Biz neden olamadık?

Yeşim Hanım merhabalar, yaşadığım şeye anlam bulmaya çalışırken bir danışanınıza yaptığınız yorumunuz ile tanıştım sizinle. Aslında konum çok uzun ve karmaşık ama sizi sıkmış olmamak için elimden geldiğince özetlemeye çalışacağım. Sabrınız ve ilginiz için şimdiden çok ama çok teşekkür ederim. Yeşim Hanım ben birini çok sevdim ama hakkını vere vere, kendimden vere vere... Belki de en büyük hatam en baştan buydu. 5 yıl önce tanıştım onunla. Ben bir mühendisim o da şofördü, çalıştığım yerde tanıştık. Bunu mesleki ayrım yapmak için söylemiyorum kesinlikle, ben ona asla mesleğiyle bakmadım, bakmam da. İlk zamanlar bana hataları oldu. Konuştuğumuzda daha önce bir ilişkisi olduğunu ve onda büyük bir yara açtığı için korktuğunu, cesaret edemediğini, beni üzmek hiç istemediğini, bundan korktuğu için uzak durmaya çalıştığını söyleyerek özürler diledi, affettim. Mesleğinden dolayı, ailesel sorunlardan dolayı terkedilmiş, aşağılanma yaşamış bazı ilişkilerde. Bu yaşanır bilirsiniz. Ayrıl barış, ayrıl barış durumlarımız oldu birçok kere ve her seferinde eski yaşadıklarını aşamadığını, benimle bir şeyler istediğini fakat yapamadığını, üzmekten korktuğunu söyleyip uzaklaştı. Yeri geldi benim ona dönüşlerim oldu, yeri geldi onun bana dönüşleri. Ne olunabildi ne kopulabildi. Onun geçmişinin gölgesinden dolu dolu bir sevgililik yaşayamadık kabul ama manevi anlamda aramızdaki bağı koparamadık. Her düştüğünde kaldırdım, yanımda oturdu ağladı, yanında oldum. Sevginin emek gerektirdiğini öğrettim. Affettim. Vefayı, merhameti öğrettim. Onu anladım, dinledim, çok sevdim ve bunu belki de aptal gibi ona gösterdim. Beraber aynı şeylere güler, kahkaha atar, aynı görüşleri paylaşır hem ruhen hem mizahen frekanslarımız uyardı. Bakıldığında bir sorunumuz hiç ama hiç yoktu. Arkadaşlarıyla tanıştık, hepsi beni çok sevdi ama ne zaman güzel bir şey yaşasak 1 hafta, 10 gün sonra ayrılık gelir çatardı. İşin güzel gittiğini gördüğü an kaçar ve bunu ilerde mutlu edemeyeceğini kafasına taktığından yapardı. Yanımda mutlu olan adam kendi başına kaldığında içinde çözemediği şeyleri dağ edip, çözmeye çalışmak yerine kaçtı. Bunu konuştuğumuzda senin oturmandan, kalkmandan, konuşmandan nasıl dört dörtlük bir insan olduğun belli, laf ebeliği de yapmıyorum, yüzüne soyluyorum diye ama ben seni üzerim ve üzersem çok üzülürüm diyerek sana takabileceğim bir kulp yok, kime sorsam senin gibi birini kaçırmamam gerektiğini söyler derdi. Son olarak tekrar görüşmeye başladık. 1 buçuk sene süren bir iletişim oldu. İletişim diyorum çünkü isim koyamadık bir türlü ve bende korkuları, kırıklıkları olduğu için üstüne gidip boğmak istemedim, sevgiliydik ama değildik ve sonra 4 ay kadar bir susmamız oldu. O sırada hacıya gidecekti ve benimle görüşmek istediğini söyledi. Helalleşmek için gittim. Helal de ettim. Elbette ki konular açıldı ama güzel güzel dinledim. “Ben sana yetememekten korkuyorum” dedi bana. Ben de daha açık olmasını istedim. “Senin seviyen benden daha ilerde” dedi ve “açıkçası sen daha çok seviyorsun ve ben sana yetemeyeceğim ve yetersiz kalacağım diye korkuyorum bu da ilerde mutsuzluk getirecek diye korkuyorum” dedi. “4 ay sustuk diye mutlu muydum, rahat mıydım sanıyorsun? Senin yokluğunu, sıcaklığını aradım hep” dedi. Böyle söylediğinde “benim bir seviyem var ama senin yok” dedim. Buna çok kızdı. “Sana karşı bir seviyem olmasa seni mutlu etmek için sürprizler yapar mıydım? Buraya hacıya seni görmeden gitmek istemedim, herkese mesaj atarken seni görmek istedim. Seviyem olmasa, benim için değerli olmasan yalandan helallik mesajı atardım geçerdim ama sen benim için öylesine bir insan değilsin” dedi. O akşam öyle bitti. Birbirimize helallik vererek kocaman sarılıp ayrıldık. Ben son konuşmamız olur sanırken hacıya gideceği gece ben uyurken yazmış, hacıdan geldiğinde bana hediyeler getirmiş ve bizim iletişimimiz yine bitemedi. Benim çok sevdiğimi ve bana yetemeyeceğini söyleyen kendiyken kendisi de benden kopmayı hiç beceremedi. Onun korkularından dolayı kendisini sürekli geriye çekmesi yüzünden biz gerçek bir sevgililik yaşayamadık. Tam kendini bırakacağı zaman hep çekti geri. Ta ki bir kahvaltı sabahına kadar. Beraber kahvaltı yaptık sonra yürüyüş yapmak istedi. O yürüyüş esnasında fotoğraflar çekildik ve biliyor musunuz onlar bizim 5 yıldır ilk fotoğrafımızdı... Bana ilk defa bu kadar kendini bıraktı. İsteyip de kendini tutup sakladığı, durduğu, dizginlediği duygularını, iç güdülerini orada engelleyemedi. İsim koymadan ilerleyen iletişim, kim görse siz ilişki içindesiniz diyeceği fotoğraflardan sonra bir isimle sonuçlanmalıydı ve yine bir sorumluluk almıştı onun kafasını. Ne başlayabiliyor ne gidebiliyordu. O güle oynaya geçen kahvaltı sabahından sonra 10 gün hiç konuşmadık ve 10 gün sonra gitmek istediğini, sorunlarını çözemediğini, evlilikte mutlu edemeyeceğini, nereye kadar bu şekilde devam edeceğini kendinin de bilmediğini, ne istediğini bilememesinden, çelişkilerinden çıkamadığını, başarılı olamadığını, geçmişinden kaynaklı sorunları yüzünden kiminle olsa başaramayacağına inandığını uzun uzun anlatarak ve bu süreçte benim vebalime girmek istemediğini anlatarak gitmek istedi. Biliyorum beni istiyordu ama gerçekten anlayamıyordum. Benim daha fazla sevdiğimi ve yetemeyeceğine inandığı için mutsuz etmekten kaçarak gitti. Başlarda güzel şeyler yaşanırken sebepsiz gelen bu ayrılıklara çok kızar sitemler ederdim ama çok yoruldum. Bu sefer anlayışla karşılar bir konuşma yapmak istedim bendeki değişimi de görmesi için ve bizim bir türlü kopamadığımızı bildiğim için bu ayrılığında çıkmaza girmesinden dolayı aslında istemeyerek gerçeklesen bir ayrılık olduğuna ve yeniden bir araya gelebileceğimize inandığım için kavga etmek istemedim. Aradan 3-4 ay geçti, o esnada yıllar önce sigarayı bırakmışken ve benim sigara içmemi istemeyen adam ayrıldıktan 10 gün sonra sigaraya başladı. Benim ona hacıya giderken hediye ettiğim tespihi hikayelerinde paylaşmaya başladı. Özlediğini biliyordum bir keresinde bir yerde bir şarkı paylaşmış arkadan sesi geliyor ağlıyordu. Ve ne olduysa 5 ay sonra oldu. 5 ay sonra bir anda bir kızla sözlenip nişanlandığını öğrendim. Şok oldum. Benim sevdiğim, benim olan başkasıyla şu an nişanlı. Sanırım görücü usulü tanıştırılan kapalı bir hanım ama nasıl bu kadar kısa sürede evlenme kararı alabildi, aklım almıyor. Sanki geçmişinden, benden, her şeyden kaçıyor gibi, sanki dönüş yollarını kapatmaya çalışmış gibi ayrıldıktan sonra hüzünlü mutsuz gezen, sigaraya başlayan adam nasıl bir anda evlenebiliyor? Eğer evlenebilecek bir yapıya sahiptiyse biz neden olamadık? Sevmek kötü bir şey mi Yeşim Hanım? Verilen değeri, emeği göstermek kötü bir şey mi? Bu mu benim hatam? Affetmek mi? Değer vermek mi? İyileştirmek, destek olmak, yanında olmak mı? Benden 8 yaş büyük biri; yaşına bakmadım, işine bakmadım, zor zamanlarında tutunduğu dal oldum ki ben sana tutundum diyen bu adam hiç mi sevmedi beni? Şu an ben onda hiç miyim? Bir izim kalmadı mı? Hiç mi aramıyor benim yokluğumu? Gayet mutlu ve sanki aradığı buymuş gibi şükürler ediyor. Öyle bir şey ki benim değil, emeklerimin, vefamın, sevgimin ağrına gidiyor... Egosunu tatmin etti benimle desem öyle olduğuna da inanmıyorum. Nasılsa kız beni seviyor güzel de vakit geçiyor der, devam derdi. Elimi bile tutmaya çekinirdi. Sürekli üzmekten mutlu edememekten korkup kaçmazdı. Bu kadar benimsemişken buna nasıl alışacağım bilmiyorum. 25 yaşındaydım onu tanıdığımda, şimdi 30 yaşındayım. Bir daha nasıl seveceğim bilmiyorum. Bunu nasıl atlatacağım bilmiyorum. Kısa yazayım dedim ama yine uzun oldu fakat bu süreçte o kadar şey var ki ancak bu kadar kısaltabildim. Eğer sizi sıktıysam özür dilerim. Yorumlarınız ve ilginiz için şimdiden çok teşekkür ederim. Umarım dönüş yaparsınız.


Yeşim Tijen’in cevabı:

Böyle güzel sevmeye, fedakârlığa sevdiğiniz adamı yolundan döndürememişsiniz. Kendinizi kahretmişsiniz, anlamamış. Bildiğinden şaşmamış. Şimdi perişan bir halde “neden”, “niçin”lerin sorgusuna veremediğiniz cevaplarla ardından bakıyorsunuz. Sevmek yürek işidir yavrum. Yürekte sevgi varsa cesaret de olur. Sevgi yüreğe cemre gibi peş peşe düşünce gerçekten seven biri sevgiliye bu sevginin hakkını ilgisiyle, fedakarlıklarıyla mutlaka verir yavrum. Vermiyorsa ortada sizin ilişkinizde olduğu gibi sorunlar vardır ya kendinden kaynaklanan ya karşısındakinden kaynaklanan sorunlardan ya da yeterince sevmediğinden ilişkilerde sorunlar yaşanır. Siz de sevgilinizin kendisiyle barışık olmamasından kaynaklanan ve sizin kadar sevemediğinden sorunlar yaşanmış. Cemre en sıcağından size düşmüş. O üç cemrede siz sıcacık sevip onu pamuklara sararken o kendisiyle mücadele etmiş. Ne kalabilmiş ne gidebilmiş. Çünkü güzel bir kısmetmişsiniz. Talih kuşu gibi adama konmuşsunuz. Nasıl kış desin? Diğer yandan bir insan ağzıyla ben senin kadar sevmedim diyorsa çaba göstermeyeceğini önceden belli etmiş demektir. O da zaten sadece sizin onu sevmenizi sevmiş. Kendini bu kadar seven birini bırakmak cesaret ve vicdan ister. Adam bir türlü gidememiş. Bana haksızlık yapmadı demişsiniz. Size çok büyük haksızlık yapmış. Gencecik bir kızı kesin tavrını koymayarak 25 yaşından otuz yaşına taşımış. Oysa bir şey ya olur ya olmaz, sürüncemeye bırakmak değersizleştirmektir. Hakkını vere vere sevdim, en büyük hatam buydu demişsiniz. Sevgi başka türlü yaşanmaz ki yavrum. Yaşanan duygu aksettirilmeli: İlgiyle, fedakarlıklarla, vefayla... Başka türlü yaşanıyorsa güven vermez zaten. O adamın sizi sevmesi gibi, yeterince sevememek gibi. Aslında gördüğünüz gibi insanların sözleri değil, davranışları duygularının aynasıdır görmeyi bilirse. O bey sizin gibi sevmemiş. Sizin bu hakkını vere vere