Yeniden hayat kurmak öyle kolay mı?
Yeşim Hanım merhaba, umarım yazdıklarımı görürsünüz ve bana da yardımcı olursunuz. Eşimle 2,5 yıldır evliyiz, İstanbul’da yaşıyoruz. Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinden sonra eşimin psikolojisi bozuldu, asla İstanbul’da yaşamak istemiyor ve sürekli başka bir şehre taşınmak için beni sıkıştırıyor. Benimse ailem her şeyim burada ve burada doğup büyüdüm, aslında onun bu psikolojik durumu beni de etkiledi ama ben onun kadar takıntılı değilim. Geldiğimiz noktada artık "Beni anlamıyorsun, isteklerim umurunda değil" diyor beni umursamazlıkla suçluyor. Ama taşınmak yeniden hayat kurmak öyle kolay mı sanki? Anlatamıyorum ona. Bu durumu takıntı haline getirdi. Ben de tamam diyorum zamana bırakalım diyorum ama anlatamıyorum. Lütfen yardımcı olun. Sizce ben mi hatalıyım, gerçekten umursamıyor muyum yoksa ben mi haklıyım? Bu durum sürekli aramızda bir sorun. Bana yol gösterin lütfen.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar, lisedeyken kompozisyon soruları verilirdi. İki tezden biri bir guruba diğeri öbür gruba verilir bu konuyu yorumlamamız istenirdi. Şimdi bugünkü konuda öyle bir konu ikircikli bir konu ülkemiz için… En son depremi yaşadığımız günden bugüne bir sene bile olmadı. Biz depremi birebir yaşamasa da yaşar gibi acı çektiğimiz, yaşayanlar için kahrolduğumuz günleri hiçbirimiz unutmadık, hala aklımızda. O günlerde hepimiz sanırım bir kere daha deprem korkusuyla tir tir titredik. Maşallah kendini hiç unutturmuyor. Her an teyakkuz halinde olan deprem adeta bizlere “Haberiniz olsun ensenizdeyim siz hala tedbirlerinizi almadınız mı?” diye dürterek adeta bizlere uyarılar yolluyor ama biz Türkler ne yapabiliriz ki? Kadercilikle yönetilen bir milletiz. Hareket alanımız gelirimiz kadar. Bu deprem bizi Avrupalı bir ülke sanıyor herhalde… Nerdeeeeeee bizde o şartlar, o gelirler… Şartlar ve gelirler uymadığından millet olarak deprem konusunda hala maalesef arafta öylece duruyoruz. Kimimiz zaten ülke şartlarından yarı ölü halde olduğundan depremi umursayamıyor bile belki de “Öleyim de kurtulayım modunda”… Kimileri şanslı çoktan daha güvenli yerlere ya da evlere göç ettiler bile. Kimi de bir gün güvenli bir bölgede yaşamanın hayaliyle fırsat kolluyor. Eee herkesin işi gücü, ailesi, çoluğu çocuğu, o çocuklarının eğitimi var. Hop dediğinizde hemen hoplayamıyorsunuz. Her şeyin zeminini alt çalışmasını önce bir hazırlamak gerekiyor.
Sevgili okurum, eşinizin durumu sık rastlanan bir durum. Aslında deprem oluyor bitiyorsa da insanlarda artçı psikolojik etkileri sürüyor. Kimi çok fazla derinden düşünüyor kimiyse işi Allah’a bırakmış başımıza ne gelirse Allah’tan diyor. Hangisi haklı derseniz… Bilim ne söylüyorsa doğru odur. Bizim yüzde elli küsür insanımıza uymasa da daha güvenli bir bölgede, binada oturmak gerek. Tedbir iyi bir şey en azından insan kendini güvende hisseder. Buna karşın depremin bizim ülkemiz için bir kader kısmı da var, yok denemez. Kişinin depreme nerde yakalanacağı kısmı tamamen soru işaretidir. Güvenli bir evde yaşarken o deprem gününde hiç olmamanız gereken güvensiz bir binada bulunabilirsiniz Ülkemizin böyle binalarla dolu olduğunu hepimiz biliyor ama hiç üzerinde durmuyoruz. Kaderci olmasak da kaderin avuçlarının içindeyiz. Kadere teslime karşı olanların bir şehirden başka bir şehre gitmek için kişinin işini gücünü ayarlaması şart.
İş, aile durumlarını ayarlamadan taşınmak sonrasında eşle ilişkiyi daha çok bozabilir. Bunların da hesabı yapılmalı sevgili okurum… Onu düşündüğünüzü önemsediğinizi belli etmek için eşinizi anladığınızı, önemsediğinizi daha çok hissettirmelisiniz. Onunla beraber onun bu konudaki araştırmalarına katılmalısınız. Eğer kısa sürede şehir değiştirme ihtimaliniz yoksa İstanbul’un daha güvenli bir ilçesinde ev ayarlayabilirsiniz. Bu da eşinizi kısmen daha rahatlatacaktır. Bu gibi çözümlerle eşinizin size karşı olan bakış açısını “umursamıyorsun” sitemlerini kırabilirsiniz. Eşinizin istediği sadece anlaşıldığını hissetmek, biraz desteğinizi görmek… Bunun haricinde birçok kişi bu deprem korkusu, evhamı için yardım alıyor. Eşiniz de bir doktordan psikolojik destek alabilir. Bir erkeğin eşini şefkatli kollarıyla, sözleriyle sarıp sarmalaması birçok ilaçtan daha faydalıdır. Bir deyim vardır ya hani… Ülkemiz için ne kadar kabil olur bilemiyorum ama her birimiz elimizden geldiğince sağlam evlerde oturmalı sonra kendimizi kadere teslim etmeliyiz.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR