Sevdiğimden vazgeçmek istemiyorum
“Merhaba Yeşim Hanım. İki yıllık bir ilişkim var. Aileme söyledim bir yıl olduğunda, annem tipini beğenmedi, yok bizim insanımız değildir diye ailede çok ciddi sorunlar yaşadık. Ben 22, sevdiğim 24 yaşında; işi var, maaşı memur maaşı kadar olmasa da ona yakın. Maddi durumları iyi; ev, araba var. Ama ailemin gözünde nedense onlar fakir gözüküyor ve biz de çok zengin bir aile değiliz, bir evimiz var sadece, evimizdeki eşyaların lüks olması zihinde zengin gösteriyor anlaşılan. Aileme karşı maddi destekte bulunmadım, çalışmıyorum zaten hep evde olduğum için, hep saygımı koruduğum için bu haldeyim. Beni çok saf sanıyorlar, herkes beni kandırır gibisinden... Benim aileme kattığım şey sadece kültür ve ilim, maddiyat yok. Ne isterlerse yaptım. Babam sessiz bir insan, annem ne derse o olur bizde. Babam da annem çok sert durunca hayır istemiyoruz falan dedi. Dedim ben bekleyeceğim, şimdi olmazsa sonra er geç olur nasipse dedim. Bu yıl tekrar söyledim, beklemediğim şeyler oldu, o kadar büyüdü ki olay evde her gün kavga gürültü… Bu sefer annem babamın üstüne attı, ben karışmıyorum artık sana dedi. Geçen yıl söylediğimde annem evi falan terk etmişti sizle uğraşamayacağım diyerek, güya beni korkutacak. Bu yıl da ben karışmıyorum deyince babam da doğal olarak acısı sonradan çıkar gibi düşünüyor. Galiba kat ve kat sert yeminler ediyor “Olmayacak, ben tükürdüğümü yalamam, bu kadar insana vermeyeceğim dedim senin yaptığın ne”diye. Evde küçük kıyamet var yani. Bir erkek için aile değişilmez, onun bilincindeyim ama ailemin beni hak etmediğini düşünüyorum. Ben ailemden saygı, eğitim görmedim. Ben kendi kendimi geliştirdim evde, hep onların hatalarını düzelttim ama şu an gördüğüm muamele hiç hoşuma gitmiyor ve aksine kendileri çok temizmiş gibi adımı pisleyerek konuşuyorlar. Ben hafızım, Allahın kelamını ezberlemiş insanım, zoruma gidiyor böyle olunca. Bir insan her gece ağlar mı demeyin, inanın her gece ağlıyorum, kaçmak istiyorum bazen ama ben çok duygusal ve ince düşünen bir insanım, şu an kaçsam gitsem Allah korusun bizimkilerin başına bir şey geldiğinde keşke onları üzmeseydim diyeceğim. Sevdiğimin yanında bu düşüncelerle mutlu olamayacağım, onun farkındayım. Söz geçirecek aile büyüğümüz yok. Ben bu işin nasip kısmet ise olacağına inanıyorum evet ama bu olaylar beni çok yıprattı, ben gençliğimin en güzel yıllarını ağlayarak geçirdim, kafayı yemek üzereyim. Geçenlerde fenalaştım üzüntüden stresten, bir o gün iyi davrandılar, yarın yine aynı. Şu ölümlü dünyada inanın çok çektim. Annem annesiz büyüdüğü için merhametsiz ve babamı da sevmiyor, bunu yüzüne söylüyor. Ben de mi senin gibi olayım diyorum ama anlamıyor. Bu iş iyice inat ve gurur meselesi oldu, kafayı yiyeceğim, sevdiğimden vazgeçmek istemiyorum… Lütfen beni biraz aydınlatır mısınız?”
Yeşim Tijen’in cevabı:
Anneler ve çocukları tahtlarını hazırlasalar da bahtlarını yazamadıkları çocukları onlarla ilgili hayalleri arzuları hevesleri… Bazen bu beklentilerini, hayallerini abartsalar da anneler çocuklarının mutlu olmasını isterler. Çünkü kendi mutlulukları onların gülen gözleri ve yüzündedir. Anneniz annesiz büyümüş olabilir, babanızı sevmeyebilir ama eminim sizi seviyor ve kendince düşünüyordur. Bundan yana kuşkunuz olmasın. İçinizdeki öfkeyle annenizi yazdıklarınızla sürekli kınamışsınız. 20’li yaşlardaki düşünceyle 40’lı yaşlardaki düşünce arasında hayata bakış, algılayış çok farklı oluyor. Siz sadece sevmeyi sevilmeyi düşünürken 40’lı yaşlardaki insanlar hayatın rahat etmek olduğunu düşünebiliyorlar. Anneniz de bir zaman babanızı sevmiş, sonradan sevgisini zaman içinde yitirmiş olabilir; bunlar ne yazık ki yaşanabiliyor, duygular değişebiliyor. O nedenle size annenizle inat etmemenizi, onu anlamaya çalışmanızı, kavga etmeden, sinirlenmeden onunla iletişim kurmanızı öneririm. Bugün doğru gibi gözüken durumlar yarın keşkelere dönebiliyor. Anneniz güvenmeli, inanmalı bu birlikteliğe. Bunu başarabilirsiniz, yaşınız 22, aceleye gerek yok biraz daha bekleyebilirsiniz. Birbirinizi seviyorsanız zaten beklersiniz. Bu bekleyişle sevginizi herkese ispatlamış, güvenlerini kazanmış olursunuz. Sizin çıkış yolunuz mesleğinizi icra etmeniz, mesleğinizi raftan indirin elinize alın. Çalışma hayatıyla hayatınızın akışını değiştirebilirsiniz. Bu gücü kullanın.
Hafızlık ister KPSS’yi kazanıp diyanette çalışarak, isterseniz özel olarak yapacağınız çalışmalarla size para kazandıracak bir meslek. Siz bu konuya yönelip evdeki size karşı olan kandırılma korkusunu akıllıca adımlarınızla yok edebilir, kendinizi kendinize ve ailenize ispatlayabilirsiniz. Elinizdeki mesleği neden kullanmıyorsunuz? Evde oturarak sürekli bu kargaşa içinde sinir bozacağınıza hem para kazanır hem bu ortamdan uzaklaşıp daha salim kafayla düşünebilirsiniz. Hayat sizin kafanızda çizdiğiniz kadar ne yazık ki pembe değil. Onu pembe hale aklınızla getirmeyi siz başaracaksınız. Sade duygularıyla hareket eden insanlar ah benim akılsız başım der dururlar. Çalışma hayatıyla öğrenerek gelişecek kendinize daha çok güveneceksiniz. Bu sizin için bence çok önemli bir adımdır, bu adımı atarak neleri başarabileceğinizi, gerçek sizi görün. Siz daha kendiniz değilsiniz, daha kendinizi kazanmadınız. Kendinizi kazanın ki güven de kazanın, ‘benim kızım hata yapmaz’ dedirtmek elinizde. Kararalarınıza saygıyı doğru düşünerek, yaptığınız hareketlerinizle kazanırsınız.
Şu ölümlü dünyada çok çektim yazmışsınız, siz bu yaşadıklarınıza çekmek mi diyorsunuz? Aile içinde olur böyle kargaşalar sonradan tatlı tatlı yâd edilir. Anneniz kendisinde ne kadar bildiği varsa o kadarını sizlere veriyordur. Annesiz büyümüş kadın, zor olmalı yaşadıkları. Siz kendinizi ince düşünceli duygusal biri olarak tanımlamışsınız. Çok güzel sizin siz olmanızda ailenizin hiçmi payı yok. Okullar eğiticidir ama en önemli eğitim aileden alınır. Siz annenizden öndeyseniz tabii ki onlara bildiklerinizi öğreteceksiniz. Ne güzel bir şey bilmek ve bildiğini öğretebilmek. Bu size mutluluk vermeli. Annenizin bugün kınadığınız her şeyini yaşınız ilerledikçe hesap sorma ihtiyacını duyacaksınız. O zaman cevaplar alacak yeterli gelecek gelmeyecek ama her yaşanılanı bir kenara bırakıp onunla daha yakınlaşacaksınız. Çünkü ikiniz de kadınsınız.
Daha en güzel yılları bitirmediniz, aslına bakarsanız daha hiçbir şey yaşamadınız. En güzel yıllar kırktan sonra başlayacak diyeceğim size. Şimdilik beni “yok canım” diyerek anlamayacaksınız. Olsun ben yine de doğru bildiklerimi anlatacağım. Evet canım, bu yıllar acemi yıllar… Hayatı, kendini, insanları, ne istediğinizi, sizden ne istediklerini bilmediğiniz, yaşananlara anlam veremediğiniz, aval aval bakacağınız yıllar. Sonradan yaşaya yaşaya hepsi öğreniliyor, keşfediliyor, bazen geç kalınıyor bazen sizin danıştığınız gibi bir bilenin yardımıyla yollar alınıyor. Bu da sizin güzel akıl yürütebildiğinizi gösteriyor. Bana sordunuz, ben de bu cevapları verdim, şimdi sıra sizde. Kendinizi, ailenize ve kendinize ispat edin. Ben şuyum buyum diyerek değil, akıllıca hareketlerle. Sevgiliniz de boş durmasın bu sürede, evlilik masraflı bir kalkışma. Sizin için, annenizin hayalleri, beklentileri için elinden gelenin en iyisini yapmak için çalışsın. Çok çalışması lazım artık çok. Sevgiler...
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR