Ebeveynlik kitaplardan ya da internetten öğrenilebilir mi?

Ebeveynlik kitaplardan ya da internetten öğrenilebilir mi?

Anne-baba olmak konusunda okuyan, düşünen, soran, sorgulayan, sorguladıkça aydınlanan, zihnindeki anne-babalık klasörüne hızla yeni dosyalar ekleyen ve ancak aynı oranda hızla kaygı seviyesi yükselen bir yeni nesil ebeveynlik ile karşı karşıyayız. Acaba daha hangi kitabı okumalıyım, hangi seminere gitmeliyim, en iyi, en doğru ebeveynlik nasıl yapılır diye hayıflanan, uzman önerisi olarak söylediğimiz kitapların daha çocuk sahibi olmadan çoğunu bazen birkaç kez okumuş, karşılıklı kuramsal konuları konuşabildiğimiz pek çok ebeveyn var. Her ne kadar Goethe’nin dediği gibi “bilgi arttıkça huzursuzluğun da arttığını” bilsem de böyle ebeveynleri görmekten ötürü çok mutluyum, çünkü bilginin doğru yolu gösterecek kılavuz olduğuna inanıyorum. Ancak diğer yandanherkesin bu kadar çok bildiği, bilgiye bu kadar kolay ulaştığı bir dönemde ebeveynliğin neden ve nasıl giderek daha büyük bir yaşamsal krize dönüştüğünü anlamaya çalışıyorum. Ya edinilen bilgi, ya bilgiyi edinme şekli, ya da salt bilginin yetersizliği konusunda bir sorunsal olması gerekiyor. Birkaç tane hipotezim var bu konuda:


Ebeveynlik bilginin ötesinde bir şey.


Bir doktora dersimizde sevgili hocam Falih Köksal bize primatolog Jane Goodall’ın şempanzeler ile ilgili gözlemlerinden bahsetmişti. Goodall şempanzeler ve insan davranışları arasındaki benzerlikleri aktardığı araştırmalarında anne şempanzelerin iki ortamda “iyi annelik” yapamadığını gözlemlemiş. Bunlar:

  • Hiç daha evvel yavru bakmamış, bir yavru ile oynamamış olma ve
  • Stres altında olma durumları.

Bu insanlar içinde birebir geçerli bir durumdur. Çünkü insan yavrusuna bakım verme sürecinde bilgi kadar deneyim ve çevresel etkenler de önem kazanmaktadır. Acemilik, ilk kez ebeveyn olma, daha önce kardeş, kuzen vb. bakımına eşlik etmemiş olma ve yaşamsal zorluklar ebeveynin kaygı seviyesinin artmasına, artmış kaygı düzeyi ise bilinenlerin dahi uygulanmasında güçlüklere neden olmaktadır.


Bugün meslek eğitiminde bile yeterlilik/yetkinlik modellerinin hakim olduğunu görüyoruz. Buna göre bir alanda yetkin olmak için o alana dair günümüze kadar edinilmiş bilgiyi bilmek kadar bu bilgiyi kullanmak üzere beceri geliştirmenin ve tutum/yaklaşım kazanmanın öneminden bahsedilmektedir.Bu bilgiyi ebeveynlik için uyarlarsak örneğin sizin “sınır nasıl koyulur?” konusunda bir bilginizin olması kadar, “kurallar oluşturma, hayır deme” becerilerinizin de olması ve bunu “hangi ortamda, nasıl yapacağınıza” dair bir yaklaşımınızın olması gerekmektedir.Tek başına bilgi, size sadece “kendi çocuklarınız olmadan önce çok iyi ebeveynler olduğunuz” hissini sağlayabilir.


Kendi hikayemizin dahası kendi çocukluğumuzun etkisini unutuyoruz.


Hepimiz çocuk olduk ve ebeveynliği bize bakan kişilerden öğrendik. Bu ilk hem de son derece duygusal öğrenmenin etkisini azımsamamalıyız. Bu öğrenme bugüne kadar tıpkı kış uykusuna yatmış bir köstebek gibi anne ya da baba olacağımız günü beklemiştir. Hatta biz uzmanlar daha da ileri giderek bu derinlerdeki öğrenme ile bize bakım veren kişilerin en sevmediğimiz özelliklerine sahip olduğumuzu, özellikle de stres durumlarında bazen neden böyle davrandığımızı anlamaya çalışırken bunu hatırlamanın önemli olduğunu vurgularız. Hatta ve hatta bu hikayenin çok daha önceye dayandığını “koruk yiyen dedenin torununun dişinin kamaşacağını” söyleriz. Nesiller arası aktarılan örüntülerin, aile içi dinamiklerin etkilerinden bahsederiz.


Bu kökleri derinlere uzanan yolculukta çocukluğumuzdan taşıdıklarımız bununla da kalmamaktadır. Çocukluğumuza dair tam olarak karşılanmamış ihtiyaçlarımız ya da fazlasıyla karşılanmış ihtiyaçlarımız da ebeveynliğimize etki etmektedir. Bu nedenle çocuğumuzun neye ihtiyacı olduğunu düşünürken sıklıkla yanlı bir şekilde kendi ihtiyacımız üzerinden gidebilmek mümkündür. Onu hiç ağlatmamak, hep yanımızda tutmak, her istediğini almak, hayır diyememek, kurslara götürmek kendi tutulma, değer görme, ilgi alma, güvende hissetme ihtiyaçlarımızın yeterince karşılanmamasından kaynaklanabilmekte, ihtiyacın kimin olduğu karıştığında ilişkide zorluklar, gelişimde tıkanmalar yaşanabilmektedir.


Dolayısıyla ebeveyn olunca size iyi gelecek ebeveynlik kitabı, büyük ihtimallesizin kendi çocukluk ihtiyaçlarınızı okuduğunuz bir kitap olacaktır.Çünkü aslında aradığımız bazen sadece “kendimizi nasıl yeniden büyütebileceğimize dair bir cevap”tır.

Ebeveynliğin ABC’si konusunda bilgi kirliliği yaşıyoruz.

Kendinizi, ebeveynliğinizi başkalarınınki ile karşılaştırarak, sosyal medya hesaplarından paylaşılanlar karşısında iç çekerek ne kendinize ne de çocuğunuza fayda sağlayabilirsiniz. Uyku, yeme, eğitim gibi konularda verilecek eğitimler (!), çocukla yapılacak etkinlikler, eğitim sistemleri gibi konularda pek çok farklı görüş bulunmaktadır. Yine doğal, yavaş, pozitif, koşulsuz, helikopter ebeveynlik gibi farklı isimlerde pek çok ebeveynlik tarzından bahsedilmektedir. Peki siz nereden başlayabilirsiniz?


Dünyanın neresine giderseniz gidin insan yavrusunun gelişimi birbirine yakın seyreder. Dolayısıyla tüm ebeveynler mutlaka ve öncelikli olarak “çocuk gelişimini” bilmelidirler. Çocuk gelişimini bilmek demek hangi yaş aralığında çocuklarda fiziksel, bilişsel, sosyal, duygusal hangi gelişim ve değişimler olduğunu bilmektir.Bu konu çocuğunuzun tepkilerine anlam vermek, ona uygun çevre koşullarını sağlamak ve ihtiyaçlarını karşılamak açısından son derece kritiktir.


Bunun dışında örneğin odası nasıl olmalı, uykusuna nasıl destek olmalıyım, tuvalet eğitimini nasıl vermeliyim gibi sorularınızda bilgiler arasında kaybolmamak için bir araştırmacı gibi yaklaşmanızı öneririm. Yani merak ettiğiniz konuyu belirleyip, bu konu ile ilişkili çocuğunuzu gözlemleyerek veri toplamak ve duruma ilişkin bazı çıkarımlar (hipotezler) oluşturarak onun bireysel özelliklerine yönelik tahminler yürütmek başlangıç noktası olabilir. Sonrasında ise bu konuda sunulan kanıta dayalı açıklamaları, yöntem ve yaklaşımları gözden geçirip, sizin çocuğunuzun bireysel özellikleri ve sizin bireysel özellikleriniz ile en uyumlu olan kanıta dayalı yöntem ve yaklaşımı tercih edebilirsiniz. Bu ayrıştırmayı yapmakta zorlandığınız noktalarda ise uzman desteği almak düşünülebilir.


Ebeveyn olma kararını alırken bireysel gelişimimizin hangi aşamasında olduğumuzu, kişisel özelliklerimizi yeterince dikkate almıyoruz.


Ebeveyn olunca bizi belki de en çok geriye çeken yine kendi kişisel özelliklerimiz, kendilik gelişimimiz oluyor. Çocuklarını terapiye getiren pek çok ebeveynin “sonunda galiba terapiye gelen biz olacağız” yorumlarınıaslında bu “kendiyle karşılaşmanın” bir ürünü olarak yorumluyorum. Ebeveyn olma kararını alırken kendimizi, kişisel özelliklerimizi tanıyor olmak, baş etme ve ilişki kurma şekillerimizi, sınırlılıklarımızı bilmek ebeveynlik deneyiminde koruyucu ve önleyici önlemler almak konusunda yardımcı olabilmektedir. Bu farkındalığın olduğu durumlarda ise gerektiğinde o meşhur “ebeveyn iç sesinizi” duymak kolaylaşabilmektedir. Çünkü ancak duru ve sakin bir zihin, geçmişiyle barışık bir ruhsal yapı bir başka zihni anlayabilir ve ona ayna olabilir.


Ebeveynlik Freud’un da dediği gibi gerçekleştirmesi çok zor olan 3 meslekten biridir. Ve her meslek yetkinliği gibi bilgi, beceri ve tutumların birleşiminden oluşmaktadır. Dolayısıyla ne salt kitaplardan ve internetten öğrenilebilir, ne de bilgi edinmeden uygulanma riskini tolere edebilir. Bu noktada tüm yaşam deneyiminizden taşıdıklarınızı dikkate alarak ve ebeveynliği daha bütüncül bir pencereden bakarak anlamaya çalışmak hem “iyi ebeveynlik” idealinde telaşınızı azaltırken hem de kaynaklarınız konusunda size daha gerçekçi bir rehberlik sunabilir.









YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir kesinlikle doğru. diğer taraftan ebeveynlik bitmek bilmeyen bir endişe ve acaba yeterli miyim git-geliyle dolu. yine de insan hayatının en güzel tecrübelerinden biri... sevgiler (ipekveannesi.com)
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.