Hata olduğunu bildiğim halde...
Yeşim Hanım merhaba, ben size daha önceden yazmıştım. Annemle ilgili yaşadıklarım ve hissettiklerimle ilgili. Hayatımızda evliliğimizde hep çatlaklar vardı, bunları iyileştirmek pek de mümkün olmadı ki ben asla yapmam dediğim bir hataya düştüm. Evin tek çocuğu olup da hiç önemsenmeyen sevilmeyen her fırsatta evlendikten sonrasında dahi aşağılanmış bir insanım. Benim de bir kızım var yüreğimin en derinlerinde hissediyorum. Konuyu uzatmadan sorunu anlatmak istiyorum. Ben daha öncesinde eşimden ayrılmak istemiştim ve annemle konuşmuştum ama annem bütün kiniyle öfkesiyle beni tekrar eve gönderirdi. Evlilik yükünü kaldıramadığımı, erken yaşta henüz gözümü açmadan bu yükü aldığımı ve zorlandığımı her ne kadar hem eşime hem anneme ifade etsem de aslında kimse beni duymadı. Çocuklarım vardı, kurulu bir düzen vardı; aslında düzensizlikte bir düzen vardı diyebilirim. Ben eşimle aşk ve yoğun bir sevgi evliliği yapmamış olsam bile yıllar içinde birbirimize alıştık çocuklarımız oldu. Sesimi, duygularımı, hissettiklerimi her ne kadar duymasa da ben hep onunlaydım. Gece gündüz çalışırdı ben de çocuklarla, evle psikolojimi hayatımı düzene sokmamla ilgileniyordum. Çok zor şartlarda ev aldık, taşındık. O sıralar aramız kötüydü yine birbirimizi görmüyorduk. Taşındık zaman geçti ve sosyal medyada "arkadaş" diye hayatıma giren kişiyle bir senelik bir arkadaşlığımız oldu. Birebir asla görüşmedim. Uzaktan birisine kendimi ifade edebilmek bile bana o an için doğru geliyordu. Telefonda konuşmaya başladık sonrasında konuşmalar farklı yönlere evrildi ve o kişinin annesine ve kendinisine bir miktar para da kaptırdım. Hata olduğunu bildiğim halde her an vazgeçmeye çalışsam da o yalnızlıkta o karanlıkta boğulup gittim. Eşim öğrendi sonrasında düşündük, yüzeysel konuştuk ve devam ettik. Ama dediğim gibi olayların sıkıntısını yükleyip devam ettik. Aradan bir 1.5 sene geçtikten sonra boşanmak istedi benimle aslında aramız kötü değildi. Davayı açtık ve 6 ay süre verildi düşünmek için. Eşim beni kişilik olarak çok iyi biliyor hayatım hep yalnızlıkla ve sesimi duyurma çabasıyla geçti. Yalvarıyorum rabbime haykırıyorum gözyaşları içinde gönlümdeki iman yeniden dirilişe geçti.
Yeşim Tijen’in cevabı:
“Allahım ben bedeli neyse ödemeye raziyim ve ödüyorum da hem maddi hem
Manevi yeter ki yuvam yikilmasin...
Ben daha ne yapabilirim?”
Seçim Bizim Değil
Sen takır takır yaz günahları
Bizim değil ki hiç biri
Günahlar bizim sevaplar bizim
Acılar korkular hüzün bizim de
Ne garip bizim sandığımız günahlar
Sahi bizim mi?
Yıllarca sırtımızda bizimmiş gibi taşıdığımız
Gözümüzü açtığımızda hayatımızda bulduğumuz
Annemiz babamız doğum yerimiz dinimiz
Hangisi bizim tercihimiz?
Sen boşver takır takır yaz günahları
Sevap bizim günah bizim
Seçim ııı ııh bizim değil
Yeşim Tijen (Hüzünlü Valizler kitabından…)
Merhaba sevgili kızım, insan farkındalıklar oluşana akılı erene kadar kendi olmadan yaşar. Kendi olduktan sonraysa çokça şey kendinin elindedir. Biraz cesaret biraz öngörüyle çıkmazlarından çıkabilir. Tabii bu çıkış ne kadar istediğiniz, kendinize ne kadar inanıp güvendiğinizle de alakalıdır ama benim sizi hatırladığım kadarıyla en büyük çıkmazınızı anneniz olarak görseniz de sizin çıkmazınız sizsiniz yavrum. Siz sizden çıkamıyorsunuz. Korkularınız, güvensizliklerinizle kendinizde birçok bakımdan tutuklu kalmışsınız. Kendinizi özgür bırakmalısınız; kırmaktan, dökmekten korkmamalısınız. Anneniz sizi bu kadar üzüyor yoruyorsa annenize resti çekebilmelisiniz. Onunla tartışabilir, küsebilir gerekiyorsa ondan uzaklaşabilirsiniz. Bu haklar kullanmak isterseniz sizin haklarınızdır; kullanmaktan utanmamalı, çekinmemelisiniz. Hiçbir evlat annesinin kuklası ya da kölesi değildir. Jenerasyon hayata bakış ve karakter farklılıkları iki kişi arasında aşılamamışsa anneniz olsa da size saygı duymayı, değer vermeyi bilmiyorsa onun size yaşattığı sıkıntılardan ondan uzak durarak kurtulabilirsiniz. Diyelim ki bunu yaptınız sıra nerde? Kendinizde. İlk önce kendinize acımayı bırakacaksınız. Kendinizi güzel özel yönlerinizi göstere göstere önce kendiniz sevecek sonra kendinize güven kazanacaksınız. Moralinizi, psikolojinizi kendinize özenerek daha bir bakarak düzelteceksiniz. Aynaya baktığınızda gördüğünüz kadına bakarken umutsuzluk duymayacaksınız. Aynada gördüğünüz kadın ışıltısıyla size umut verecek. İnsan psikolojisi kendi kendine düzelmez. Siz kendinizi gayrete getireceksiniz. Dışarı çıkmak istemiyor musunuz? İçinizden hiçbir şey gelmiyor mu? Kendinizi siz zorlayarak dışarı çıkaracaksınız gibi gibi. Kendinizi hafife almayı bırakacaksınız. Kolay değil baskın karakterli eze eze avladını sindiren bir anneyle bugüne gelebilmek. Tek çocuk olup bu kadar sevgisizce büyütülüp ben de varım diyememek. Böylesi ezilmek demek birçok insan için sindirilmek hatta kendi içine gömülmek demektir. Sindirlen insan baskıyla bir yerlerinden tabi ki patlama yapacaktır. Siz de yanlış bir ilişki yaşayarak bu patlamayı yapmış olmalısınız. Bu ilişkiyle sevgiyi bulacağınızı sanmışsınız sosyal medya tuzaklarından birine birçok kadın ya da erkek gibi düşmüşsünüz, eşinize yakalanmışsınız. Buna iyi ki yakalanmışsınız diyeceğim. Bir pislikten kurtulmuşsunuz yoksa muhtemelen güzel sözler duymak adına bu ilişkiniz öyle ya da böyle sürecekti. Şimdi eşinize ihanet etmenin suçluluğu içindesiniz. Bu ihanet telefonda da olsa ihanet ihanettir. Şimdi haliyle kendinizle yüzleşiyorsunuz. Bu yüzleşmeleri yaşaya yaşaya iyileşeceksiniz. Kendinizi yaptıklarınız ya da yapamadıklarınız için affedin. Hiçbir şey için geç kalmış değilsiniz. Kendinizi istediğiniz noktaya getireceksinizdir. Bazen bu değişim dönüşüm sancılı bazen kolay olur. Ama değişmek isterseniz olacaktır. Bunun geçi erkeni olmaz. Hiç olmamasındansa olması iyi bir şeydir. Eşiniz de iyileşecektir. Belki bu durumu içinde sindirebilir de zamanla çünkü sizi tanıyor, annenizle ilgili yaşadıklarınızı biliyor, yaşadığınız ruhsal sıkıntılarınızın da farkındadır.
Erkekler için boşanmak, eşini bırakabilmek öyle kolay bir adım değildir. Eşinizden boşanmak istemiyorsanız eşinizi sevdiğinizi, değerini fark ettiğinizi düşünüyorsanız bu evliliği kurtarmak için biraz o kabuğunuzun içinden çıkacaksınız. Gayretinizi, sevginizi, değerli olduğunu hem hareketlerinizle hem sözlerinizle ona hissettireceksiniz. Yazımın başında şiirimle seçim bizim değil dedim ama bu aklımız erene kadar. Aklımız erdikten sonra hayatımızda olanlarla ne yapacağımız, yaptığımız bizim kendi seçimimiz. Siz o günlerden bugüne hayatın birçok şeyini bir şekilde yaşayarak öğrendiniz. Boşanmak istemiyorsanız, ayrılık olsun istemiyorsanız ev kadınlığınızla, anneliğinizle, dişiliğinizle eşinize yaklaşacaksınız. Çekinmeyin, utanmayın. Elinizden geleni yaptınız hala bir şeyleri değiştiremediyseniz o zaman bu ayrılığı cesaretle karşılamayı, dik durmayı başaracaksınız. Hayata bana hiçbir şey vermedi diye bakarken sizin hayata ne verdiğinize de bir bakacaksınız. Sinmiş durmayı bırakacaksınız. Sizin de bir evladınız var ona anneniz gibi sorunlu bir anne olmak istemiyorsanız güçlü durmayı öğreneceksiniz. Hayattaki duruşunuzla, yapıp etmelerinizle ona örnek olacaksınız. Annenizin sizinle ilgili yanlışları olmuş olabilir ama şimdiden sonra siz kendinize dik durarak yanlış yapmamalısınız. İnsan elinden geleni yaptıktan sonra gerisini akışına bırakır sorumluluğu oraya kadardır. Elinden geleni yapmak sonrası cesaretle karşılayarak akıllı adımlar atmayı başarabilmektir. Bu da düşünmek, sorgulamak ve öngörmekle mümkün olur. Diyelim ki boşandınız, sizin için en kötüsü oldu. Bu durum size korkunç gözükse de hayatınızın daha iyiye, güzele gidebilmesi mümkün yavrum. Belki de mutlu olcaksınız. Gelecekten akıllı adımlar atmayı başarabildiğiniz sürece korkmamalısınız. Gelecek sizin ona verdiklerinizle ya güzelleşir ya da böyle bedbaht bir halde yaşarsınız. Yurt dışında yaşayan birisiniz eminim orada birçok sosyal haklar vardır. Bunlardan faydalanmayı bileceksiniz. Ne gerekiyorsa onu yapabilmek için düşünecek, araştıracaksınız. Bu boşanmayı hayatınızın sonu olarak görmeyi bırakarak çözüm bulmaya çalışmalısınız. Kişi kendini hayatta her yönden hep geliştirmeli ki güzel günler görebilsin değil mi yavrum? Ahlayıp vahlamak acizlerin işi, siz aciz değilsiniz ama miş gibi davranıyorsunuz, hiç yakışmıyor. Bu durum sorunları sarmalanmaktan başka bir işe yaramaz. Kendinizden, hayattan ümidinizi kesmediğiniz sürece boşanmış olsanız da hayat güzel olacaktır. Mutsuzluklarınızdan çıkış sizin kendinizi aklınızla, cesaretinizle yönetebilmeyi başarabilmenizde. Mutluluklar diliyorum yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR