Çok utangacım onunla tanışamıyorum

"Merhaba Yeşim Hanım, üniversite ikinci sınıf öğrencisiyim. Yine üniversitemden bu dönem tanıdığım ve birkaç dersimizin aynı olduğu bir çocuktan hoşlanıyorum. Sanırım benden büyük, tam emin değilim. Hani gülünce gözlerinin içi de güler ya bazı insanların, işte hoşlandığım çocuk da bu kategoriye giriyor. Şu ana kadar hiç muhabbetimiz olmadı, sadece aynı sınıflarda derse giriyoruz. Ben biraz çekingen biriyimdir, öyle herkesle hemen kaynaşamam, konuşamam, selam veremem. Onunla nasıl iletişime geçebilirim? Deniyorum, ama hep ders bittikten sonra aklıma geliyor bir şeyler yapmak. Sonra bir dahaki dersimize kadar da olan cesaretim gidiyor. Yardım ederseniz minnettar kalırım size. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum."

Rumuz: Utangaç




Sevgili okurum,

Sabah saat 6 olmamıştı uyandığımda. Horozlar kalkmış mıydı, bilmiyorum, ama ben her zamanki gibi günü sabahın ilk saatlerinde karşıladım. Saat 7’de yürüyüşe başlamıştım bile. Yürürken karşılaştığım insanlara değil, ama kediye köpeğe gülümsedim. Günaydın pisi pisi deyişime tıslar gibi bir miyav aldım karşılık olarak. Bu da onların tarzı herhalde, takmadım. Üşüye üşüye evime geri dönerken yakında dedim kendime, yakında az daha sabır, bahar gelecek, o beklediğimiz güneş gerçekten yüzünü gösterecek, bizler mutlu olacağız. Kış soğuklarıyla soğuttu bizi kendinden. Uzunca bir süre görüşmesek, ayrı kalsak diyoruz. Toplasa yağmurunu, karını, soğuğunu, pılısını pırtısını da yerini güneşe bıraksa, ne olur? Ey güneş! Sen nelere kadirsin, bir bilsen! Ve ne çok bekleyenin var senin bilmem haberin var mı bu bekleyişlerden.


Bekleyişler yalnız bahara mı? Hayatında aşkı bekleyenler de var, ama aşk, sanırım bu bekleyişten habersiz. Haberdar etmek mi gerekiyor? Evet sevgili okurlarım. Aşkı biraz dürtmek gerekiyor. İlle birinin ilgisini çekmek istiyorsanız, “Hey buradayım!” der gibi sizi fark etmesini sağlayacak bir gülücük, bir merhaba nelere kadir olabiliyor bazen. O sıcacık gülümseyiş, çekine çekine merhaba deyişiniz, işte o küçücük merhaba boyundan büyük işler yapabiliyor bazen. Bir kapının aralanmasına vesile de olabiliyor. Yani o kadar da küçük değil aslında. Onunla karşınızdakinin aklına girebilir, onu düşündürürsünüz de.




Benim güzel kızım, sanırım kendinizi bir kalıp içine sokmuşsunuz, bunun da farkındasınız. Farkında olup devam etmekte ısrar niye? Bu kalıptan çıkmak kolay değil, biliyorum, ama çıkabileceğinizi de biliyorum. Öyleyse ne yapacağız? Üzerine üzerine gideceğiz bu hallerimizin. Sizi uzaktan gören kişiler çekingen olduğunuzu düşünmezler. Direkt “Ne kibirli kız” diye düşünürler. Oysa bir gülümsemenin kişiye zararı olmaz ki mesafelerini korumayı bildikten sonra. Gülümseyerek pozitif bir enerji verirsiniz karşınızdakine. Bir genç kız olarak birinden hoşlanmanız kadar doğal bir şey olamaz. İlginizi de ufak ufak hissettirebilirsiniz. Bunlar ayıp değil, sadece duracağınız yeri bilmek önemli. İlk adım olarak gülümsemenize karşılık aldınız, biraz konuşma, sonrası ufak bakışmalar, baktınız karşılık gelmiyor duracağınız nokta orası. Aşkla ilgili beklentinin bittiği nokta orası olmalı. Yine arkadaşlığa devam edebilirsiniz. Bu ilgiyi belli etmekten çekinmeyin. Çağımız akıl çağı, insan gururuyla değil, aklıyla isteklerine kavuşuyor, bunu unutmayın. Siz gençlerin birbirleriyle iletişimini sağlayan sosyal medyayı da kullanabilirsiniz. Ekleyin arkadaş olarak, şimdiki gençler hepiniz zehir gibisiniz, gerisi ona kalmış değil mi? Şunu sorun kendinize, ona ilgimi hissettirsem ne kaybederim? Utanılacak bir şey değil ki birine ilginizi belli etmeniz. Önce bunu kabul edin ruhunuzda, olur mu?


Ben bugün güneşe haber yolladım. Ona seslenerek “Gel hadi dedim, gel bekliyoruz.” Biliyorum eninde sonunda gelecek. Siz de o gence ilginizi bir merhabayla, içten gülümsemeyle yollayın. Kim bilir belki o da sizin gülüşünüzle etkilenir sizden. Ne kaybedersiniz? Ufacık bir mesaj anlayana. Sevgiler…


A Güzel


Güzelsin güzel,


O kaş, o göz, ya saçların?


Onları utanmıyor bir de savuruyorsun,


Bir o yana, bir bu yana


Bad-ı saba gibi geliyor


Saçlarının kokusu.


Yavaş yavaş yürü gelsin,


Üzerime üzerime.


Sen geçerken mıhlandım ben,


Gidemem ki bir yere.


Güzellik başa bela değil mi?


Söylesene, a güzel


İçimde bir kıpırtılar bir kıpırtılar anlatamam.


Geçme karşıma,


Bakma öyle hissiz hissiz.


Kim bilir kime bergüzar bu güzelliğin a güzel.


İnsanın yüreğini nasıl da kıvrandırıyorsun.


Yeşim Tijen


***



Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com

Twitter: @yesimtijen


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.