Atatürk Kız Lisesi’nden hepimize hediye var...
Bu aralar çok heyecanlıyım. Çok güzel yemek kitapları geçti elime. Kitaplar güzel ama esas paylaşmak istediğim bana nasıl ulaştıkları...
Geçen yazımda ülkemdeki biribirini onaylamayan kadınların çokluğundan bahsetmiştim. Şimdi de her şartta bir, sevgi dolu tam 50 senedir elele yürüyen bir kadın topluluğundan bahsetmek istiyorum.
Sene 1960, bazı tatsızlıklar başlasa da henüz bozulmamış bir İstanbul... Güzel Türkçe konuşan insanların şehri İstanbul. Okula giderken kızların saçlarını ördüğü, diz altına kadar çoraplar giydiği, Nişantaşı’na çıkmanın, Beyoğlu’na gitmenin farklı farklı adapları olduğu, şapkalı beyefendilerin, eldivenli hanımefendileri nezaketle selamladığı, insanların utanma duygusunu unutmadığı, adabı muaşeret kurallarının uygulandığı, öğretmenlerin, devlet memurlarının sayıldığı, değerlerin kaybolmadığı bir dönem. Pırıl pırıl kız öğrenciler anne babalarının ellerinden tutarak Atatürk Kız Lisesi’nin şimdi Mimar Sinan Üniversitesi binası olan Fındıklı'daki tarihi, yüksek tavanlı, taş binasının kapısından adım atıyorlar.
11-12 yaşlarında henüz çocuk onlar. Atatürk Kız Lisesi, öğrencileri bilgi ve becerileri doğrultusunda hayata hazırlamayı hedefliyor ve bu nedenle zorunlu derslerin dışında ev ekonomisi, teknik resim, ruh sağlığı, çocuk psikolojisi, büro bilgisi, jeoloji, astronomi ve yüksek matematik gibi başka okulların müfredatında olmayan pek çok dersle genç Türkiye’nin kızlarını eğitmeyi amaçlıyor.
O dönem okulun müdürü olan Adnan Eseniş’in önderliğinde Atatürk Kız Lisesi’nde batılı eğitim sistemine kolaylıkla adaptasyon sağlayacak bir deneme programı hazırlanıyor. Yurt dışında eğitim almış Türk öğretmenler getiriliyor. İşte bunlardan biri Hasene Öksüzoğlu. Kızların ev ekonomisi öğretmeni. Eşi Arif Öksüzoğlu yine aynı okulun matematik öğretmeni.
Hasene Hanım Amerika dönüşü öğrencileriyle paylaşacağı çok önemli kitaplar getiriyor. Bu kitaplar da tarifler var, adap var, ağırlama sanatı var, mutfaklarımızda dikkat etmemiz gereken, her kadının bilmesinde fayda olan çok değerli bilgiler var.
Hasene Öğretmen 100’lerce kız çocuğunu hayata hazırlıyor bu değerli, hatıra kokan kitaplarla. Bu kızlardan biri de kendi kızı, Özen Abla.
Özen Abla annem Zübeyde Bilgütay Terzioğlu’nun 50 senelik can arkadaşı. Onlar biribirinden hiç kopmamış Atatürk Kız Lise’li arkadaşlar. Tam 25 arkadaş yıllardır toplanıyorlar.
Onları hayranlıkla izliyorum. Hepsi okumuş, başarılı, bakımlı, sağlam hayat görüşlü kadınlar. Bizler sınav çocuklarıyız, test mahkûmlarıyız. Biz a, b, c, d arasında seçim yaparken, onlar çoktan seçmeli olmayan, açık uçlu bir dünya kurmuşlar aralarında. Bilgelik dolu, sevgi dolu, nezaket dolu, görgü dolu...
Geçen hafta Özen Abla, annesinden kalma kitapları bana vermesi için anneme getirmiş. Bundan daha anlamlı ve kendimi iyi hissettiren bir hediye olabilir mi?
Bu kitaplar hepimize hediye. İçlerindeki tarifleri sizlere ulaştırmak benim görevim artık. Sanırım Hasene Öğretmen hepimizin evlerinde yaşayacak. Nurlar içinde yatsın...
>> Çin böreği tarifi için lütfen tıklayın...
YORUMLAR