Anılar canımı çok yakıyor
Yeşim Hanım merhaba, yazılarınızı sık sık takip ediyorum. Ben de kendime düşen paylardan yararlanmaya çalışıyorum. Daha önce yazmıştım size epey bir zaman oldu. O sıralar nişanlılık arifesindeydim. İlk sevgilim olan ve 10 yıla yakın bir süre uzaktan mesafeyle devam eden bir ilişkim oldu. İkimiz de şuan 25 yaşlarındayız. Konuşmaya başlarken saf ve temizdik bence… 15 yaşlarında telefondan telefona. Ben memlekete gittikçe fırsat bulursam 1 saatlik görüşmeyle geçti. Askere gitti 2 seneye yakın askerliğini bekledim. Ben liseden mezun olur olmaz iş hayatına atıldım, özel bir şirkette muhasebeciyim. Hem çalıştım hem de eğitimimi tamamladım şu an lisans mezunuyum. Gelelim benim sıkıntıma. Uzun süreli ilişkiden sonra erkek arkadaşım benim için bulunduğum şehre geldi, iş buldu, çalışmaya başladı. Tek başına yaşıyordu burada. Bu arada o da lise mezunu, açıktan bitirdi. Aslında çok çabaladım okusun diye ama maalesef istemedikçe zorla bir şey olmuyor. Bir süre çalıştıktan sonra nişanlandık biz. Nişandan hemen önce birkaç yalanını duydum parasal anlamda. Tek olduğu için çalıştığı gidiyordu sürekli dışardan yemekle. O yalandan sonra nişan süresini biraz uzatmak istedim çünkü güven kırılmıştı. Sonra ikna oldum nişanlandık. İlk zamanlar çok mutluyum tabii her şey güzel, yolunda ama onun ailesinden maddi anlamda hiçbir destek gelmediği için bocalamaya başlamıştı. Ben çok kontrollü ve garantici bir insanım ihtimallere bırakmam birçok şeyi. Ama o zamanlar nişanlım olan insan çok rahat biriydi, ben de baskıcı bir karakterim. Bir yandan da ailemden nişanlanmamı pek istemedi o zamanlar. Aileme beni mahcup edecek diye diken üstündeydim sürekli. 6 ay nişanlı kaldık, son 2-3 ay içerisinde maddi kaynaklı tartışmalarımız oluyordu. Büyüdükçe karşılıklı kırdık, kırıldık. Son dönemde yine yalanlar söylediğini fark ettim. İşten çıkmış kavga edip 2 hafta boşta bekliyormuş. Bana ve aileme de çalışıyorum diyordu ve aramızda para alışverişi oluyordu arada sıkıntı olmuyordu hiç bunca zamandır. Ama son zamanlarda o da bozulmaya başladı, aldığını vermez oldu. Bu işten çıktığını öğrendiğim zaman son nokta oldu. Buluşup bu şekilde devam edemeyeceğimi, sorumsuz davrandığını söyleyerek bitirmek istedim. O da bana beni affet, tekrar affet demeye yüzüm yok dedi. Kavgasız gürültüsüz bitirdik. Ayrıldıktan yarım saat sonra iddia oynadığı öğrendim. Başımdan aşağı kaynar su döküldü, yüklü bir miktarmış hatta ve borcu varmış ondan böyle sıkıntıya düşmüş. Kendisi söylemedi başkasından öğrendim. Sonra öfkem büyüdü bu ilk miydi daha öncesi var mıydı belirsizdi. Anında sildim, duyar duymaz engelledim ve numaramı değiştirdim. Haram paradan ne hayır gelir ki? Helalini haramını bilmeden sonunu düşünmeden hareket etmesi beni yıktı. Ailem çok anlayışlı insanlar, durumu anlattığım da senin arkandayız sen de kararının arkasında dur dediler. 1 hafta olacak iletişimi tamamen kopardım. Kırgın kızgın da değilim aslında ona ama keşke bana ben evliliğe hazır değilim diyerek en başında beni uyarsaydı. Normal hayatta da hep baskıcı bir karakterim bu hatamı kabul ediyorum aslında. Alınacak eşyalarla ilgili baskı yapmış olabilirim. Ama bana her zaman dürüst olmasını istedim, ne olursa olsun yalan söylemeden dürüst olmasını. Süreç biraz sancılı geçiyor ama bunları bir daha yapmayacağının hiçbir garantisi yoktu, önümü göremedim evlilikle ilgili. Seviyorum evet ama sevgi de yetmeyecek sıkıntılara. İkimiz için de en iyisi böyle olması farkındayım. Biliyorum o da çok sancılı süreçte bana çok ulaşmaya çalışmış ama numaramı her şeyi değiştirdiğim için ulaşamamış. Belki bu olanlar tecrübe olur ona. Belki olgunlaşır artık sorumluluk sahibi biri olur. Hayatını ona göre şekillendirir. Ona da hiç kızgın değilim, öfkeli de değilim dua ediyorum ona yolunu bulsun, sorumluluk sahibi olsun, ıslah olsun diye. Ara ara krizler geliyor geceleri annemle yatıyorum. Onunla hiçbir şekilde iletişime geçmedim. Annesi de iyi bir insan, babası küçük yaştayken vefat etmiş belki babasızlığın eksikliği bilmiyorum ama ben ona yıllardır her şey oldum anne oldum, baba oldum, yoldaş oldum. Bana hep ailemin yapmadığını sen yaptın derdi. Ama ben de yoruldum sürekli iteleyerek yaptıramazdım ki. Birbirimiz için fedakârlıklar yaptık evet hatalar da yaptık. Ama bu süreçte hataya yer yok, güven kırıldıktan sonra toparlanması çok güç. Duydum ki gitmiş bulunduğum şehirden geleli 1 buçuk sene olacaktı. Kolay değildi elbette onun için de tek başına. Anılar canımı çok yakıyor aslında evde, sokakta ona dair evde hiçbir şey bırakmadım attım çöpe ne var ne yok resimleri sildim. Ama 10 yılın anısı içimi acıtmıyor değil. Kolay değil ama geçecek inanıyorum. İkimiz için de en doğru kararı verdiğimi düşünüyorum sizin de değerli yorumlarınızı almak istiyorum.
