Altı yıl satın almadıktan sonra 2018 yılında dolabımdaki çok şey üzerimde parçalandı. Ve ben alışveriş yaptım. Eksiklerimi tamamladığım bu süreçte birçok koldan gelen farkındalıklarım oldu. Bir yandan, ne olduğunu bilmediğim bir derdi, yapılacaklar/alınacaklar listeleri ile bastırdığımı farkederken (Cesaret), bir yandan da sahip olduğum en derin inançlardan birinin başka bir uzantısı ile daha yüzleştim. Ve o inancın etkisindeyken frene basmayı, durmayı, beklemeyi bilmediğimi gördüm. Bedenimi sevme ve olduğu gibi kabul etme sürecinde inanılmaz ilerledim ve ekolojik ideolojimin yönlendirdiği satın alma/almama seçiminde yeni bir dengeye geldiğimi hissettim. Altı yıl boyunca özellikle giyim alışverişi yapmamak benim seçimimdi. Bu süreç içinde kendimi oldukça iyi hissettim. Dünya yı gözetmek ve onunla yeniden bağ kurmak, yaptığım seçimlerin, satın aldıklarımın ekolojik etkisini idrak etmek ve bir birey olarak sahip olduğum gücü onarım için kullanmak beni, çevremi, dünyamı şifalandırdı. Kendimi işe yarar hissettim. Bir birey olarak varlığımın anlamı güçlendi. Yaşamıma, eylemlerime anlam yükledi. Bu süreci neşe ile parlayarak taşıdım. Bu süreçte kendimle, giydiğim eprimiş kıyafetlerle oldukça barışıktım. 2018 sonbaharında bedenimi ve onunla ilişkimi fark etmeye başladım. Halı altına süpürdüklerim bir bir ortaya çıkmaya başladı. Bedenimle/kilomla ilgili utancımla, onu gözetmeyişim ve aynaya bakmayışımla yüzleştim. Onu sevmeye ve gözetmeye niyet ettim. En nihayetinde bedenimle barıştığımda görüntümü de kendimi gözettiğimi hissedeceğim şekilde değiştirme isteği uyandı içimde. Uzun zamandır boş verdiğim saçlarıma bakmak, renkli giyinmek ve özenmek istedim kendime. Bu, bana tahmin edemeyeceğim kadar iyi geldi. Bu arzum 6 yıllık satın almama geçmişimde büyük bir gedik açtı tabi ki. Önce kendimi biraz yargıladım ancak sonra bedenimle ve kendimle ilişkimde aldığım yolu gördüm ve bir dengeye ulaşmak üzere olduğumu fark ettim. Şimdi rahat ve iyiyim. Bedenimle ilgili bir derdim olmasaydı sanıyorum ki ekolojik tercihlerimle kendimi gözetmemeyi, kendime bakmamayı karıştırmazdım. Sanırım bir süre ideolojimin ardına saklandım. Gerçi her şeyin bir zamanı da var. Belki de önce dünya ve evren ile yeniden bağ kurdum ve sonra onun açtığı alanda bedenimi yeniden gördüm . Böylece ekolojik bakış açım sebebi ile yaptığım tercihlerim bedenimle ilgili derdimi göz önüne serdi. Bence her ikisi de... Şu an, yeni aldığım renkli taytlarımı, annemin dolabında bulduğum kazakları, bluzlarımı çok seviyorum. Eski takılarımı yeniden takıyor, kendime aynada bakıyor, renkleri birbirine uyduruyor ve canım istediğince süsleniyorum. Görüntümden bağımsız, bedenimi seviyorum ama görüntümü ve onu değiştirmeyi de seviyorum. Geçenlerde beni ilk defa böyle gören bir dostum Seni tanıdığımda daha farklıydın ama o zaman da kendinle barışıktın, seçimini taşıyordun, şimdi de kendinle oldukça barışık görünüyorsun ve seçimini taşıyorsun. dedi. Ben de barışık ve mutlu hissediyorum. Kendimi ve dünyayı aynı anda gözetebileceğimi biliyorum. Bahsettiğim açılardan dengeleniyorum. Öte yandan; bu süreçte oldukça dengesiz davrandığım alanlar da var. Yukarıda bahsettiğim farkındalıklar tam da onlarla ilgili. Haftaya onları da açmaya niyet ederek yazımı burada sonlandırıyorum.
YORUMLAR