Gebeliğimin 30. haftası
Sevgililer Günü 30. haftama denk geldi. Eşim beni mutlu etmek için birtakım atraksiyonlar düzenlemeye çalışsa da, ben tercihimi pijamalı bir geceden ve bugünün hatırına kocaman bir burgeri mideye indirmekten yana kullandım. Bu güzel ve nadir yemeğin ardından o koltuk senin, bu koltuk benim yuvarlanarak bir film izledik. Al sana Sevgililer Günü. Daha ne olsun…
Bu hafta ilk defa uzun süre bir yerde sabit oturamadığımın farkına vardım. Süreyya Operası’nda yakın bir arkadaşımızın prens olduğu uyuyan güzel balesine gittik. Harikaydı ama ben hem sıcaktan, hem rahat diye giydiğim triko elbiseden, içimdeki hamile çorabından ve küçücük koltukta sabit oturmaktan ince ince sızlayan belimden çok çektim.
Artık özellikle akşamları kendimi ağır ve şiş hissediyorum. Evde çok sorun olmuyor ama dışarıdaysam üzerimdeki her şey fazla geliyor, sanki biri beni balon gibi şişiriyor. Hani şu korkunca aniden şişen balıklar var ya, işte o benim. Acayip rahatsız oluyorum. 30. haftamda ilk defa kocaman bir hamile olduğumu hissediyorum.
Gelsin kilolar
Hamile olmadan önce hayalim gebeliğimi on, on iki kiloyla tamamlamaktı. O zamanlar on kilo bana çoook fazla geliyordu. Ve bu haftaki rutin doktor kontrolümde tam on kilo aldığımı öğrendim. Daha doğuma çok var ve bundan sonra çok daha hızlı kilo alacağım.
Doktorum Gülnihal beni şekersiz beslenmem konusunda uyardı. Zaten elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum ama bu konuda da kendimi aşırı derecede kasmıyorum. Çünkü yemeyeceğim diye kafama taktıkça sanki canım daha çok tatlı istiyor. Bunun yerine zamanım oldukça rafine şeker içermeyen kurabiyeler yapıyorum. Gece geç saatlere bırakmadan gün içinde meyvemi yiyorum. Zaten düzenli beslenince tatlı krizi diye de bir şey olmuyor. Tabii bu arada kaçamak yapmıyorum anlamına da gelmesin. Mesela Sevgililer Günü’nde bir de profiterolü mideye indirdim.
30. hafta kontrolümde şükür ki her şey yolunda. Çınar da ben de sağlıklıyız. Kendisi hala baş aşağı, doğum pozisyonunda takılıyor. Boyutları tam haftasında. Suyum, tansiyonum, kilom iyi.
Hastane mi değiştireceğim?
Bu kontrolümüm beni vuran konusu, doktorumun doğum yapacağım hastaneyi değiştirebileceğimizi söylemesi oldu. Benim hayalim Fulya Acıbadem’de doğum yapmaktı, hala da öyle. Çünkü orada çok güzel doğumlara girdim. Bana hastane gibi gelmeyen, kendimi rahat hissettiğim, suda doğum yapabileceğim, doğum taburesi olan, çokça doğal doğum yapıldığı için katı kuralları olmayan bir hastane. Mesela doğumdan sonra her şey yolundaysa bebeğin ilk muayenesi anne göğsünde yapılabiliyor. Anne ve bebek doğumdan sonra hiç ayrılmıyor. Bebeği apar topar bebek odasına götürmek isteyen bir personel yok. Normal doğum sürecine daha saygılılar. Benim doktorum ve bir, iki doğal doğumu, suda doğumu destekleyen doktor daha çok orada doğum yaptırdıkları için onların doğal doğumu destekleyen düzenlerine alışmışlar. Hastane olarak bir gebe talep ederse bu düzeni kabul ediyorlar. Doğum tercihlerine saygılılar. ‘He he’ deyip doğumda karşınıza katı hastane kuralları ile gelmiyorlar.
Şimdi ben bunları bildiğim ve birebir yaşadığım için aklımdan kesinlikle başka bir hastanede doğurmak geçmiyordu, ta ki doktorum yoğunluğundan dolayı artık tüm doğumlarını mart başında açılacak Altunizade Acıbadem Hastanesi’ne toplamak istediğini söyleyene kadar. Bunu duyunca önce çok bozuldum, yüzüm düştü, nasıl olur dedim. Muayeneden çıkarken üç hafta sonra olan kontrolümden önce Altunizade Acıbadem’e gidip hastaneyi dolaşacağımıza ve onlarla taleplerimizi konuşacağımıza karar verdik. Doktoruma odada doğum olacağını, suda doğum için havuz alacaklarını ve doğum taburesi yaptıracaklarını söylemişler ama hepsi miş mıştan ibaret. Sonuçta hastane henüz açılmadı ve neyin ne olacağı belli değil. Bir bakalım, belki her şey çok daha iyi olacak, taleplerimizi karşılayacaklar ya da yeni hastane, düzen oturmamış tam tersinin de olması mümkün. Her zamanki gibi önce bu konuyu bir iki gün kafama taktım, sonra koyverdim gitti…
Doğum için hastane ve özellikle doktor seçimi çok önemli. Ben doktoruma sonuna kadar güveniyorum. İçim onunla sonsuz rahat ve aynı şeyin hastane konusunda da olmasını diliyorum. Bakalım ilerleyen günler bize neler getirecek…
YORUMLAR