Yeşim Tijen'in cevabı:
Merhaba sevgili okurlarıma, korona kapatmasında bilmem kaçıncı gündeyiz. Artık bu koronadan, eve kapanmaktan, monoton hayattan, kendimizle baş başa kalmaktan bıkkınlık had safhada. Hadi ben yalnızlığı seviyorum da bu kadar yalnızlık dememiştim diye içimden Allah’a sesleniyorum ama hala kulak vermiyor. Eski maskesiz, özgürce her istediğim yere gidebildiğim günleri neredeyse unutacağım. Kâbus gibi bu maskeli hayat. Uyanıkken de uyurken de kâbus. Bazen rüyalarımda maskesiz geziyorum aman nasıl korkuyorum maskesiz dışarı çıktım, korona olacağım diye her gün bir uçak dolusu ölen insanları duydukça. Nerdeyse uyurken de maskemi takıp yatacağım, her ihtimale karşı rüyamda maskesiz gezmelere çıkmaya kalkarım neme lazım tedbirli olmak lazım değil mi? İnsan aklını kullanmayı öğrenmeye başlamışsa nerede cesaretli olacağını, ne konularda tedbirli olacağını bilir, düşünür. Öyle her şeye atlamak istese de kendini tutar atlamaz. Buna öngörülü olmak, geleceği görmek diyebiliriz. Gelecek, ayna gibi size sevgilinizin hareketleriyle yansıyorsa siz o yansımalara rağmen hayal gücünüzle o yansımalardan farklı anlamlar çıkarıyorsanız bu sizin saflığınız. Hayat size tokatları patlata patlata öğretecek demektir.
Mesela bugünkü sorudaki kızımızdan bahsedersek sevgilisinin söylediği yalanlar, işten çıkması, bunu saklaması, iddia oynaması, para alıp geri vermemeye başlaması güven sarsmaya yeter. Kimine ise yetmez ama bugün kızımız gerçekçi ve kuvvetli. Sevgilisini bırakmış ve zaman zaman özlem krizleri gelince annesinin yatağına gidiyor, onun şefkatli kollarına sığınıyor, dişini sıkıyor. İşte o anneyle beraber yatmak kısmı bana dokundu. Anneden kuvvet almak anneyle yakın bir ilişki kurulabilmişse bir kız çocuğu için daha kolay olabiliyor. İnsan ister istemez merak ediyor o genç ne yaptı acaba? Annesinden kuvvet alabildi mi? Yarasını, sızısını anlatacağı birisi var mıydı annesinden başka? Çocukların büyürken babaya ihtiyaçları var hele erkek çocuklarının babaya daha çok ihtiyacı var. Anne, babanın yerini dolduramaz. Baba, erkek çocuğuna örnek figür. Bakıp yön bulacağı ya da bakıp inadına tam tersini yapacağı ama bir şeyleri bir şekilde ille öğreneceği bir figür. Böyle bir yoksunluk içinde büyümek, anne de çok uyanık, öngörülü bir de madden şartları müsait değilse gencecik bir hayat okumaktan uzaklaşıp iddialarla voliyi vurma peşine düşebiliyor. Tabii yalnız olmak ve sizin baskılarınızın da etkisi olmuş olabilir, olmamış diyemeyiz ama çözüm iddia oynamak değil, hayata sarılmak, el ele vermek, kendini geliştirmek. İşte bunun için akıl gerek. Keşke aklını keşfedebilseydi. Hep yazılarımda belirttiğim gibi kişiler akıllarını kullanmayı öğrendiler mi hayat gerçek anlamda başlar ve güzel başlar. Bu genç aklını ne zaman keşfeder bilinmez, umarım çok geç kalmaz. Verdiğiniz karar doğru yavrum. On seneyi çöpe atmak bir ömrü ve hayalleri çöpe atmaktan daha iyidir. Acılarınız normal, bir süre daha sızlamaya devam edecek. Ya ömür boyu sızlayan, kanayan bir yarayla yaşasaydınız? Buradan yaşadıklarınıza bakmaya çalışarak kendinizi idare etmeye devam edin yavrum. Geçecek, inanın bana geçecek yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
YORUMLAR