Bizim köyde çok erken uyanır doğa ve tabii, onunla birlikte de köy halkı. Çocukların tek işi, dağ bayır gezip oynamaktır fakat onlar da yeni güne başlamak için erkenden yorganın altına girerler. Bedeni hep yorgun olur köy insanının; sırtı yatağa değdiği anda her yerine ince bir sızı yayılırken sessiz bir “Ah!” çeker. Beden kendini bıraktıkça, düşünceler ve hayaller tüm gün saklı tutuldukları yerden çıkarılmaya başlanır.


Köyde bir insanın kaderi herkesle aynıdır. Doğarsın, tozun toprağın içinde emeklersin, yalın ayak ve burnunu koluna sile sile senden büyüğünün bakımında, senden küçüğünün ise arkaşdaşlığında büyüyüp gidersin. Önce su taşımaya, yokuşun aşağısındaki komşuya buğday götürüp orada yapılan pekmezin köpüğünü eve getirmeye ve bakkala gönderilirken kaçıp bir ceviz ağacının altında ağaçtaki arkadaşının ceviz aşırmasına gözcülük etmeye başlarsın. Karşı cinsi gördüğünde bakışlarını hemen başka tarafa çevirirsin fakat ağzına yayılan kocaman gülümsemeyi saklayamazsın. Giderek sana verilen yükler artar fakat seni bekleyen geleceği hayallerinle süslemeye başlaman, senin bunları kaldırabilmeni sağlar. Gelecek günlere ne kadar çok hayal işlersen, o kadar heveslenir ve o geleceğe var gücünle ulaşmaya çalışırsın. Gelmiş geçmiş hiçkimse bu geleceği senin kadar iyi yaşayamamıştır ve yaşayamayacaktır.


Hayatının en büyük günü evlendiğin gündür; yani kavuşmayı beklediğin o güzel günlerin başladığı gün. O güne kadar sadece evdeki ortak dolabın bir gözüne sığabilecek kadar eşyan olmuştur fakat şimdi koskoca bir ev dolusu tertemiz ve yepyeni eşyaların vardır. Ömründe hiç düğünündeki ilgiyi görmemişsindir ve mis kokulu yeni bir hayat başlar senin için. Bir yılın sonunda eşyalar yıpranmaya, ev, gerekli mi, gereksiz mi olduğuna karar verilemeyen eşyalarla dolup taşmaya ve tıpkı büyüdüğün eve benzemeye başlar. Uyku öncesi düşünceler ve hayallerde başroller artık başkalarınındır çünkü senin geldiğin yoldan şimdi çocukların geçmeye başlamıştır ve bir süre de onlarla aynı adımları tekrar yaşama şansını yakalamışsındır. Onlar da yolu tamamlayınca, düşünce ve hayallerinin yerini artık anılar almaya başlar. Bu anıların bazılarına yeni senaryolar yazılır; işte bu, “keşkeler” kısmıdır. Artık her gece kurmaca bir yaşanmışlık seni ısıtıyordur. Birgün, geçmişten gelen, köşedeki evin duvarına yaslanıp senin geçmeni bekleyen o kişinin ismini hatırlayamazsın, diğer gün ise köşedeki ev kaybolur. En son kaybolan ise sen olursun.


Bizim köyde tek bir kader vadır yaşanabilecek fakat bu sırrı insanlar ancak hayatlarının sonuna doğru öğrenirler. İşin garibi ise, bu sırrın herkesin alnında yazıyor olmasıdır.


Şimdi şehirde yaşıyorum ve uykuya dalacağım şu saatler düşünüyorum, acaba burada kaç kader vardır yaşanabilecek?


Naciye Kavas


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.