Düzelir miyiz? Bitirmeli miyim?
Merhaba Yeşim Hanım, eşim ile geçen sene nikah kıydık, atanma haberimiz geldi. Eş durumu gelsin diye… Bu süre zarfında ailesi bana hiç özen göstermedi, tanışmaya gelmedi. Gittiğimde özenli değillerdi. Aileme karşı da maddi bir destekleri de olmadı buna ek olarak “İstiyoruz ama yapamıyoruz kusura bakmayın” gibi cümleler de olmadı. “Çocuğumuz halleder, boşa mı okuttuk?” dediler. Ben de bu ilgisizliğe alındım, zamanla problemler yaşadık. Eşim askerdeyken nikah sonrası özellikle çok agresifleşmeye başladı. Suratıma telefon kapatmalar, bağırmalar… Askerlik psikolojisi dedim ama gelince de devam etti. Ben de sürekli bu süreçte ailesiyle ilgili eleştiriler yaptım. Beni sevmiyorlar, diğer geline iyi davranıyorlar diye… Bir gün böyle eleştiri yaparken bana tokat attı ve ailesinin bir işine yardım etmeye gitmemiz gerekiyordu oraya götürdü tokattan sonra. Sonra ben bütün sene bunun üstünde tabiri caizse dırdır ettim, her aklıma geldiğinde o tokadı hatırlattım. Atandı, başka şehir yazdı; aynı şehre karar veremedik. Orda burada bir sürü bekar varmış ama seninle evliyiz şükür birbirimizi bulmuşuz dedi. O cümleden sonra bir de bende güvensizlik oluştu. Sonra tokat arkasından küfüre dönüştü. Sinirlenince bana ağır hakaretler etmeye başladı. Ben de de “Sen orda bekarlara mı bakıyorsun?”, “Kiminle ne yapıyorsun?” demeye başladım. Onda da aynı şekilde benzer tepkiler vermeye başladı. Sonuçta ilişkimiz çok kötü gidiyor… En son toparlayalım diye bir araya geldik; ben o küfürü unutamıyorum, tokatı unutamıyorum, kötü davranıyorum; o, her şeye şikayet ediyor, hiçbir şeyi mutlu yapamıyoruz. Bir gün yine kalktım geç kalktın acıktım falan diye söylendi mutlu mutlu bir şeyler hazırlamak istedim onunla, olmadı gittim yattım. Yanıma geldi “Gel hadi” dedi sarıldı falan ben de ayağımla ittirdim onu “Git, istemiyorum. Bağırıyorsun sabahtan beri” diye o da düştü yataktan bana küfür etti yine… Etmeyeceğim bir daha demişti… Ben de o küfürü duyunca onun annesine ettim. Seviye çok düştü yani o da bana tokat attı. Artık namus içeren küfürler duymak bana iyi gelmiyor. Kendimi de onu da tanıyamıyorum, düzenlemiyoruz da sanki boşanmak istiyorum… İstemiyor bir araya bile gelemedik doğru dürüst farklı yerlere atandığımız için… Yol yakınken dönmem mi gerekiyor? Sanırım iyiye gitmiyoruz, düzelir miyiz? Bitirmeli miyim? Yardımcı olun lütfen. Bir şey yapmayacağını biliyorum ama nedensiz sorguluyorum bazen… O tokat, küfür yüzünden boşanmak bitirmek için bahane arıyorum gibi geliyor. Bir daha yapmayacağını söylüyor, yeter artık kavga ettiğimiz diyor. Evi toparlıyor ben işteyken, yemek yapıyor beni mutlu etmeye çalışıyor ama sinirlenip eskileri hatırlatıp aynı şeyleri yapmayacağını nerden bileyim diye kavga edince de her zaman alttan almıyor. Karşılık veriyor. Daha zaten tokat atalı bir hafta oldu. Hiç emin olamıyorum düzeleceğinden… Susmam, hatırlatmamam gerekiyor benim de ama yediremiyorum olanları kendime. Ben biraz yapışık gezen, çok sevgi pıtırcığı diye bilinen biriyim etrafımda. Ona da öyleydim ilk buraya geldiğimde sürekli aramasını istedim ilk başlarda bütün gün konuşuyorduk sonra ben sürekli seninle konuşamam, kendine çevre edin falan demeye başladı kendi arkadaş çevresi oluşunca… Bunların da etkisi var soğumamda… Zamanla içime döndüm ben de galiba. Sonra ufak ufak ilgilenmeye başladı bu rahatsızlığımı söyleyince ama ben duygularımı, kendimi toparlayamadım. Ben de çok ağır konuşuyorum; o küfürden sonra özellikle çok ağır konuşmaya, soğuk davranmaya başladım. Gittiğinde ilgisinin azalmasından sonra desek daha doğru sanırım… Bir şeylerin düzeleceğinden umudum kalmadı, ne yapmalıyım? Bırakmaya da korkuyorum; boşanma dilekçelerini hazırlayıp getiriyorum, “İstemiyorum ben ama sen illa istiyorsan tamam yardımcı olurum zorla da olmaz konuşalım bir en azından” diyor konuşunca ikna oluyorum, korkuyorum pişman olmaktan ama bir şeyler düzelmiyor.
