Işıklar içinde
Eve döndüm.
Sonunda.
Gezmek zamanı gelince gezmek, dönmek zamanı gelince de dönmek güzel şey... Bademin son çiçeklerini yakaladım. Her yeri düğün çiçekleri, anemonlar ve akyıldızlar basmış. Armut ağaçları çiçek açmış. Büyük olan ağaç geçen sene gelin gibiydi, bu sene az çiçeklenmiş. Dinlenme zamanını iyi biliyor ağaçlar. Benim de bir süre dinlenesim var.
Cemre de şehirlerarası yolculuklardan, betondan ve kalabalıktan isyan ederek döndü eve, her ne kadar uzun zamandır görmediği arkadaşlarını, bembeyaz karları, Samanlı Dağları'nın ormanlarını, şelalelerini gördüğü için sevinmiş olsa da evini çok özledi. Bu yüzden benim ilgime olan ihtiyacı hayli arttı. Şimdi yakınlık ihtiyacını telafi ediyoruz evimizdeki sessizlikte. “Çiftlik işlerini bana bırak anne” diyerek dolanıyor etrafta. Bütün hayvanlara o bakıyor ve de minik buğday tarlasını gübreliyor. (Geçtiğimiz aylarda tavuklar için serptiği buğdaylar, tavukların gezindiği bölge değişince çimlenmiş ve yeşermişti. Boncuk kız orayı sahiplendi ve izlemeye aldı.)
Kedilerimiz bize küsmüş. Bir süre nazlandılar. Sonra dayanamayıp sırnaştılar. Köpek dostumuz ise sevinçten nazını unuttu. Tavuklarımız duygularını pek belli etmediler gerçi ama döndüğümüzde altı küçük civciv bulmak bizim için oldukça sevindiriciydi.
Bitişik araziyi çok sevdiğimiz dostlarımız satın aldı. Küçük ahşap bir ev konduracaklar en kısa zamanda. Öyle çok seviniyorum ki bir komşumuz olacağına. Cemre'yle birlikte büyücek çocukları. Hafta sonları ve tatillerde burada olacaklar. Yaşasın!
Aralık ayından beri kendimi çok dengeli hissetmiyor, içimdeki dalgalarla boğuşuyordum. Geçen gün bir okurdan gelen mailin yarattığı tetiklenme ile varoluş zeminimi (özdeğerimi) yeniden düzelttim ve şimdi yuvaya dönmüş gibi hissediyorum kendimi (sanırım bir ara anlatırım). Dingin ve sakin... Hiç acelem yokmuş gibi. Zor bir süreçten sonra dinleniyormuş gibi.
Kendimle, Asım’la, yaşamla ilişkimi baştan inşa ettim bu sene. Hem de henüz ilkbaharda... Hem de bilmem kaçıncı kere hayatımda... Özellikle Asım’la aramda çok daha derin bir bağ hissediyorum. Daha sessiz, daha sade, daha güçlü. Aslında kendimle ve yaşamla da öyle...
Ne zaman böyle sakinleşsem arayan soran, gelen giden çok olur. Öğrendiğim şey ne ise onu almaya ihtiyaç duyan çalar kapımı. Tam da benimkinin aynı dertler, hemhâl olanlar... Geçtiğimiz yolları konuşur, ışık oluruz birbirimize. Böyle ışıklar içinde dinleniyorum şimdi ben de...
YORUMLAR