyor muydunuz? Biraz sabırlı olun.


O güne kadar ayda yılda bir parfüm deniyordum. İnternetten de ancak üç-dört şişe satmıştım. Doktor Selim’e evde küçük bir atölyem olduğunu söyledikten sonra kafamda bir ampul yandı. Bakkalın buhar banyosuna kattığım hapları, pekâlâ parfüm hazırlarken de kullanabilirdim.


Öyle göründüğü kadar kolay olmadı. İlacın etken maddesi, parfümün içine kattıklarımdan biriyle etkileşime girip tesirini yitiriyordu. Durumu kontrol altına almam için biraz vakit gerekti. Doktor Selim’e hediye ettiğim şişenin bitmesini bekledim. İkinci de işe yaramayınca oda parfümü yaptım. Üçüncü denemede başardım. Ne zaman ki hemşirelerle hasta yakınlarına sümsük sümsük bakar, “Bugün yorgunum” deyip uyuma numarası yapar oldu, o zaman doğru yola girdiğime kanaat getirdim. Ancak kendi azalan cinsel faaliyetleri ile benim artan hediyelerim arasında ilişki kurması zor değildi. Çok dikkatli olmalıydım.


Doktor Selim üzerindeki deneylerim başarılıydı. Ne var ki deneyin etkisindeyken az konuşuyordu. Bu da benim erkek dünyasını anlamam önünde bir engeldi. Keyfinin yerinde olduğu günlerden birinde yine konuşuyorduk.


“Yani erkekler kendilerine engel olamıyorlar. Bir kadınla beraberken ve her şey yolundayken bile başka bir kadını düşleyebiliyorlar. Öyle mi?”


“Aynen öyle Sevil.”

“Sen benimle beraberken meselâ kimi düşünüyorsun?”

Her şeyi sakince konuştuğumuz için şaşırmadıysa da gülüp geçiştirmeye çalıştı.

Israr ettim.

“Ciddiyim, merak ediyorum.”

“Yani... Her erkek gibi... Gördüklerimi... Bu bazen televizyonda gördüğüm bir kadın olabiliyor, bazen gazetede...”

Sözünü ben tamamladım.

“Bazen hastanede...”


Bu sefer şaşırdı. İlişkimiz bulanıktı, bir adı yoktu. Sevgili sayılmazdık. Arada bir onun evinde buluşuyorduk. İyi anlaşıyorduk ama birbirimizi sevmiyorduk. Aramızdaki ilişki değil, alışverişti. İçimdeki öfkenin gözlerimde çaktığını görünce ürktü. Onu kıskandığımı düşündü herhalde. Aramızdaki sınırın varlığını koruduğunu, onu sorgulamadığımı göstermek için konuyu genelleştirdim.


“Bazen en akıllı görünen adamın tuhaf davranmasının sebebi bu mu yani?”

“Nasıl tuhaf şeyler?”

“Mesela öğrenciyken staja gittiğim laboratuvarda bir yönetici vardı. Çok ciddi, biraz da asabiydi. Hata kabul etmiyordu. Ama laborantlardan hep hata yapan, sonra da gülen birine hiç kızmıyordu. Diğerlerine bağırıp çağırırken ona karşı çok anlayışlı davranıyordu. Ona asılmıyordu ama...”

“Laborant güzel miydi?”

“Bilmem.”

“Dur tahmin edeyim. Ya memeleri büyüktü, ya uzun boyluydu ya da dekoltesi boldu.”

“Tamamen dediğin gibiydi.”

“Kaçmaz... Erkekler böyledir. Büyük ihtimalle ona karşı anlayışlı olduğunun fark edildiğinin farkında bile değildi.”


Doktor Selim’in sözlerini sindirmeye ihtiyacım vardı. Ona normal gelen durumlar bende infial uyandırıyordu. Aslında o konuşurken içimden gelen, yüzüne tükürmek, boğazına yapışmak, masadaki bardağı kafasında kırmaktı. Bunun yerine ondan bir süre uzaklaşmayı tercih ediyordum.


Sakin olmalıydım.


Dikkatimi, hastanedeki organizasyon değişikliği sonucu sekreterliğini henüz üstlendiğim psikiyatri servisine yönelttim. Sabahları işe erken gidip hasta görüşmelerini okumaya, bazılarının fotokopilerini çekip dosyalamaya başladım.


Aralarından biri İksir için çok uygundu. Kadın, kocasının geniş fantezi dünyasına hizmet etmekten yorulduğunu, ona isteklerine artık cevap veremediğini söylüyordu. Doktorun yazdıklarına göre adamın istemediği, kadını denemeye zorlamadığı fantezi kalmamıştı. Kadın kendini aşağılanmış ve değersiz hissediyordu. Kocası, boşanma talebini onu tehdit ederek reddediyordu.


Cebir ve tehdit görünce dayanamadım.


5. bölüm 25 Ocak 2019 Cuma hthayat.com’da...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Aslında bu hikayenin başlığı " İKSİR PİPİ" "imparatorluğuna karsi olmalıydı HA HA HA daha guzel olurdu ,devamını merakla bekliyorum
    CEVAPLA
  • Misafir Böyle aciziz durumdaki kadınlar a iksiri zaman kwndileriden hediye etmei lazum ,pipileri kalmadı ği zaman kendileri ni nasil hissedecekler
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.