Emzirmenin ilk günleri ve meme ucu hassasiyeti
Emzirmek, her annenin gerçekleştirebileceği normal ve doğal bir eylemdir. Gebelik, doğum ve emzirme bir bütündür; daha doğru bir ifadeyle, aynı sürecin aşamalarıdır. Bebeğini kucağına alan her anne, bebeğini emzirebilmek için doğal bir dürtüye ve buna bağlı fizyolojik süreçlere sahiptir. Oldukça istisnai sebepler, bazı annelerin emzirme başarısı önünde doğru tanı ve destekle aşılabilir bir takım sorunlar içerebilir.
Emzirmek, hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından son derece önemlidir. Hiçbir mama, bir annenin sevgisiyle, bedeniyle ve fizyolojisiyle bebeği için hazırladığı sütün yerini alamaz; hatta yakınından bile geçemez. Bu anlamda mamaların eksik ve yetersiz oluşu, bebeğin gelişimini tam olarak destekleyemeyeceği gibi, bir takım tahribatlara da neden olabilecekleri gerçeği, günümüzde bu alanda yapılan tüm bilimsel çalışmalarda kanıtlanmıştır. Bir bebeğin sağlıklı, güvenli ve sevgi dolu gelişiminin desteklenmesinde emzirmek tek yoldur. Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerdiği gibi, bir bebeğin en az 24 ay emzirilmesi, onu tüm hayatı boyunca sağlık, zeka ve özgüven açısından desteklediği kanıtlanmıştır.
Anne sütü, bebeğin ihtiyaçlarına ve aylık gelişimine paralel olarak değişen dinamik ve canlı bir besindir. Annenin bedeninde hazırladığı bu besinin içeriği, günün saatlerinde, bebeğin hasta olduğu zamanlarda ve gelişimsel ihtiyaçlarına denk oranda değişir. Bu nedenle hazır bir üründen çok farklı özelliklere sahip olup, tamamen türün (insan...) özelliklerinin gelişimine özgü içeriklere sahiptir. Anne sütünün özelliklerinin öneminin yanı sıra, emzirme eylemi kendi başına ayrı bir önem taşır. Çünkü insan duyusal, duygusal ve dokunsal bir varlık olarak, özellikle yaşamının ilk yıllarında anne sevgisine, dokunuşuna ve kokusuna muhtaçtır. İnsan yavrusunun tüm bu ihtiyaçları emzirme eylemi sayesinde mükemmel karşılanmaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında bir annenin başlangıçta bebeğini emzirmekten kaçınması, yani doğal ve normal olanı reddetmesi yaşadığı bazı normal olmayan durumlarla ilgili olabilmektedir.
Bu durumların başında, annelerin sıkça yaşayabildikleri meme ucu hassasiyeti gelmektedir. Bu hassasiyet kimi zaman ciddi travmalara neden olabilmektedir. Yani anne, emzirme döneminin özellikle ilk haftalarında meme ucu çatlakları, kanama ve yarılmaları gibi ciddi bir takım sorunlar yaşayabilir. Annelerin yaşadığı bu gibi durumlar normal değildir. Çünkü emzirmek, aslında hiçbir annede bu tip sorunların yaşanmasına neden olabilecek zorlu bir iş değildir. Ancak, burada normal olarak kabul edilebilecek şey, emzirme başlangıcında annelerin bir takım acemilikler yaşaması olabilir. Bu nedenle de annelere emzirme konusunda doğru bilgi ve destek sağlamak önemli bir sorumluluk olmalıdır. Eğer bir bebeğin sağlıklı gelişimini desteklemek emzirilmesini desteklemekle mümkünse, her sağlık kurum ve çalışanlarının başlıca sorumluluğu bu olmalıdır.
Meme ucu hassasiyeti normal bir durum değildir...
La Leche League’ın Emzirme Sanatı kitabından aynen yaptığım bir alıntı, bu durumun normal olmayışını çok iyi tarif eder:
Bir anne kedi yavrularını beslerken, her bir yavrunun ne kadar süt içtiğini veya kavramanın neye benzediğini düşünmez. Sadece oraya uzanır (genelde mırlayarak...) ve onların emmesine izin verir. Ancak eğer acırsa –eğer yavru kötü bir açıdan erişir veya çok saldırganlaşırsa– anne kedi tepki verir. Bedenini biraz oynatır, yavruyu burnuyla dürter veya çok rahatsız olduysa kalkar, yavruları silkeler ve baştan başlar.
İnsanlarda da aynı. Meme ucu hassasiyeti ilk günlerde sık görülür. Ama emzirme gerçekten canınızı acıtıyorsa, bu bir şeyleri değiştirmek için bedeninizin verdiği sinyaldir. Emzirme konusunda uzmanlaşan Dr. Chiristina Smillie’nin söylediği gibi: “Acı, bedenin bizi daha rahat bir pozisyon bulmaya yönlendirme şeklidir. Sandaletinize çakıl taşı girerse, taşla yürümeye devam etmezsiniz. Bir şeyler yapmak için durursunuz, belki taşı çıkarmak için ayağınızı sallarsınız. Bu işe yaramazsa, içgüdüsel olarak başka bir şey yaparsınız ki rahatça yürüyebilesiniz.” Çoğu meme ucu acısı da bu kadar basittir.
Meme ucu acısı ve hasarı normal değildir. Ne kedilerde, ne de insanlarda...
Bir konun daha altını çizmek önemli! Eğer anne meme ucu hasarı yaşıyorsa, bebek meme ucunu doğru kavrayamadı ve doğru ememiyor; eğer bebek doğru ememiyorsa da yeterli beslenemiyor demektir. Bu nedenle meme ucu hassasiyeti döneminde pek çok anne bebeğinin kilo alımının yetersiz oluşundan söz edebilir.
Meme ucu hasarının oluşmaması için ya da oluştuysa düzeltilmesi için yapılması gerekenler:
- Emzirme seansı sırasında psikoloji: Çoğu anne özellikle emzirme döneminin başlarında bir takım acemilikler yaşayabilir. Bu acemilik, annede strese ve gerginliğe neden olabilir. Bu gerginlik ise boyun, sırt, bel ve kol ağrılarına neden olabilir; bu ağrılar nedeniyle de anne, meme ucu ağrısını çok geriden duyumsar ve aldığı pozisyonun doğru olup olmadığını değerlendiremeyebilir. Annenin emzirme seansı sırasında gevşek, rahat ve sakin olması son derece önemlidir.
- Emzirme pozisyonu: Annelerin belleğinde, emzirme öncesi dönemde emzirmeye ilişkin gördükleri görsellerde çoğu zaman tek tip emzirme pozisyonu yer alır. Bu pozisyon genellikle beşik pozisyonu dediğimiz, annenin dik oturduğu ve bebeğinin bedenini kendine tam paralel tuttuğu klasik bir pozisyondur ve de her anne, emzirmeye bu pozisyonda başlamayı tercih eder. Beşik pozisyonu kimi anne için rahat olabilir, ancak doğum sonrası yaşanan sırt, bel, boyun ve kol ağrılarını artırabilir. Ayrıca, annenin dik oturduğu pozisyonlarda anne yaşadığı bir takım ağrılar nedeniyle de, kendini emzirme sırasında belki farkında olmadan geri çekebilmektedir. Bu durumda bebek memeyi doğru kavramış olsa bile meme sık sık bebeğin ağzından çıkar ve doğru kavrama çabası çok sık tekrarlandığından meme ucunda hasar oluşabilir. Bu anlamda, annelerin denemesi gereken bir diğer pozisyon biyolojik (doğal) pozisyon dediğimiz, annenin sırtını geri yaslayarak uzandığı ve bebeğini bedenine dik tutarak paralel aldığı pozisyon olabilir. Aslında bir annenin emzirme başlangıcında emzirme pozisyonlarının çeşitliliği konusunda bilgilenmesi ve kendisi için en rahat olanı seçmesi en doğru yol olacaktır. Çünkü, emzirmenin rahat kurulabilmesi için en doğru pozisyon, annenin ve bebeğin anatomik olarak en rahat oldukları pozisyondur.
- Meme ucunun kavranması: Yukarıda sıralanan yollar doğru uygulandığında, her bebek meme ucunu doğru kavramaya hazırdır. Sadece anne ve bebeğin tam zamanlı koordinasyonu gerekir. Anne meme ucunu hafifçe yukarı kaldırarak eğer ve bebek ağzını açtığı anda eğdiği meme ucunu bebeğin ağzına dik olarak yerleştirir. Bu uygulamada annenin meme ucunun kahverengi bölümünün (Areola) en az ¾’ünün bebeğin ağız içinde olması gerekir. Bu sırada bebeğin alt dudağı alt meme duvarına açık ve dışa dönük dururken, burnu üst meme duvarına hafifçe değer durumdadır. Eğer meme duvarı bebeğin nefes alışını zorlaştıracak ölçüde kapalı durumdaysa, anne çok bastırmadan hafifçe bu noktayı açmalıdır.
- Memenin emilmesi: Doğru kavranan bir meme, doğru bir biçimde emilmeye hazırdır. Doğru emme, kısaca bebeğin ağız içinde doğru aralıklarla vakum oluşturmasıdır. Yani kavrama, vakum, yutma ve nefes alma şeklinde bir sıralama gözlemlenir. Bu sıralama bebeğin süt çıkarma refleksini uyarabildiğini gösterir; yani beslenebildiğini gösterir. Doğru bir biçimde emilen memenin ucunda hassasiyet oluşmayacaktır. Çünkü meme ucunun anatomik ve fizyolojik özellikleri, doğru emmede acı hissettirmez.
- Meme ucu bakımı: Emzirme dönemindeki annelerin, bebeklerini doğru pozisyonda ve sık emzirdikleri sürece özellikle yapmaları şart olan bir şey yoktur. Ancak anneler, özellikle emzirme döneminin başlarında emzirme seansı bitiminde meme ucunda kalan bir miktar son sütün (yağlı süt) bir süre orada beklemesine müsaade edebilirler. Yani, emzirme seansı sonunda anne meme ucunu silip, yıkayıp temizlemek yerine bir süre o haliyle dinlenmesine izin verebilir. Unutmayalım ki, en iyi ve en doğal merhem annenin kendi sütüdür. Anne sütü, meme ucunun yeterli bakımını yapacak tüm iyileştirici ve nemlendirici özelliklere sahiptir. Hijyen açısından günlük yapılan banyo sırasındaki temizlik meme ucu için de yeterlidir. Ayrıca annelerin özen göstermesi gereken bir diğer konu, kullandıkları çamaşırları sıkıştırmayan, pamuklu ve hava aldıran nitelikte seçmeleri ve de çamaşırlarını kuru ve temiz tutmaya özen göstermeleridir.
Yararlanılan kaynaklar:
- La Leche League International, Emzirme Sanatı, Gün Yayıncılık, İstanbul, 2011, s. 354-360.
http://www.lllturkiye.org
- Woolridge MW. (1986) The 'anatomy' of infant sucking. Midwifery. 2(4):164-71. http://www.health-e-learning.com/articles/anatomy_of_latch.pdf
- Righard L. (1998) Are breastfeeding problems related to incorrect breastfeeding technique and the use of pacifiers and bottles? Birth 25(1):40-4
YORUMLAR