Hem kalbim kırıldı hem umudum
Merhaba Yeşim Hanım, ben 1 yıllık evliyim ama ne yazık ki gün geçtikçe sorunlar, stres derken bu bir yıl bana bir asır gibi geldi. Biz aile apartmanında yaşıyoruz kayınvalidem, eltilerim hepimiz aynı binadayız ve gün aşırı hatta gün içinde defalarca kendi evimde değilde kaynanamla birlikte geçirmek zorunda kalıyorum. Sürekli “giyimini değiştir, şöyle otur, şöyle kalk, şöyle konuş, bunu yap” diye diye beni değiştirmeye çalışıyor. Onlar eski yaşam kafasından çıkamamışlar ve beni de o yaşama zorluyorlar. Yine de ayak uydurmaya çalışsam da kusur buluyorlar. Arkamdan konuşup yüzüme gülüyorlar. Sürekli birlikte yiyelim, birlikte çay içelim, birlikte gezelim, her şeyi birlikte yapmak istiyor sanki bizim bir hayatımız yokmuş gibi, karı koca tek başımıza düzenimiz yokmuş gibi. Bu durum artık beni iyice yıpratmaya başladı ne huzurum kaldı ne mutluluğum. Ben yine de elimden ne gelirse yaptım hatta fazlasını da sırf mutlu olsunlar, eşimdir, ailesidir diye de sorun çıkmasın güzel geçirelim dedim hep. Bu durumu dile getirdiğimde kaynanam bana farklı konuşup oğluna farklı konuşuyor. Her defasında beni suçluyor. Oğlunun yanında kötülüyor, ne yapsam şikayet ediyor. Kocam da ailesine fazlasıyla düşkün ama normal bir sevgi değil abartı, o da her defasında beni suçluyor. Kendimi açıkladıkça daha da üstüme geliyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım. Eşimle de güzellikle konuşmaya, anlatmaya çalıştım ama hep sonu tartışmayla bitti. Asla yaptıklarını kabul etmiyor, ihale hep bana kalıyor. Dün eşime bir sürpriz yapmak istedim ve ona söylemeden pasta, hediye aldım evlilik yıldönümüz için. Kaynanam da beni görüp kocama şikayet etmiş. Ondan izinsiz çıktığım için doldurmuş onu, neler neler söylemiş. Hem sürprizim bozuldu hem de yıldönümünü zehir ettiler, kavgayla bitti. Ben artık gerçekten ne yapmam gerektiğini bilemiyorum. 1.yılımı bu şekilde geçirdiğim için hem kalbim kırıldı hem de umudum. Üzülüyorum gerçekten. Eşim bana ailesinin doldurması yüzünden bir daha sorun çıkarırsan herkes kendi yoluna baksın, ben uğraşmak istemiyorum böyle şeylerle dedi. Resmen beni boşanmakla tehdit etti. Her yolu denedim ama nafile. Önüme siz çıktınız, belki de siz yardımcı olursunuz...
Yeşim Tijen’in cevabı:
“Dışarıda koskoca bir dünya vardı, yürüdüm, kedimi aradım içinde. Yoktum...”
İnci Aral
İnsanoğlu hep güzellikler umar. Umar da bazen uma uma sarı muma döner. Solduruverirler ışığınızı. Sevgiyle kucak açmak, tanımaya çalışmak, sevmek, kabullenmek varken sözleriyle, davranışlarıyla umarsızca mutluluğu yaşatmazlar; kendilerine benzetmek isterler. Sizi sizin renginizle kabul etmek yerine kendi renklerine boyamak isterler. Bunun adı cahilliktir. Siz o renkleri kabul etmedikçe hırçınlaşırlar sonrası hır gür ayrılık ya da teslimiyet olarak vuku bulur. Sonuçlar karaktere göre değişir. Siz de böylesi bir ailenin başının yani kayınvalidenizin hışmına uğramışsınız. Bu hışım o sizi sindirene kadar sürecektir. Oğlu da annesinin yanında yer alıyorsa üzgünüm, işiniz kolay olmayacak yavrum.
