Duymaktan illallah ettiğimiz cümleler

Bu yazı hem bir özeleştiri hem de artık “burama kadar geldi” çığlığıdır! İnsan eleştirdiği şeyi yapmamalı ama kendimi de tutamıyorum, ağzımdan çıkarken kendim bile inanmadığım cümleleri tüm şuursuzluğumla kuruyorum. Ya da bana söyleniyor. Bakın şu cümleleri hayatımızdan çıkarırsak çok daha huzur ve refah içinde yaşayacağız.

Mutlaka haberleşelim, bi’ kahve içelim: Yolda, orda burda gördüğünüz kişiden ayrılırken ya sizden ya da ondan bu allahın cezası cümle geliyor. Yahu o kahve içilmeyecek işte, içecek olsak aylardır yazmaz mıyız birbirimize? Biz de yolda karşılaştıkça selamlaşan arkadaşlarız işte ne var bunda? İstemiyoruz işte birbirimizle kahve içmek, vakit geçirmek…

Bende onun grisi var: Gri olur, mor olur, fuşya olur… Hevesle aldığın, ya da yeni giydiğin bi şeyi gören arkadaşının şu güzel ortamı bozmak için bekleyesi gelmez ve anında “Aaa bende de onun grisi var, geçen ay aldım.” diye seni üzerindekinden soğutur. Ne yapayım sende grisi varsa? Üzerimden çıkarıp yakayım mı, evine koşarak gidelim sen de giy birlikte mi gezelim? Nedir yani bunu neden belirtiyorsun? Baktın aynısını giymişim, git sessizce çöpe at onu. Hangi kadın bir başka kadınla aynı şeyi giymekten hoşlanır allah aşkına?

Benden duyduğunu kimseye söyleme: Ne diyeyim peki, bu gıybet bana havadan vahiy ile mi indi diyeyim? Herkes dedikoduya bayılır ama kimse de dedikodu yaptığı duyulsun istemez. Ne kadar kızsam da bu cümleyi ben de kuruyorum. O yüzden ya gıybeti ya da bu yalandan iyi olma hallerini bırakmak lazım. Tabii ki de gidip bir başkasına anlatacağım ve senden duyduğumu söyleyeceğim, gerçek bir dedikoducu olmak bunu gerektirir çünkü. “Birinden duydum işte” gibi olayın bütün tadını kaçıran manevralara girmek oldukça tatsızlaştırıyor dedikodu yapmayı. O yüzden senden duyduğumu herkes bilecek tatlım…

Görmüyorum öyle, ver bakayım: Telefonunuzdan birşey gösterirken bu cümle karşı tarafın ağzından döküldüğünde bende bi’ kitlenme, beyin tutulması gerçekleşiyor. Yahu ben niye telefonumu senin eline vereyim. Ne münasebet? Gösteriyorum bak işte. Üç saniyeliğine de olsa tüm dünyamın başkasının ellerinde olmasına tahammül dahi edemiyorum. Hele bir de “Benim şarjım bitti getir senden açayım.” diye kendi malıymış gibi video falan açan kitle yok mu?? Ay yazarken bile fenalaştım. Kimsenin telefonunu istemeyin, istetmeyin bitsin artık bu çile…

Ay ben daha izlemedim sakın anlatma: Bir de böyle spoiler kudurukları var. Dizi yayınlanalı bir hafta olmuş ya da film neredeyse gösterimden çıkacak, hem izlememiş hem de ortamda bahsini bile geçirtmiyor. Ortamdaki yakışıklıya Game of Thrones bilgilerimle hava atacağım, hangi kral kimle mikmikleşiyor haritasını çıkaracağım, ama daha ağzımdan Game çıkmadan “Dur dur dur, sakın anlatma ben daha izleyemedim...” İzleseydin??

Çok sıcak: Son olarak gündemin en çok kullanılan cümlesi ile bitiriyorum. Çok sıcak demeyi, havadan şikayet etmeyi yasaklıyorum. Hangi statü ve hakla yasakladım bilmiyorum ama sıcak mıcak diye şikayet etmek yasak artık. Ağustos ayında olduğumuz için sıcak olabilir mi acaba?? Kışın 80 kat kazak giyip 150 kiloymuşuz gibi görünürken çok arayacağız bu günleri. O yüzden klimayla akraba mı olursunuz, vantilatörle nikah mı kıyarsınız bilemem. Sıcağın kıymetini bilelim, bilmeyenleri uyaralım…