Kızkardeş...

Ablamla iki yıl arayla aynı gün doğmuşuz. Bütün küçüklüğüm, abla olmak isteyerek geçti.


Annemle babamın her flörtleşme hareketini, bana kardeş yapmaya giden bir yol olarak gördüm. Abla olup, ablamın bana yaptıklarını yapmayacak, onu her ortamıma alacak, hatta her ortamıma tercih edecektim.


Cinsiyeti fark etmez, yeter ki bana abla olma fırsatı verilsin diye defalarca yalvarmıştım.


Ergenlik yıllarımız kopuk geçti. Tipik bir ikinci çocuk olarak evin bir köşesinden gözlemci olarak yetiştim. Ablama yetişmek icin kitaplar okudum, bana sorduğu sorulara bigili bir şekilde cevap verirsem, bana saygı duyar diye umardım. Spora gittim; moda dergileri karıştırdım... Ama ne yaparsam yapayım, onun kadar popüler ve sosyal olmama imkân yoktu. İstemediğim ve özenmediğim tek konu buydu.


Ben ikili ilişki insanıydım; ablamla kurduğum en fazla haftada bir olan ikili ilişkim, çok yakın arkadaşlıklar kurana kadar en üst rafımdaydı.


Üniversite yıllarında, yurt dışında okumaya giden ablama olan özlemim, beni daha da korumacı, sahiplenen ve fanatik bir kardeş yaptı.


Benim gözümde ailemizde en haklı kişi ablam, en desteğe muhtaç kişi yine ablamdı.


Herşeyin en iyisi, en büyüğü ve en fazlası ona alınmalıydı, o mutluysa, ben nasıl olsa mutlu olurum diye hissediyordum.


Onun okumaya gitmesiyle, evdeki telefonlar bana kaldı. Artık evin merak edileni, genci bendim. Evdeki sorumluluk bendeydi. Gelen giden benden sorulur, programlar bana göre yapılır oldu. O yıllarda çok büyümüş hissettim. Artık kimin önce doğduğu önemsiz olmuştu. Ablamın ablası olmuştum.


Ergenliği atlatıp uzakta olmasının vermiş olduğu dünya görüşüyle, o da artık bana insan gibi davranmaya başlamıştı. Ev taşırken toplanmaya, yerleşmeye beni çağırıyor, bir derdi olduğunda beni arıyordu. Yıllarca kurduğum altyapı, yeşermiş, harika sonuç vermişti.


Karakterlerimiz oturmuştu ve dünyanın en güzel şeyinin, bir kızkardeşim olduğuna o günlerden itibaren karar vermiştim.


Geçen ay, iki kızkardeş ve ikişer çocuğumuzla, yanımıza başka kimseyi almadan küçük sıcacık bir evde tatil yaptık.


Etrafta tabiat dışında bir yan etken olmayınca ortaya çıkan kişiliklerimiz, 6'mızı dünyadan koparıp, birbirimize bağladı.


Çocuklar kaynaşırken birbirlerine ne kadar benzediklerini keşvettiler. Takıntılarımız, mimiklerimiz, kahkahalarımız birbirimize bulaştı.


Durduğu yerde, hiçbirşey yapmasına gerek olmadan bana verdiği güven, pekişti. Küçüklüğümüzü konuşup, mevcut hayatlarımızla defalarca kıyasladık.


Çocuklu ve hareketli bir terapi tatili geçirdik...


Sanırım kızkardeşimiz olunca hayata bir yastık fazlayla uyanıyoruz...


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.