Yeşim Tijen'in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar; hayat bir umudun yolculuğu demişim bir şiirimde ve hala öyle düşünüyorum. Hayat bir umudun yolculuğudur. Hep umutlarımızın peşinden koşmuyor muyuz? Koşuyoruz. İnsanların ruhundan zihninden umutlarını alın, boş bir çuval gibi yere yığılırlar. Umudunuz varsa yaşam güzeldir, umudunuz varsa her şey çekilebilir, emek verilebilir, gayret gösterilebilir. Yazdıklarınızı okuyunca eşinizle ilgili umut var mı acaba diye satır aralarına baktım. Size tokat atmasına, küfür etmesine rağmen evliliğinizde umut olduğunu düşünüyorum. Tabii siz ikiniz karı koca çenelerinizi tutarsanız… Eşiniz küfürü, siz dırdır etmeyi bırakırsanız… Muhakkak ki eşinizin başının etini yemek için haklı nedenleriniz var ama sürekli bunları konuşarak sizin ifadenizle “dır dır” ederek neyi çözebilirsiniz? Şimdiye kadar neyi çözdünüz sorunları çoğaltmaktan başka… Birkaç kez söylediniz, bitirmeyi bileceksiniz. Eşinizin ailesini sürekli suçlarsanız o eş size sonunda dalabilir. Dalmış da… Küfür etmiş, tokat atmış… Çok çirkin hareketler olsa da erkek böyle öğrenmiş kendisini savunma, koruma şekli küfür maalesef… Bazı erkekler kendi aralarında bile küfürle konuşup anlaşabiliyorlar. Bunu güç gösterisi olarak kullanıyorlar. Çok ilginç gerçekten, kadınların anlaması imkansız. O kadar farklı iki cins ki kadın ve erkek yine de evlenip ömür boyu beraberce yaşayabiliyorlar. Diğer yandan kimse evlendiği kızın üzülmesini istemez. Eşiniz de sizin üzülmenizi istememiştir, aile bu atsa atılmaz satsa satılmaz… Elinden ne geliyorsa o kadarını yapabilecek. Muhtemelen buraya yazmadığım istediğiniz şey belki gerçekleşmeyebilecek ama bunları önceden sizlerin konuşması, planlama yapması gerekmez miydi yavrum?
Bu genç ailesine ne yapabilir? Ailesiyle ilgili bu kadar üzerine gidince tipik bir kısım erkek tipi moduna girip çirkinleşebilmiş. İkiniz de gençsiniz, yeni evlisiniz. Evli olduğunuz halde birbirinizden uzakta bir evliliği yaşamaya çalışıyorsunuz. Bunlar hep sizlere stres yüklemiştir. Zaten gerçekleşmeyen hayaller, karşılanmayan beklentiler… Buna bir de ayrılık, alınganlıklar, kırgınlıklar eklenince haliyle birbirinizde güller açamadınız. Kadınlar bu yapılmayanları, eksik kanları hiç unutmuyorlar. İçlerinde ukde kalanları her fırsatta eşlerinin kafasına kafasına vurarak rahatlama yoluna gidiyorlar. İntikam kokan davranışlarla kendilerini de bu intikama kurban ediyorlar. Oysa geçmişi değiştiremiyorlar. Geçmişte yapılan ailesel yanlışlar eşten intikam almak için sürekli dillenerek çözülebilir mi? Bu kendini kandırmaktan, evliliği sarsıntıya uğratmaktan başka nedir? Bir kere söylediniz, iki kere söylediniz susacaksınız. Anlayana bir kere söylemek de yeter. Bugüne odaklanacaksınız. Bugünde ne var? Siz yeni evli karı koca yani siz ikiniz varsınız. Sizlere başka konu mu yok? Birlikteliğinizle ilgili hayallerinizi konuşun, evinizi nasıl döşeyeceğinizi konuşun gibi gibi… Şimdi konu sıkıntınız olmaz. Siz ne yapmışsınız? Eşinizi yataktan tekmeyle itmişsiniz. Bunlar hep yanlış hareketler… Eşinizi yataktan itmek yerine yatağa çekin, kendinizi ana bırakın ama siz hep yapılanlarda yapılmayanlardasınız. Sorunlar sevgiyle, tatlı dille çözüme ulaşır. Birbirinizin eşi olduğunuzu hatırlayın. Birlikteliğinizle ilgili ümitlerinizi hatırlayın. Bakın siz değişirseniz eşiniz de değişecektir. Birbirinize şans vermemişsiniz. Siz elinizden geleni yapın, olmuyorsa; hala mutlu değilim diyorsanız işte o zaman gönül rahatlığıyla ayrılabilirsiniz. Yoksa bunca yaşadığınızı belirttiğiniz sıkıntılara rağmen ilerde keşke deme ihtimaliniz yüksek olacaktır. Evliliklerin kutsallığına inanıyorsak verilen emekler zaman israfı, kendini harcamak değil “keşke”siz bir hayatı huzurla yaşayabilmektir. Kısacası birbirinize güzel duygu, düşüncelerle yaklaşmaya başlayarak evliliğinize şans verin yavrum. Atılan tokat ve küfür yüzünden evlilikler bitseydi şimdiye ülkemizde evli çift kalmazdı. Bu benim düşüncem; kararı verecek olan sizsiniz yavrum. Sevgiler sevgili okurlarıma…
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR