Şeyma Effect 

Yine çok konuşulan bir Şeyma Subaşı olayından sonra bir kez daha birlikteyiz sevgili okurlar. Bu sefer ülkenin en büyük gazetelerinden birine full sayfa röportaj vermiş. Tabii herkesin söyleyecek bir şeyi var yine.

Kendi sayfasında paylaştığı tek kare fotoğrafı bile günlerce konuşulurken uzun uzun kendini anlatması tabi haliyle daha çok ilgi çekti.

Bu kadar gezmeye, bu kadar yer görmeye, bu kadar yeni insan tanımaya şu masadaki bardağa bir şeyler öğretmeye kalksan daha içi dolu konuşabilirdi. Ne aradaki ingilizce kelimeler, ne röportajı yapan kişinin sinsice laf sokarak belirttiği 'ya ve şey' gibi kelimeler rahatsız etmedi beni. Uzun uzun 'derdini', aşkını, çantalarını anlatıp bu kadar boş ve bomboş olabilmek gerçekten çok ilginç.

Konu dönüp dolaşıp aynı şeye geliyor sonunda. 'Bu tip' kadınların senin benim gibi kendini geliştirmek, öğrenmek, öğretmek, başta kendine ve başkalarına faydalı olmak gibi bir derdi yok. Güzel görünsün, mutlu hissetsin... Yanındaki adam kendisine aşık, yapacak bir şey yok. Git kitap oku dese okur ama demiyor. Bunu kimsenin sorgulayıp yargılayacak hali de yok. 28 yaşında bir kadın olarak ben de tek derdimin kendimi iyi ve güzel hissetmek olmasını o kadar isterdim ki... Smoothiemi içeyim, sporumu yapayım, bavul hazırlayayım, aşkımı çekemeyenleri çatlatayım...

Kendini topluma açan ve kabul görmek için çaresizce çırpınan her 'ünlü' gibi nedense sorulmadığı halde ne kadar inançlı bir insan olduğuna değinmesi ise hiç şaşırtmadı. Bu ülkede nerde ağzından allah, din, namaz düşmeyen biri var, orda bir koku çıkıyor. Toplumun hassas noktası ya sözde din, ver acıyı, ver gözyaşını, ver Ümre'yi. Ohh aklandın! Tabi Şeyma Subaşı'nın sevgilisi evliyken ağlaya ağlaya namaz kılmasından, şimdi festival festival gezmekten namaz kılamadığını açıklaması ise bizi sadece güldürüyor. Yemezler tatlım, ama çok yiyen olur hiç üzülmesin.

'Kız geziyo abi kıskanmayın'cılar bile bir noktada kendisini savunacak argüman bulamıyor, aslında gerek de yok savunulmasına. Adam sevmiş, adamın parası, adamın imkanları bize ne? Kimseye kötü örnek olduğu falan da yok. Sen iki kare fotoğrafını gördüğün insanın yaptığı yanlışları doğru belleyecek kadar boşsan bunda Şeyma Subaşı'nın da suçu yok.

Yaşadığımız çağ böyle işte. Görüyorsun, gözüne sokuyorlar, aklı selimsen bunlara meyletmiyorsun hiç.

Yeşilçam'ın güzel bebekleri senelerce 'kapatmaları' olmuş zengin iş adamlarının, o zaman instagram yoktu da haberimiz yok kimlerin ne imkanlarını kullanarak zevk-i sefa içinde yaşadılar. Bu toplum ilk kez zengin koca avcısı figürlerle karşılaşmıyor yani, rahat olun o güzel ahlakımız bozulmayacak Şeyma'ya özenip...