Bebekler ten tene temas ister
Dünya Sağlık Örgütü 2003 yılından beri kilosu, gebelik haftası, doğum şekli (sezaryen ya da normal dogum) ve klinik durumu ne olursa olsun tüm yeni doğan bebeklerin "ten tene temas" bakımı almalarını öneriyor. Normal ve sorunsuz gerçekleşen her doğumda olması gereken, doğumdan hemen sonra anne ve bebeğin aralarına kıyafetler ve örtüler girmeden ten tene temas etmeleridir.
Peki bizde ne yapılır?
Bebek doğar, hemen göbek kordunu kesilir. Kısacık annenin kucağına verilir ve hemen çocuk doktorunun ilk kontrolü için geri alınır. Çok kısa bir muayenenin ardından üşümesin diye sarılıp sarmalanan bebek yine çok kısa bir süreliğine annesine verilir. Bazen burada ilk emzirme gerçekleştirilmeye çalışılır, bazen de bir fotoğraflık zaman sonrası annesinden yeniden ayrılan bebek doğru bebek odasına gider. Bebekle annenin bir sonraki buluşması, anne doğumhaneden odasına geçtiğinde gerçekleşir ki, bu bazen yarım saati, bazen de nedeni belirsiz bir şekilde bir saat veya daha da uzun bir süreyi bulabilir. Oysa doğumdan hemen sonra gerçekleşen ten tene temasın ya da bunun eksikliğinin hem anne, hem de bebek üzerinde derin etkilerinin olduğunu gösteren pek çok kanıt olmasına rağmen, neden hala ayrı tutulduklarını anlayabilmiş değilim.
Bebekler her şeyin farkında
Doğum süreci bebekler için zorlu ve hayat boyu unutmayacakları, kişilik oluşumlarını derinden etkileyecek bir olaydır. Bebekler huzur dolu anne rahminde, amniyotik sıvılarının içinde sıcacık yüzerken başlayan rahim kasılmalarıyla, o güvenli yuvalarından uzaklaşarak doğum kanalında saatler süren bir mücadeleye başlamak zorunda kalırlar. Ve hissederler, duyarlar, alıgıları tahmin ettiğinizden açıktır. Bu konuyla ilgili daha derin bilgiler almak isteyenleriniz için Dr. Thomas Verny ve Dr. John Kelly' nin olay yaratmış "Doğmamış Çocuğun Gizli Yaşamı" adlı kitabını şiddetle tavsiye ederim.
Bebeklerin bu farkındalıkla dünyaya geldiklerini anlayan ünlü Fransız doğum uzmanı Dr. Frederck Leboyer "Birth Without Violence" (Şiddetsiz Doğum) adlı kitabında bebeklerin nazik bir şekilde dünyaya gelmeleri gerektiğini savundu. Anne karnındaki güven dolu ortamlarından birden bu dünyaya doğan bebeklerin, kendilerini daha güvenli hissetmeleri ve daha az strese maruz kalmaları için doğduktan hemen sonra annelerinin çıplak göğsüne konulmaları gerektiğini söyledi ve çokta haklıydıda.
Sorunsuz bir doğumla (normal,sezaryen fark etmez) dünyaya gelmiş sağlıklı bebekler, doğdukları anda annelerinin çıplak göğsüne bırakıldığı ve orada kalmalarına izin verilen doğumlarda;
Bebeklerin;
- İlk emzirmenin daha etkili olduğu ve emzirme süresine katkı sağladığı.
- Bu bebeklerin 12 kat daha az ağladığı ve daha çabuk uykuya geçtikleri.
- Kalp atışlarının, solunum ve vücut ısılarının stabil kaldığı.
- Kan şekerlerinde anlamlı bir yükseklik olduğu görülmüştür.
Annelerin;
- İlk üç günde meme ağrılarının daha az olduğu.
- Üçüncü günde daha az anksiyete yaşadıkları görülmüştür.
- Ayrıca anne, bebek bağlanmasını hızlandırır ve güçlendirir.
Anne ve babalar olarak size düşen görev doğum öncesi doktorunuzla bu konuyu konuşmak. Herşey yolundaysa ve bebeğinizin sağlık durumu iyiyse doğumun hemen sonrasında bebeğinizin annesinin çıplak göğsüne verilmesini, ilk muayenesinin orada yapılmasını ve anneyle bebeğinin hiç ayrılmamasını talep edebilirsiniz.
YORUMLAR