Doğumlara dair

Doula olmaya karar verdiğim sırada bir doktor arkadaşımız, anneme “Bizim hastanede doğum yapmamış olanları doğumhaneye bile sokmuyorlar. Özge sakın o işe girmesin” demişti. O zamanlar bu cümleler bir kulağımdan girip diğerinden çıkmıştı. Zihnimde doğuma dair hiçbir korkutucu, negatif düşünce yoktu. Tamamen doğuran kadına destek olabilme duygusuyla yola çıkmıştım.


2012 yılında doğumlara girmeye başladım. Doula olarak aldığım eğitim sayesinde doğum yapan kadına nasıl destek olabileceğine dair öğrenemem gereken bilgileri silip süpürmüştüm. Kadınlar daha güzel doğumlarla bebeklerini karşılasın, bebekler hayata daha pozitif ortamlarda sevgiyle başlasın diye yanıp tutuşuyordum. Gerçi hala da öyleyim ama altı sene sonra ayaklarım daha bir yere basıyor. İçimde hala doğumların ülkemizde yaşayan tüm kadınlar için daha pozitif olabileceğine dair ütopik bir umut var ama önümüzde çok çok çok uzun yılların da olduğuna eminim.


Altı yılda doğuma dair pozitif olarak neler değişti diye soracak olursanız, kısa zamanda büyük bir yol katedildiğini ama hala tünelin ucundaki ışığı göremediğimizi söyleyebilirim.


Artık doula nedir pek çok kişi biliyor. Doğumda desteğin önemi gün geçtikçe daha çok anlaşılıyor. Ne kadar kadın okuyor, orası meçhul olsa da doğuma dair güzel kitaplar yazılıyor, Türkçe’ye çevriliyor. Çok az bir kitle katılsa da doğuma hazırlık eğitimleri açılıyor. Bazı doğum doktorları artık daha esnek. Doğum yapacak anne adaylarının doğum süreci sağlıkla ilerlediği müddetçe isteklerine olumlu yaklaşıyor. Daha fazla anne normal doğum yapıyor. Nadir sayılacak kadar az da olsa suda doğum yapılıyor. Kadınlar artık doğumda söz hakkına sahip olduklarının farkına varıyor. Ten tene temas, doğumda hareket etme özgürlüğü, ağrıyla baş etmek için doğal yöntemler, göbek kordonunun geç kesilmesi gibi bilgileri pek çok kadın biliyor. Kadınlar bilgileniyor, doğumlarına sahip çıkmak istiyor. Bazı hastanelerde odada doğum gibi imkanlar var. Ve aklıma gelmeyen daha nice olumlu gelişmeler ülkemizde bir bir gerçekleşiyor.


Fakat bu bilgiler ve pozitif gelişmeler yurdumun tüm kadınlarının mutlulukla hatırlayacağı doğumlarla bebeklerine kavuşmalarına yetmiyor. En basitinden, doğuran kadının desteğe ne kadar ihtiyaç duyduğunu göz önüne alırsak, tüm ülke için hızlı bir çözümün ebeleri doğum katlarında, doğumhanelerde en aktifinden göreve dahil etmek olduğunu düşünüyorum.


Şifa veren kadın elinin doğumlara değmesi, bebeklerin şefkatli doğum ortamlarında annelerine kavuşması için yapılması gereken şeyler basit ama şu anki sağlık sistemi ve politikalar buna engel. Çoğu özel hastane para basan birer ticarethaneye gibi işlerken, devlet hastaneleri yoğunluktan en kalabalık saatteki metrobüs durağına dönmüş durumda.


Hal böyleyken, aktivist bir doula ve doğuma hazırlık rehberi olarak kendimi çoğu zaman çay kaşığıyla kocaman bir çukur açmaya çalışır gibi hissediyorum. Gücümün yettiği kadar, erişebildiğim tüm kadınlara bilgimi ve desteğimi aktarmak tek çabam. İstiyorum ki hiçbir kadın doğal doğum yapabilmek için tonlarca para harcamasın. Kendini ve aslında doğal olan doğum dileklerini açıklayabilmek için strese girmesin. Sokak sokak doktor aramasın. Bu da benim iç dökmem olsun...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Sa
    CEVAPLA
  • Misafir Malesef suda doğum yaptıran hastaneler çok pahalı. Suda doğumu geçtik, ben odamda çömelerek doğurayım deyince bile öyle şey mi olurmuş diyorlar. Yüzyıllardır kadınların çömelerek doğum yaptığını bilmemeleri imkansızken hem de. Bulamadım beni masaya yatırmayacak bi doktor .
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.