sevmeniz yaşanan bu ilişkinin ardından sizin gönül rahatlığınız olacak, elimden gelenin fazlasını yaptım diyeceksiniz. Bir zaman sonra o ne diyecek? Bütün kabahatin kendinde olduğunu bilerek, bunun yükünü taşıyacak. Daha öncesinden kendiyle sorun ederek taşıdığı yüklerine bir yenisini ekleyecek. Sevginin emek gerektirdiğini, merhameti, vefayı öğrettim demişsiniz. Bunların eksik olduğu birini severek ona ne çok şey kattığınızın farkında mısınız? Sizi unutma ihtimali yok. Büyük ihtimal pişmanlığı olacaksınız. Herkes böyle güzel sevmez. Ben bile sevmenize hayran kaldığımı söylemeliyim. Siz kimi olsa güzelleştirecek birisiniz. Hayata kendi renklerini, duygularını katan biri. Diğer yandan evlenseydiniz sevginiz bugünkü gibi kalamazdı yavrum. İnsanlar ilişkinize burun kıvırırlardı. Sizi ona layık görmezlerdi. Kendi ailenize nasıl kabullendirecektiniz siz mühendis, o şoför. Gerçek hayatta Türk filmlerinin zengin-fakir aşkının hep mutlu sona ulaştığı gibi olmaz. Sizin görmediğiniz gerçekleri bakışlarıyla, imalarıyla bazen söz söylemeleriyle size iki ayrı dünyadan olduğunuzu insanlar acımadan gösterirlerdi. Dayanamazdınız. Kendinize küçük bir dünya kurup saklanmak zorunda kalır, mutsuzlaşır, zamanla birbirinizden uzaklaşırdınız. Evlendiğiniz adam da kendi komplekslerine yeni kompleksler eklerken bunalımların içinde hepten kahrolurdu. Şimdi dengiyle beraber, bugün mutlu ve şükrediyor. Siz de kahretmemelisiniz. Bazen insan neyi istediğini değil neyi hak ettiğini aklına getirmeli, işte o zaman doğruyu görebilir, ulaşabilir.


Beraberce yarım yamalak umutlarla yaşanmış bir beş yıldan sonra yaşanan bu ilişkiyi geride bırakmak ha deyince olmayacak ama insan kendi yeterliliğine inanırsa yaşamda olmayan şeylerden dolayı fazla acı çekmeyecektir. Siz kendine güvenen, güzel yürekli bir insansınız. Yüreği güzel olan her insan yaşamda eninde sonunda yüreğinin güzelliklerine ulaşır yavrum. Bu bir teselli değil gerçek. Siz de hayatınızda bu sayfayı kapatıp yeni bir sayfa açın, geriye asla bakmayın. Yaşandı ve cesaretsizce bitti. Öyle korkakmış ki kendini bile yaşatmamış, bunu görün. Siz hep aynı kalın, kalbiniz aynı güzellikte olsun. Yine sevdiniz mi hakkını verin. Yaşadığınız bu saf, temiz ilişkinizde sevemedim kara gözlüm seni doyunca demiş, çokça üzülmüş olsanız da yeni açacağınız sayfada severken sevgisiyle doyacağınız, mutluluktan uçacağınız sevgiyi yaşamanız dileğimdir. Çünkü iyi insanlar iyi şeylere layıktır.


Sevgiler sevgili okurlarıma...




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • pelinsancak12@icloud.com Merhabalar yeşim hanım uzun süreli bi ilişkim var ve ikimizde gerçekten birbirimizi çok seviyoruz çok bağlıyız ailemle bile tanıştırdım onu aramızda çok sorunlar geçti ama hiç biri umrumda olmuyip ilişkimize bakdım yolumuza bakdım ona güvendiğim için defalarca sorun yapmadım en son bi hata yaptım onu düşünürek yaptığım yanlış bir hata affetti beni sonrasından yine herşeye devam ettikdik güvencimiz aşkımız hep yerindeydi taki son bi olay yaşıyana dek yalan söylemek zorunda kaldım başka biri yüzünden aramız bozulmasın diye yalan söyledim güvenini sarsdım şimdi ise ben napabilirim yeşim hanım...
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.