Aile apartmanları birçok bakımdan şenlikli olur. Bazen iyi anlamda bazen kötü anlamda. Kim bu zamanda aile apartmanında oturmak ister? Hiç kimse. Eğer aile kendini bilen, bilinçli bir aileyse başkalarının hakkına saygı duyabiliyorsa hiçbir sakıncası olmaz ama sizin apartmandaki gibiyse sakıncası çok olur. İşin içinden çıkamazsınız, kendinizi arar arar durursunuz. Bulmakta zorlanırsınız. Bu tarz birlikteliklerde anahtar kelime saygıdır. Esasında her ilişkinin anahtarı saygıdır. Saygının olmadığı yerde sizin hakkınız söz konusu olamaz. Siz yok sayılırsınız. Sizde olduğu gibi en ufak bir şey için izin almanız beklenir. Siz evlenmişsiniz, artık bir evli kadın olmuşsanız niye başkasında hak arayacaksınız? Kendinizi taşımaktan aciz ya da ne yapacağını bilmeyen biri misiniz ki size müdahale ediliyor? Bu sen benden izinsiz adım atamazsın demek oluyor. Kayınvalideniz kaçıncı yüzyılda yaşadığını sanıyor merak ediyor insan. Gereken durumlarda ben şuraya gidiyorum diye haber verilebilir ama sizin size özel bir hayatınız varsa her şey için kayınvalidenizin kapısını çalmamalısınız. Aynı apartmanda oturuyorsunuz diye her saat birlikte olmak zorunda hissetmemelisiniz. İnsanların kendilerine özel alanları olmalı, nefes alabilmeliler. Kendini bilen biri arada kekini, böreğini hazırlayıp çaya çağırabilir bazen de yaptığı hazırlıklarla aileyi yemek bahanesiyle bir araya getirebilir. Bunlar hep kişinin gönlüyle, aklıyla, kendi arzusu bazen de bilinciyle gerçekleşir. O zaman aynı apartmanda ahenkli bir beraberlikten söz edilebilir. Zorla oluşturulmaya çalışılan birlik beraberlikten kimsenin memnuniyet duyması beklenemez. Yaşadığınız durumların çözümü ya siz değişeceksiniz ya siz değişeceksiniz yavrum. Kayınvalideniz muhtemelen sizi istediği kıvama getirip oğlunu da tamamen kendi safına alana kadar davranışlarına artırarak devam edecektir. Her hâlükârda çözüm sizin iyi ya da kötü anlamda değişmenizle aşılabilir. Sizin çalışma hayatına girerek ailenin müdahalelerinden bir anlamda kurtulmanız gerçekleşebilir. Tam anlamıyla bir kurtuluş söz konusu olmaz ama yarı yarıya azalabilir ya da onların istediği gibi biri olursunuz bu da bu evliliği devam ettirmenin bir çözümü olur. Bu saatten sonra kayınvalidenizi değiştiremezsiniz, böyle bir ümit yok. Onun manipülasyonlarına karşı eşinizin yanındayken kayınvalidenizle çok ilgili anneciğim anneciğim diye ilgili alakalı konuşup eşinizin aklını annesi hakkında karıştırabilirisiniz. Bu yaklaşım beyaz yalanlar gibi bir yaklaşım olacaktır. Diğer yandan çalışma hayatına girerseniz o zaman da bir takım kulplar bulunabilir ama eşiniz çalışmanıza karşı gelmezse paranın gülen yüzü sizin yüzünüzü de güldürebilir. Eşiniz sizin güç kazanmanızla sizden yana tavır koymaya başlayabilir. Bunlar sizin hayatınızla ilgili ihtimaller. Siz çalışmayı isteseniz de eşiniz istemeyebilir. Annesi hayatınıza bu kadar müdahilken o engel olabilir. Normal bir ilişkide annesi ile eşinin arasındaki ve yeni evi ile ailesinin evi arasındaki sınırı çizecek olan kişi eşiniz olmalıdır. Ancak maalesef eşiniz sınır koymak bir yana, yaşanan tatsızlıklarda "sen yoluna ben yoluma" diyebilecek kadar ileri gidebiliyor. İşiniz hiç kolay değil. Bu huzursuzlukları aşmak ancak kocanızla mümkün olabilecekken o da annesinin etkisinde ve sizin karşı safınızda. Size kalan ya boynunuzu eğip onlara uymak ya da ben buyum, beni böyle kabul ederlerse etsinler; etmezlerse herkes kendi yoluna demek zorunda bırakılacaksınız. Buradan benim gördüğüm resim bu.
Evliliğinizle ilgili güzel bir öngörünüz oluşmuyorsa dikkatli olacak, çocuk yapmayacaksınız çünkü evliliğiniz siz çabalarsanız, kendinizden verirseniz devam edecek gibi gözüküyor. Yolunuza ışık saçamadığım için üzgünüm ama bazen karanlıkların ardı kocaman bir aydınlık olur. İnsan onu önceden göremeyebilir. Siz elinizden geleni, kendinize yakışanı yapın ilerisini hayatınızın akışına göre aklınızla belirlemek zorundasınız. Kendinizi bulabilmeniz ve oluşturabilmeniz dileğiyle sevgili yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR