Eski eşi oğlunu bahane ederek arıyor
Merhabalar Yeşim Hanım, ben evlenme aşamasındayım, ikimiz de ikinci evliliğimize adım attık fakat partnerimde fark ettiğim şey hayır diyememesi… Oğlu 21 yaşında annesiyle yaşıyor. Eski eşi oğlunu bahane ederek arıyor, konuşuyorlar oysa oğluyla çok güzel diyaloğu var partnerimin bunu bire bir gördüm. Oğlu birkaç gün misafirimiz oldu baya baba-oğul ilişkileri güzel hatta baba çok abartılı, aşırı ilgili sanki çocuğa davranır gibi sürekli yönetmeye çalışıyor ve her dediğini yapıyor maddi yönden. Bu konuda kafamı karıştırdı fakat asıl mesele oğlunun bir ihtiyacı varsa direk oğlu zaten babayı arıyor. Annesi niye arasın bahane ederek oğlunu? Bu bana doğru gelmiyor. Kitap okuyan, psikologları dinleyen hatta seanslar alan biri olarak beni strese sokuyor. Geçmiş evliliğimde de aynı vakaları yaşamıştım artık üzülmek stres yaşamak istemiyorum. Ne yapabilirim? Rica ediyorum beni rahatlatır mısınız? Kendisini 3 ay önce uyarmıştım, evleniyoruz artık beni arama, oğlum zaten kendisi arıyor diye söylemesi için o da tamam söylerim dedi ama söylememiş belli ki. Dün 6 kez kısa kısa aramış, sonunda ben yanındayken telefonu çaldı konuşmak zorunda kaldı. Neden oğlun aramıyor da eşin arıyor diye sordum, bilmiyorum dedi. Hatta nişanlın kim diye sormuş bu da söylememiş benim kim olduğumu. Bunların beni ileride daha fazla üzmemesi için nasıl önlem alabilirim?
Yeşim Tijen’in cevabı:
"Ancak mutlu kadınların göz bebekleri parlar diyordu annem. Ve ben bunu hiç unutmadım, mutluluğunu merak ettiğim kadınların gözlerinde o ışıltıyı daima ararım. Çünkü annem haklıdır."
Merhaba sevgili okurlar, mutluluğu bana kimse anlatmadı. En çok anlatması gereken kişi annemse hiç anlatamadı çünkü o zaten mutluluğu bilmiyordu. Mutluluk benim kendi keşfim, kutsal anneciğime mutluluğu hayatımdaki renklerimle, yaşayışımla hep bir şekilde anlatmaya çalıştım. Anlamaya yanaşmadı çünkü kendini kalıplara sokmuştu, o kalıplardan çıkamıyordu. Ona göre ben her şeyi dibine kadar yaşayışımla, kullanışımla biraz abartılıydım oysa sevmek zaten abartmak değil mi sevgili okurlar? Yediğinizi yerken zevkini çıkarmalısınız. Kullanmanız gereken eşyalarınızı kullanmaya kıyarak zevkini çıkarabilmelisiniz, saklamamalısınız. Sevdiklerinizi severken dibine kadar severek o sevgi denen duygunun zevkini çıkarabilmelisiniz. Peki böyle yaşarken abartmış mı olursunuz? Yoksa hakkını mı vermiş mi olursunuz? Ben hayatımdaki her şeyin hakkını verdiğimi düşünüyorum. Beni hak edenlerle hayat yolumu da birlikte yürümekteyim. Yine böylesi sevdiğim kendisine değer verdiğim kuzenim Neslihan geçen gün aradı beni. Ne haber Tijen, görüşemiyoruz ordan burdan derken konu annelerimize geldi. Bana Tijen bizim annelerimiz mutlu olmayı bilmiyorlardı, onlar hep mutsuzdu dedi. Evet öyleydiler maalesef, bir nesil için bu böyleydi. Hayatları, akılları açılmamış aksine daraltılmış bir nesildiler ve o dar alanlarını açmak için hiçbir çaba sarf etmediler. Sorunlarına takılarak yaşayarak yaşamın kendisini yaşamaktan uzaklaştılar, bir bakıma yaşamlarını ziyan ettiler ama siz sevgili okurum siz eski nesil değilsiniz ve kendinizi geliştirmek için gerek okuyarak gerek bire bir seans alarak kendinizce bir çaba içindesiniz. Bunlar güzel hareketler olsa da ne aklınıza ne kalbinize yeterince dokunamamışsınız gibi gözüküyorsunuz. Olumsuz bir bakış açısı içindesiniz. Bu olumsuz bakış açınızla mutlu olabilir misiniz? Olamazsınız. Mutluluk sanıldığı kadar zor ulaşılan bir duygu değildir, kişinin iyi niyetinde, güzel gören, kusur aramayan bakışındadır. Eğer hayata bu bakış açısıyla bakmazsanız kiminle evlenirseniz evlenin mutlu olmazsınız, haliyle doktor doktor gezersiniz. Hayatınızda değişmesi gereken kişi sizsiniz yavrum. Evlenmeyi bilen paylaşmayı da bilece, tamamen paylaşmıyorsunuz ki. Arada bir evladı gelecek gidecek. Eşiniz de evladını içinden geldiği gibi istiyorsa abartarak bile sevecek, onun evladı siz de mutluluk duymalısınız. Evleneceğiniz kişi oğluna sahip çıkıyor, sorumluluk sahibi evladına değer veriyor. Ya vermeseydi? Oğluyla görüşmeseydi, ona surat assaydı bundan mutluluk mu duyacaktınız? Kendinize yakıştırabiliyor musunuz bu düşünceyi?
Birinci evlilikte bulamadığınız çöpsüz üzüm denilen birini ikinci evlilikte hiç bulamazsınız çünkü kişiler önceki evliliklerinden bir mirasla size gelirler, o miras da çocuklardır. Eğer o geçmişiyle gelen yeni eşin çocuğunu kabul edemeyecekseniz, size şimdiden batmaya başlamışsa hiç çetrefilli yollara girmeden reddi miras yapmalı, bu kişiyle evlenmemelisiniz. O genç çocuk evleneceğiniz kişinin hayatında hep olacak, olmalı da. Çocuğunun onun ilgisine, evleneceğiniz kişinin oğlunu görmeye ihtiyacı olacak. Mutluluk sadece bir kadınla beraber olarak yaşanmaz. Evlatlar daha büyük mutluluklardır, hele onları güzel yetiştirebilmişseniz o evlatlara baktığınızda gözleriniz tabi ki ışıldar. Bu evlada siz de sevgiyle bakabilmeyi başarmalısınız. Neden aynı eski evliliğinizde yaşadığınız durumları yaşıyorsunuz çünkü siz kendinizi değiştirmemişsiniz, yaşadıklarınızdan bir ders almamış hala paylaşmamakta ısrarcısınız. Oysa o evlada siz de kucak açabilseniz kalbiniz ısınmaya başlayacak, mutlu olacaksınız. O kalbi bu kadar sıkı sıkıya kapalı tutarak gevşemesine izin vermeyerek kendinize de zarar verdiğinizi göremiyor musunuz? Haklı olduğunuz bir tek konu var eski eşin sürekli arıyor olması. Arada bir ortak evlatları dolayısıyla arayabilir ama sürekli araması hiçbir kadının hoşuna gitmez. Bu konuda kararlı tavrınızı koyabilirsiniz. Evet gerektiği zaman arasın ama gerektiği zaman. Bu da kavgayla değil iyi bir dille anlatılabilir. Eski eşler düşman olarak ayrılmamışsa bu konuşmaların olabileceğinin bilinciyle sabırlı olmanızı tavsiye ederim yoksa eski eşe fırsat veririsiniz.
Yazdıklarımda ne gördünüz yavrum? İyi niyet, sevgi bunları hayatınızda barındırmadan mutluluğu bulmak zor, bunu görün istiyorum. Yoksa psikologlarla iletişiminiz hiç bitmez. Onların da faydası sizin kendinizde devrim yapmanızla mümkün olacağından kendinizi değiştirmezseniz ancak boşa kürek çekmiş olur, yaşadığınız hayatta mutlu olamazsınız. Bunca sözden sonra mutluluk insan olmasını bilene her şeyde var yavrum diyeceğim. Mesele kalbi ve aklı iyi duygularla beslemekte yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR