Uzunca bir zamandır kendime detoks uyguluyorum, haber detoksu. Buna karar vermemi gerektirecek o kadar çok sebep sayabilirim ki şu anda aklıma geldikçe bile sinir olmamak elde değil. Eminim siz de beni anlıyorsunuzdur çünkü vicdanı olan her insanın haberleri gülerek ya da hiçbir şey yokmuş gibi izlemesi mümkün değil. Eğer öyle yapan da varsa onların insanlığından şüphe etmemek elde değil.


Çünkü dünya her gün daha da kötü bir yer haline geliyor. Devler tepişiyor, olan çimlere oluyor. Kadınlar, çocuklar, hayvanlar öldürülüyor, tacize uğruyor ve birçoğu ceza bile almadan kurtuluyor. Zaman geçiyor. Mevsimler bitiyor, hiç kimse ömrünü kendi istediği gibi yaşayamıyor. Sistem nasıl yaşamamızı istiyorsa öyle yaşıyoruz ve bunu değiştirmemek için elimizden ne geliyorsa yapıyor, değişmesi içinde sadece klavye tuşlarına basıyoruz.


Söze gelince kadına, çocuğa, hayvana şiddete karşı olup, yolda bir kadının, çocuğun ya da hayvanın şiddet gördüğüne tanık olsa oradan hızla uzaklaşıp klavyesinin arkasına saklanacak o kadar çok şiddet karşıtı (!) var ki saymakla bitmez. Oysa bu insanlardan tek bir tanesi harekete geçse, bir kıvılcım yaksa o kadar büyüyecek ki bu yangın farkında değil. Çünkü bu zalimlik adeta bir virüs gibi öyle bir yayıldı ki, kendi yakınımızın başına gelmeden uyanamıyoruz. Umursamaz tavırlar takınıp, klavye arkasına saklanmaya devam ediyoruz.


İlla ki yakınımızdan bir kadının ölmesi ya da tecavüze uğraması gerekmiyor müdahalede bulunmak için. Ya da evcil hayvanımızın zarar görmesi gerekmiyor sokaktaki hayvanları düşünmek için. Kimse demiyor şiddet uygulayanı dövün, öldürün diye. Eğer öyle yaparsak, o şiddeti uygulayandan ne farkımız olurdu? Yapmamız gereken şey duyarsız kalmayıp, klavye arkasından yazdıklarımızı faaliyete geçirmek hepsi bu. Çevremizde şiddet gören bir kadın, çocuk ya da hayvan varsa bunu yetkililere bildirmekten korkmamalıyız.


En önemlisi çocuklarımızı yetiştirirken de onları polisle korkutmamalı, başına bir şey geldiği zaman polise gidebileceğini anlatmalı, şiddetin kötülüğünü, hayvan sevgisinin güzelliğini öğretmeliyiz. Sokaktaki hayvanlar için kapımızın önüne bir kap su ve artan yemeklerimizi koymayı ihmal etmemeliyiz ve çevremizde şiddet gördüğünü bildiğimiz ama bunu söylemeye çekinen kadınlara yardım eli uzatmalıyız. Eğer daha güzel sabahlara uyanmak istiyorsak, kadınların, çocukların ve hayvanların ölmediği bir dünya olsun istiyorsak önce biz değişmeliyiz. Başkalarından bu değişimi beklersek her saniye bir canı daha yitireceğiz.


Uzmanlar her ne kadar kimse için değişmeyin diyorlar ama biz kimse için değil, Özgecan Aslan için, Münevver Karabulut için, Şule Çet için, Kübra Güngör için, daha hayatın ne olduğunu bilmeden yitip giden Leyla Aydemir, Eylül Yağlılara ve Irmak Kupal ve daha adını bildiğimiz, bilmediğimiz tüm yitirilen canlar için, bu listenin değil, onların ömrünün uzaması için, değiş.


Yazı: Mert Kaya

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.