Ben ilgi sevgi bekledikçe o yaktı yıktı...

“Yeşim Hanım merhaba. Aylardır yazılarınızı okuyarak yaralarımı hafifletmeye çalışıyorum. Uzun yıllar süren bir ilişkim vardı. Başladığımızdan beri hep ciddiydik. Beni gördüğü ilk günden beri sürekli evlenmek istediğini söylerdi. Adımlarımız da buna yönelikti hep. Ben hayatım boyunca tek bir erkekle tanışıp o insanla da ömrümü birleştirmek istiyordum. Erkek arkadaşım yurtdışımda okuyordu ve istediğim ilgiyi alakayı göstermiyordu. Beraberliğimizin ilk iki yılı bu şekilde geçti.


Birbirimize güvenimiz tamdı. Beni günlerce aramadığı olurdu. Doğru düzgün mesajlaşmazdık. Bir mesajını günlerce okur, kendimi öyle teselli ederdim. En son aramasının ardından saniyeleri sayacak kadar heyecanlıyken günler haftalar geçerdi aramazdı. Üstelik bu hissettiklerimi defalarca kendisine anlatsam da değişen hiçbir şey olmuyordu. Bana olan sevgisini böyle şeylerle ölçmemem gerektiğini söylüyordu. Ama vardı bir tuhaflık. Bir ilişki yaşıyorsak eğer bunu hissetmenin hakkım olduğunu düşünüyordum. Benim için Türkiye' ye kesin dönüş yaptı. Aynı şehirde yaşıyor olmamıza rağmen yine aynı şekilde devam etti her şey. Ben ondan ilgi, alaka, sevgi bekledikçe, o bunlarla çıkıyordu karşıma. Ailesinin sorunlarıyla uğraştığını, daha bir işe giremediğini, bu durumun moralini bozduğunu söylüyordu. Geçtiğimiz aylarda tayin işleri için nikah yaptık. Kendisi ilk atamasında benim bulunduğum şehre atanıp evliliğimizin ilk birkaç yılında burada görev yapmak istiyordu. Ailesine ayda yılda bir giderken nikahtan sonra sık sık benimle gitmek istemeye başladı. Ben evlenmeden, yani düğünümüz olmadan çok sık gitmek istemiyordum. Ailesi farklı şehirde bulunduğundan dolayı gittiğimiz zaman birkaç gün kalıyorduk. Akabinde beraber çalıştığım dairedeki yakın arkadaşımın düğününe gitmem büyük sorun oldu ve benimle yollarını ayırmak istediğini söyledi. Böyle bir yol ayrımına geldik ve ben de gitmek isteyene kapıyı gösterdim. Yaşadığım onca şeyden sonra bile yine belki bir süre sonra yaptıklarını telafi etmek için çabalar diye beklerken, o bende kalan eşyalarının derdine düştü. Kaybettiği onca şeyin arkasına düşeceği yerde...


Bir çocuk gibi facebookta olan fotoğraflarımızı silerek, beni arkadaşlıktan çıkararak, engelleyerek... Sevgisine sahip çıkmak bırakın bir yana küçücük bir adım dahi atmak yerine her geçen gün yakıp yıktı. Böyle birisi için hiç mi hiç üzülmeye, arkasından bunları yazmaya bile gerek yok. Ama ben yine sizinle paylaşmak istedim. İçimi ferahlatan o yazılarınızı bir de benim için yazmanızı istedim. Bir yazınızdan aldım ''İyisi mi sizi mutlu etmesini beceremeyen biri için ziyan etmeyin yıllarınızı. Başka biriyle mutlu olma şansı varken şimdi sahip olmadığınız varlığıyla mutlu olup avunuyorsunuz, yarın varlığı yetmeyecek size, işte o zaman sorunlar daha büyüyecek. Kayıtsız şartsız bu sevgiye teslim olmuşsunuz, Gereksiz tavizler vermeyin, gitmek isteyen gider, tavizlerle tutamazsınız, niyeti kalmaksa tavizsiz de kalır merak etmeyin'' tam da bu cümlenizdeki gibi her şey...


Bunun gibi cümleleriniz beni kendime getirdi her zaman. Hep bana yol gösterdiniz.


Şimdiden çok teşekkür ederim...”


Yeşim Tijen’in cevabı:

Rabbim insanları yaratırken bazılarına torpil mi geçmiş yüreğini sevgiyle doldurarak, yoksa kulum sana sevgi dolu bir yürek verdim sen bunu taşıyabilecek misin diye imtihana mı sokmuş? Bilemiyorum, bazılarımız sevgiyle doluyken bazılarımızın yüreği öylesine sevgisiz, öylesine duyarsız ki… Sevgiyle çarpan bir kalp sevgisiz bir kalp ile sözüm ona adı sevgi olan, hissedilmeyen bir sevgiyi yaşayınca girdiği o kalpte bir türlü yer bulamaz kendine. O küçücük ama büyük kalpte neden mi yaşayamaz? Sevgisi küçük gelir, ilgisi küçük gelir, insanlığı küçük gelir. Büyük beden bir elbise giymiş biri gibi gezer durur karşındakinin ruhunda. İnsanın kendini, istediklerini çözebilmesi için de önce kendini sonra her iki cinsi de tanıması gerekli. Tanıyamamışsa bu bol elbiseyle hayatında gezen, var olan insana bakar durur, anlamlandıramaz niye bol geldiğini, kalbinin içinde niye tam tamına bir yer bulamadığını. Yürek dürter durur, huzursuz eder sizi. Bunlar onun size yolladığı sinyallerdir. Bu sana göre değil demek ister. O sese kulak vermekten kaçar kişiler, bilemez, anlamaya çalışmaz bu mutsuz hallerinin nedenini. Her şey ortadadır oysa sevdiğinizin kalbi, sevgisi birkaç beden küçük gelmiştir size.


İnsanlar önce gördükleri fiziğe ilgi duyarlar, sonra da kaptırırlar kendilerini göz göre göre, biraz yalnızlıktan biraz ne istediğin tam farkında olmadığından. Sizde olduğu gibi sevgili okurum, ama bazen o yüreğin sesine kulak vermeli, o ses bas bas bağırıyorsa yüreğine inanmalı. Hayat kimsenin umduğu kadar güzel olamıyor. İnsan hayal kırıklığına uğruyor, kendi verdiği sevgiyi, ilgiyi karşısından beklemesi en doğal hakkıyken bulduğu kadarıyla yetinmesi mi gerekiyor? Bu benim şansım, kaderim mi demesi gerekiyor? Olabilir mi öyle bir şey? Genç bir insanın her zaman şansı vardır. Bir şans daha ne güzel bir şeydir insanın şansının olması. Onun için şansınızı zorlamalısınız. Sonunda ilişkinizde bu noktaya varabilmiş olmanız da sizin için şanstır çünkü anlattıklarınıza bakılırsa körü körüne kaderim diyerek ya da bütün erkekler böyle sanarak yaşıyordunuz bu ilişkiyi. Hatta evlendiniz kağıt üzerinde, Allah bile izin vermeyip yol açmış hayatınızda, bir çıkış yolu bak buradan çıkabilirsin demiş. Geç de olsa yaşadığınız bu birliktelikte çektiğiniz hatta bazılarını anlamlandıramadığınız acılardan sıyrılıp sonunda kendinize ulaşmayı başarabilmişsiniz. Ya ulaşamasaydınız, bu adam hayatınızda hep kalsaydı? Sevgisiz ve ilgisiz, hep vereceğiniz, hiç almayacağınız bir ilişkiyi bir de çocuklarla taçlandırsaydınız o zaman ayrılmak sizin için daha zor olacaktı. Bakış açınız değişmemişse imkansızlaşacak hatta gelecek günlerin getireceğini umduğunuz güzelliklerden de sonunda ümidinizi kesip koca bir pişmanlığın altında kalacaktınız. O nedenle size geçmişler olsun diyorum, üzmeyin kendinizi.


Bazı insanların kapasiteleri küçük olduğundan size sunacakları da küçüktür. Sizi arayıp sormaması, sosyal hesaplarından çıkarmasını kafanıza takmayın. Sizi düşünüyordur, kayıtsız davranarak intikam alıyordur. Düşünmez mi ama çapı ne kadarsa kalbinin o kadar. Aşk diye güzel bir duygunun var olduğunu biliyorum ve siz gençlerin aşkı yaşamasını arzu ediyorum. Onu göreceğiniz için heyecanlanmanızı, ona bakmaya doyamamanızı, kalbinizin atmasını, elleriniz terlese de tutmanızı bunları yaşamanızı istiyorum bir büyüğünüz olarak. Erkekler tanıdığınız o gençten oluşmuyor, nazik ince düşünceli, ilgili bu duyguları yaşatacak erkekler var. Siz kendinizi ilk tanıdığım erkekle evleneceğim düşüncesiyle sınırlamışsınız. İnsan erkekleri normal erkek arkadaşı olarak da tanıyıp fikir sahibi olabilir. Birlikte olduğunuz erkek bir istisna, günümüzde erkekler kadınlarla iletişim konusunda bayağı bir çağ atladılar, kendilerini geliştirdiler. Var mı günlerce aramamak ilgisiz bırakmak, en için hayatınızda yer işgal ediyor o zaman sizin ruhunuza davranışlarıyla sözleriyle dokunamıyorsa. Kadın ilgiyle beslenen bir çiçektir, ona ilgiyi vermezseniz yaprakları düşer, çiçeğinin boynu düşer, sonunda solar. Siz bu adamla evlenseydiniz ne olacaktı biliyor musunuz? Solacaktınız. Onun için o çiçeği ayakta tutmak isteyen akıllı erkek ilgisini de eksik etmez zaten. Bu ilgiyi gören kadın hem kadınlığını yaşar hem de karşındakine yaşatır. Ve şunu bilin sevgili okurum kadın yaş aldıkça kadın olur. Kadına kadınlığını yaşatmayan bir erkek en nihayetinde kadının içine kapanmasına, kendini baskılayıp hasta olmasına sebep olur. Ve sevgili okurum yaşanan sevgi fedakarlıklarla, davranışlarla, gösterilen ilgiyle ölçülür, ölçülmez diye bir şey yok! Hepsi sevgiyi, verilen değeri ifade ederler. Bizlere ya mutlu oluruz ya da mutsuz. Susmak insanın kabullenişidir, bir bakıma insanın içinde bir şeyleri öldürmeye başladığının göstergesidir, sizin için de onun için de.


Vefa anlamı ağır bir kelime, zaten bu kelimeye hakkını verebilseydi bu kişi sizin yaptıklarınızı takdir eder, ilişkinizi bu noktaya getirmezdi. Ailenize bravo demek istiyorum. Bu kişiye, tüm olumsuzluklara rağmen kucak açmış istisna bir aile şanslısınız bu yaşadıklarınızla ailenizin her koşulda sizinle olduğunu gördünüz oysa rahatlıkla karşı koyabilecekleri argümanları da vermiş o genç ailenize. Mühim olan sizsiniz sevgili okurum. Yaşadıklarınızın üzerini kapatın. Size verilen, yaşatılan büyük bir sevda yok. Sizin taşıdığınız, emek verdiğiniz bir beraberlik var. Onun için kolay atlatırsınız. Sizin için yapmadıklarını düşünün sürekli. Herkes unutulmayabilir ama bu genç unutulur sevgili okurum. Hayatınızdan kendi içinizden çıkın, hayata yaşayarak dahil olun, seyrederek değil. Kendi iç dünyanızla da baş başa kalmayın bir süre. Sonra bir gün bir bakacaksınız ne onu, ne size hissettiremediği sevgisini ne de vefasızlığını hatırlayacaksınız. İnanın bana kendiniz bile şaşıracaksınız.


Erkek arkadaşınız olabilir, bir genç kız yeter ki hanımefendiliğini korusun, tabii ki arkadaşlıklar yaşayacak. Zaman eski zaman değil, 17- 18 değil evlilik yaşları. Kız-erkek arkadaşlığı yaşayacak, insanların farklarını, kişiliklerini göreceksiniz. Kendinizi sınırlamayın erkeklerle arkadaşlık yaşamayacağım diye, karşınızdakine sınırlarını hissettirin yeter.


Bu günler geçecek sevgili okurum, buna inanırsanız daha çabuk geçer ama önce kendinize inanın. Siz özel, sevgi dolu bir genç kızsınız. Kaybeden biri varsa o da o genç. Yazılarımdan sözler paylaşmışsınız, mutlu oldum, hayatınıza ışık tutmuşum daha ne isteyebilirim, yazdıklarım önünüzü açan yol olmuş. Sizin vesilenizle bana teşekkür mailleri yazan tüm okurlarıma teşekkür ederim.


Yaşanılan acılar, vefasızlıklar insanı kendi içine kapatıyor, biliyorum ama bir yandan da güçlendiriyor. Bu yaşadıklarınıza bakarsak bu acıları sevmelisiniz çünkü yaşadığınız acılar size aklın yolunu gösterdi. Bundan sonra daha akıllı seçimler yapabilirsiniz diye düşünüyorum. Hayat size siz henüz farkında olmasanız da yeni ümitler sunuyor. Ben buradan görebiliyorum onları, yakında siz de göreceksiniz. Her şeyin bittiğini, yıkıldığınızı düşündüğünüz bugünler aslında hayatınızda yeni bir sayfanın açıldığının işaretidir ve siz gençler için hayat o kadar umutlu ki! Tutunun umutlarınıza, hayallerinize. Geçmişi geçmişte bırakın. Bir kadının yapacağı evlilik o kadar önemli ki anlatamam size. Evlilikler var olan kadını yok, yok olan kadını da var edebilirler.


Çok uzun bir yazı oldu. Bir gün başka yazımda mutlaka işleyeceği z. Hep kendiniz gibi sevgi dolu insanlarla karşılaşmanız dileğiyle, gülümseyin geleceğinize. O size gülümsüyor, bilmem görüyor musunuz? Sevgiler…


YA RAB

Ağacın yaprakları var ya Rab,

Güzün dökülse de baharda yeniden filiz vereceğini bildiği.

Kuşun kanatları var,

Kafası kızınca kanat çırpıp gideceği,

Uçsuz bucaksız koca bir evreni var.

Denizin dalgaları var,

Kıyıya vurdukça kendine geri döneceğini bildiği,

Güneşin bile beklediği sabahlar var,

Hep yeniden doğmayı beklediği.

Ümit edene hayat var, ağlasa da bir gün olup güleceği,

Ölen üşümesin üzerine atılacak toprak var,

Benim nem var ya Rab şefaatine sığındım,

Umarım sen de bunu biliyorsun ya Rab.

YEŞİM TİJEN


***



Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...



İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com



Twitter: @yesimtijen


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.