İyileşme Günlükleri-1

21.06.2012*


Böylesini beklemiyordum... Hayatımı üzerine kurduğum hikaye aniden çarptı dün yüzüme; Mustafa bütün ofise selam verip bana vermeyince... Neden diye düşünüp, acaba yanlış bir şey mi yaptım, birinden bir şey mi duydu diye kendi kendimi yerken tam... Fark ettim "görünmez, küçücük ve değersiz" olduğumu düşündüğümü o an. Hayatımı üzerine kurmuş olduğum hikaye buydu belki de... Evet evet buydu... Biraz ağır mı oldu? Belki de, ama yazdığım ve gerçekliğini asla kanıtlayamayacağım dram bu işte. Sadece birden görünür oldu, hızla geçip gidecekken zihnimden duyuverdim, yakaladım bir anda onu. Henüz bununla ne yapacağımı bilemesem de, biliyorum çok önemli bir şey bulduğumu.


Şimdi geriye doğru bakınca bütün hikayeyi, kafamı taktığım ufak tefek şeylerden, oynadığım pembe diziden bağımsız görebiliyorum: Ben kendi değerimi, başkalarının bana verdiğini düşündüğüm değer ile tanımlıyorum, onların bana karşı davranışlarıyla kendime değer biçiyorum. Bu yüzden bütün derdim kendimle, hata olduğunu düşündüklerimle benim. Bu yüzden kendimi bir türlü sevemedim. Haliyle dengesizdi çünkü çevremden gördüğüm değer. E öyle ya, insanı biri sevmez, biri sever. Şimdi bu dengesizliğin benim için neden bu denli yıpratıcı olduğunu anlıyorum; bunu var oluşuma dair bir dengesizlik olarak algılıyor, varlığımın diğerlerinden bağımsız değerli olduğunu bilmeye susuyordum.


Değerli olduğumu hissedebilmek için yaptıklarımın karşılığını ya aldım ya alamadım. Alamadığımı düşündüğümde yeni dertler edindim kendime, kendimle ilgili. Onların gözünden kendimi görmeye çalıştım, yargıladım, canımı acıttım. Kendimle bir türlü barışamadım.


Kendimle ilgili hikayem yüzünden dostluklarım dağılıveriyor, kırılıyor, yok oluyor zaman zaman. Çünkü onların bazı davranışlarını sanki beni başkalarına tercih ediyorlar, bana değer vermiyorlarmış gibi algılıyorum. Bu bana ağır geliyor; ya daha çok çabalamaya başlıyorum ya da hayal kırıklığı ile kendimi geri çekiyorum. Her iki durumda da kendimi kötü hissediyor, kendimle mücadele ediyor ve bu duruma göre kendimi baştan inşa etmeye çalışıyorum. Yeniden ve her seferinde yeniden yargılıyorum. Bir yandan kendimi suçluyor, öte yandan kendimi onların kurbanı olarak görmeye devam ediyorum. Hikayem bu kısır döngüde bana devamlı acı veriyor. Döngüyü bir türlü kıramıyorum.


Başkalarının daha değerli olduğu, sevginin koşullu olduğu, sevgiyi hak etmem gerektiği öğretisi kocaman bir yer edinmiş içimde. Kendim olmaya korkmuşum, sevilmeye değer olmadığıma inanmış, kendimi saklamış, değer göreceğine inandığım kostümlere sığmaya çalışmışım.


Mutlu ve değerli hissedebilmek için sevilmeyi bekliyorum; var olduğum için değil, kabul gördüğümde sevileceğime inanıyorum. Değer hissimi dışarıdan besliyorum. Peki eşimle bu sorunu neden yaşamıyorum? Bana verdiği değerden eminim, koşullu sevilmiyorum... Demek o yüzden onun yanında ama sadece onun yanında özgürüm. Öte yandan biliyorum; yine kendimi onun bana verdiği değer nedeni ile değerli hissediyor ve ona sığınıyorum.


Şimdi gözlerim dolu dolu ve boğazım düğüm oldu. Panikledim. Çünkü artık biliyorum. İçimdeki koca boşluğu kendi gözlerimle görebiliyorum. Özdeğerimi bilmemek hayatımı, hikayemi nasıl ve neye doğru şekillendirmiş anlayabiliyorum. Hayatım boyunca hep sevilebilmek için davrandığımı biliyordum ama sorunun davranış biçimimde olduğunu sanıyordum. Kök nedenini, yaranın kendisini bilmiyordum. "Herkesin" beni sevmesinin neden hayatımda bu kadar önemli olduğunu anlamıyor, herhangi birinden istediğim değeri görememenin beni neden bu kadar mutsuz ettiğini kavrayamıyordum. Kendime telkinim sadece “böyle yapmamalısın” demekten ibaretti ve bunu aşamıyordum.


Sevgi için şekilden şekle girmek öyle yorucu ki... Hayatımla ilgili hep kurduğum “ben elimden geleni yapıyorum, çok değer verip çok seviyorum, hep yanlarında oluyorum ama yine de başkalarını bana tercih ediyorlar” dramının altında yatan tamamen buydu demek ki. Sırf kendimi değerli biri gibi hissetmediğim, sadece belirli şeyleri yaparsam, düzgün oturur kalkarsam, uslu bir kız olursam, başkalarını mutlu edersem, başarılı olursam değer göreceğimi zannettiğim içindi bunların hepsi. Başkalarını mutlu edersem… Ettim… Ama karşılık görmeye ihtiyacım vardı benim... Çünkü içimdeki boşluk dolmadan yaşayamayacak gibiydim.


Dedim ya panik haldeyim. Sorunu anladım… Peki, şimdi bunu nasıl değiştireceğim?



*Hamileyken tuttuğum günlüklerden...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Çoğu insanın korkusunu ,beklentisini yaşamışsınız.Siz bunları farkedip çözümlemeyi ve yaşam sürecinizde kabullenerek barışık olmayı tercih etmişsiniz .Kimileri de bunları farkedip örtbas etmeyi ve maskelemeyi tercih ediyor. Aslında kendimizle uğraşmanın,geliştirmenin dayanılmaz hafifliğini farkettim
    CEVAPLA
  • Misafir Çok güzel peki nasıl değişeceğim
    CEVAPLA
  • Misafir Çok güzel peki nasıl değişeceğim
    CEVAPLA
  • Misafir Bir turlu ifade edemediğim duygularima tercuman olmussunuz sanki.Tesekkur ederim.Cozumlerinizi dort gozle bekliyorum.
    CEVAPLA
  • Misafir Cok kiymetli yazdiklariniz kendine tutulan ayna niteliginde cizz etti icim..
    CEVAPLA
  • Misafir Seda hangi Mustafa sana selam vermemişti söyle kulağını çekeyim
    CEVAPLA
  • Misafir Sizden yaşça hayli ilerideyim bu yazınız beni çok etkiledi çünkü hayatım bu duygularla geçti yazınızın her satırını aynen yaşadım ve yaşamaya da devam ediyorum hep çıkmayı denedim olur gibi olsada olmadı sonuç hep aynı altında yatan nedenleri biliyorum çocukluk da yaşatılan travmalar ...
    CEVAPLA
  • Misafir
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.