Koşmak için kovalanmayı beklemek gerekir mi?

Geçenlerde bir arkadaşım ‘’kovalayan biri olmadığı sürece koşmaya gerek görmüyorum’’ demişti. Tabii ki hiç koşmamış biri için doğal düşünce yapısı budur ama koşmanın veya yürüyüşün verdiği hazzı alan kişiler benimle hemfikir olacaktır.


Aslında bu hafta tamamen başka bir konu hakkında yazacaktım ama Pazar günü koşarken aldığım keyif o kadar fazlaydı ki, bir an önce bunu paylaşmak istedim.


Dönem dönem hayatta hepimizin sorunları oluyor. Bunlarla başa çıkarken yara almadan atlatabilmeyi ya da en az hasar almayı hepimiz isteriz. Ben bunu sporla başarabiliyorum.


Bu ara benim de bazı özel sorunlarım vardı. Hayatımda büyük bir değişim süreci var. Değişiklikler her zaman çok güzeldir ama bazen kabuklaşmış alışkanlıkları kırmak çok zor oluyor. Bu dönem sanki beynimin içinde hiç durmadan oradan oraya koşturan adamcıklar var.


Peki bu adamcıkları nasıl sakinleştirdim?

Tabii ki sporla. Benim meditasyonum da koşu ve sanıyorum, bu dönemi hasarsız olarak bu sayede atlattım.


Spor yapmak her zaman terapidir ama sorunlarımız olduğunda daha fazla önem kazanıyor. Özellikle biz kadınlar, kafamızda sorular olduğunda kendimizi çikolataya, keke, gofrete, yemeğe veriyoruz. Ruhumuz zaten zedeliyken, bir de bedenimize zarar veriyoruz. Halbuki bedenimizi mutlu edersek, ruhumuz da hızla iyileşiyor.


Nereden başlayacağınızı bilmiyor musunuz?


Bırakın kendinizi sokaklara. Hiç yürümüyorsanız yavaş yürüyerek başlayın. Yavaş yürüyorsanız normal yürüyüşü, normal yürüyorsanız hızlı yürümeyi, hızlı yürüyorsanız yavaş yavaş koşmayı deneyin. Havayı içinize çekin. Güneş varsa güneşin, yağmur varsa yağmurun, rüzgar varsa rüzgarın teninize değmesine, size iyileştirmesine izin verin. Doğa her zaman size en güzel masajı yapacaktır. Attığınız her adımda dertlerinizin bir adım geride kaldığını göreceksiniz. Yürüyüşü veya koşuyu bitirdiğinizde, başladığınız ana kıyasla çok daha iyi hissedeceksiniz.


Sayılara, hız göstergelerine takılmayın. Kimseyle yarışmıyorsunuz, sadece bedeninizi dinleyin. Size nereye kadar izin veriyorsa onu yapın. Ben eskiden nabız bantları, kalori gösteren saatler kullanırdım. Hep yakalamaya çalıştığım sayılar vardı ve bu benim vücudumu strese sokuyordu. Bunları kaldırıp attığımda, bedenim özgür kalıp gerçek sporun keyfini aldı.


Koşmak istiyorsanız koşu gruplarına katılabilirsiniz. Yeni başlayanlar için harika bir motivasyondur. Büyük spor markalarının koşu gruplarını deneyebilirsiniz. Ben böyle başlamıştım. Tecrübeli koçlar size her şeyi öğretecek. Korkmayın ve kendinizi onlara bırakın. Sizi dostça karşılayıp her şeyi öğretecekler. Ben artık attığım her adımda, hayatımdaki en iyi alışkanlığı bana kazandıran, bana koşmayı sevdiren koçlarıma teşekkür ediyorum.


Bunları yazarken bile bilgisayarı kucağımdan bırakıp dışarı çıkıp koşmak istedim… Her zaman sığınabileceğimiz, mutluluğumuzu veya derdimizi paylaşabileceğimiz en yakın arkadaşımız yine kendimiziz. Bunu en pembe şekilde yapabilmek için yürüyelim, koşalım ya da sevdiğimiz başka bir sporu bulalım. Ruhumuzu ve vücudumuzu bu yegane ihtiyacından mahrum bırakmayalım. Mutluluk serotonin hormonunda, serotonin hormonu da sporda.


Herkese sağlıklı, mutlu, şekersiz günler dilerim.



Instagram : semaninsagliklimutfagi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.