Benim güzel vücudum
Kadın anne olunca yeni bir kadın doğuyor. Sadece ruhsal anlamda değil, yeni bir de vücudu oluyor. Önce kendi vücudunuzu tanıyamıyorsunuz. Bu ben miyim? Nasıl bu kadar büyüdüm? Daha kaç kilo alabilirim ki? Bu eller, bu ayaklar, bu burun; bu halimle Fiona’ya (Shrek’in hanımı) benzemiyor muyum? Hamileyken benim hissettiklerim...
Sonra doğurdum. Büyük kızıma hamileyken aldığım 19 kilo, doğumda hiç gitmedi, sadece Ayda'yı doğurdum gerisi kaldı diyebilirim. Üstüne bir de süt yapsın diye yedikçe yedim, doğumdan sonra yaklaşık 1 yıl kadar o emanet kilolar, o başka vücutla birlikte yaşadım. Çok moralim bozuldu, çok kötü hissettim. 1 yıl sonra verdim ama vücut yine eski vücudum değildi. Ama eskiye yakındı. İkinci hamileliğimde ise ilkinde yaptığım aşırı tatlı yeme hatasını yapmadım, daha az kilo aldım, doğum sonrası daha sağlıklı beslendim, çok hareketli bir lohusalık geçirdim, 1,5 ay kadar sağlıklı beslenme diyeti yaptım. Sonuç: 6 ayda hamile kaldığım kiloya ulaştım. Ama vücut eski vücudum değil artık. Sönmüş bir balon gibi cildim. Karnım buruşuk ve sarkık. Kollarımın alt kısmı hafif sallanıyor. Bacaklarım varislerden haritaya dönmüş durumda. Gözaltlarım mor ve torba torba.
"Eski vücuduma dönebilir miyim?", "Nasıl dönerim, ne yapsam olur?" gibi şeyler düşünürken fark ettim ki ben vücudumu böyle de seviyorum. Evet bir manken değilim, her giydiğim yakışmıyor, ama yakışanı giyince, kendime bakınca ve en önemlisi mutlu isem benden güzeli yok aynada. İki bebeğimde de süt veren, hâlâ vermekte olan çalışkan göğüslerimi, kızlarım içinde büyürken ortadan koyu çizgi ile bölünmüş ve şu anda içinde epey su birikme kapasitesi olan koca delikli sarkık göbeğimi, hâlâ ara ara sızlayarak doğum günlerini hatırlatan minik sezaryen yaramı, hamileyken bir numara büyüyen ve öyle kalan, kızlarımla beni taşıyan emektar ayaklarımı, 2 beden kalınlaşan ama bebeklerimi taşımaktan kas yapmış kollarımı kısaca yeni beni seviyorum.
Ben bunları düşünürken tabii ki karma karşıma yine düşündüğümü çıkarttı. “A Beautiful Body Project” Fotoğrafçı Jade Beall’in anneliği ve gerçek anneleri, photoshop kullanmadan çektiği projede anneliğin güzelliği anlatılıyor; “Çatlağımız, yara izlerimiz olsa da, cildimiz eskisi gibi sıkı olmasa da, vücutlarımız hayat verdi ve bebeklerimizin o güzel bedenlerine ev sahipliği yaptı. Güzellik bundan daha fazla nasıl gösterilebilir ki?”
Yukarıdaki fotoğraf bence dünyanın en güzel fotoğraflarından, benim de sahip olduğum bir kare.
Şimdi bu yazıyı okuyup da Polyanna olduğumu da düşünenler çıkacaktır. Kim sever ki böyle bir vücudu diyenler olacaktır. Gerçek güzellik bize yıllarca dergilerde, televizyonlarda gösterilen değil dostum, bunu anlamak için anne olmaya, doğurmaya gerek yok ama biraz daha düşünmeye, biraz da alıcınızın ayarlarıyla oynamaya ihtiyaç var diyebilirim.
YORUMLAR