Bir komşumun kızı beş yıldan beri bir delikanlı ile arkadaşlık yapıyordu. Geçenlerde delikanlı genç kıza evlenme teklif etmiş. Babasının söylediklerine göre, kızımız önce delikanlıyı karşısına alıp uzun uzun evlilikten neler beklediğini, olmazsa olmazlarını ve isteklerini anlatmış. Daha sonra baba almış delikanlıyı karşısına, kızını nasıl büyük bir özenle yetiştirdiğini, ne denli büyük sevgi gösterdiğini anlatmış, aynı özeni ve sevgiyi delikanlıdan beklediğini söylemiş. Delikanlı her ikisini de saygıyla dinlemiş. O dayanmış ama ben dayanamayıp komşuma sordum. “Kızımız delikanlıya neler verecek onları da anlatmış mı?” dedim. Komşum açıklama gereği duydu. “Tek kız olduğu için annesi de ben de çok sevdik, çok üzerine titredik. Öyle zannediyorum ki bu tutumumuz onu sevgi bağımlısı yaptı. Sürekli ilgi ve sevgi bekliyor” dedi.


Baba bu tutumu nedeniyle kendi durumunu iyi kavrıyor ve kendini suçlu görüyordu. Ama kendi suçuyla yetinmiyor, damat adayının da aynı suça iştirakini istiyordu. Aslında sürekli sevgi beklentisi içinde olan yalnızca onun kızı değil ki; toplumda herkes sevgi bekliyor. Hiç kimse sevmeye talip değil, sevilme telaşı ve arayışı içindeler. Neredeyse tüm sevgi şarkılarının sözleri bu isteğin farklı şekillerde ifadeleriyle doludur. Bunu en açık ve ileri düzeyde dile getiren şarkılardan birini anımsıyorum. “Halimi anlayacak, derdime katlanacak, benimle ağlayacak bir sevgi istiyorum” der.


Yaşamın ağır koşulları insanları birbirinden uzaklaştırıyor. Yakın ve içten ilişkiler azalıyor. Yaşamın günlük telaşı ve maddenin insan yaşamında her gün biraz daha etkin olmaya başlaması insanlar arasında sevgi enerjisinin dolaşmasını engelliyor. Dostluklar, arkadaşlıklar, akrabalıklar zayıflıyor. İnsanlar birbirinden uzaklaştıkça vermek yerine beklemek ön plana çıkıyor. Devreye hesap, kitap ve çıkar kavramları giriyor. İlişkiler bunlar üzerine kuruluyor. Bir ömrü bir yastıkta, bir yatakta, bir evde geçirecek insanlar bu denli fiziksel yakınlığa eğer zihinsel ve ruhsal yakınlık ekleyemezlerse sevgi dolaşımı ortadan kalkıyor. Sevgi kapıları kapanıyor. Yalanlar, dolanlar, aldatmalar evliliklerin ömrünü kısaltmaya başlıyor.


Beklentilerden kurtulup koşullanmaları ortadan kaldırdıkça insanlar arasında sevgi enerjisinin akışı hızlanır. Beden güçlenir, zihin berraklaşır, ruh aydınlanır. Bencillik biter, yaşama vermek, sevmek, paylaşmak egemen olur.


Yazı: Öğretim Görevlisi ve Yazar İnal Aydınoğlu

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Tebrikler. Ne güzel anlatmışsınız
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.