Cumartesi akşamı sıradışı bir klasik müzik etkinliğine ev sahipliği yapan "Borusan Müzik Evi"nde ilk defa "Burak Özdemir & Musica Sequenza" dinleme şa
Cumartesi akşamı sıradışı bir klasik müzik etkinliğine ev sahipliği yapan "Borusan Müzik Evi"nde ilk defa "Burak Özdemir & Musica Sequenza" dinleme şansı buldum.
Gelenekçi bir klasik müzik dinleyicisi olarak açıkçası bu tür konser ve etkinlikleri çok tercih etmemekteyim. Bu sebeple Burak Türkiye'de birçok kez konser vermiş olsa da gelenekçi tarafımın ağır basması sebebiyle geçen Cumartesi akşamına kadar hiç dinlememiştim. Lakin yabancı ve ünlü bir sanatçı dostumla yaptığım yazışmada Burak'ın Türkiye'de olduğu konusunun açılmasıyla "mutlaka git ve dinle" tavsiyesi üzerine gitmeye karar verdim ve hatta kendisini daha da yakından tanımak ve de yaptığı müziği birinci ağızdan öğrenmek adına bir de kendisi ile çok samimi bir sohbet gerçekleştirdim.
Burak Özdemi, Türkiye'de başladığı fagot üzerine olan konservatuar eğitimine Almanya'da devam etmiş ve doktorasını; müzik eğitiminin en üst noktası kabul edilen; Juilliard tamamlamış. Ve öncesi olmayan kendi yarattığı müzikle tüm Avrupa'ya kendisini ve müziğini kabul ettiren Türkiye'den çıkmış bir sanatçı diyebileceğimiz sıradışı bir yetenek. Özdemir gerçekten çok başarılı; 8 senede tam 10 CD kaydı yapmış ve ciddi satış başarısı elde etmiş olmasınının yanı sıra gerek festivallerde gerekse konser verdiği farklı konsptteki mekanları; ki bu dünyaca ünlü bir klasik müzik konser salonu da olabilirken aynı zamanda bir tekno müzik yapan bir mekan da olabiliyor; doldurabilmesiyle olsun gerçekten başarılı bir sanatçı.
Burak Özdemir sıradışı olması bir yana;gerçekten elde ettiği başarı ise Juilliard'ta okurken kurduğu oda müziği orkestrası "Musica Sequenza" ile çıktığı bu yolda klasik müziğin mabedi kabul edilen "Barok Dönem" müziğe getirdiği yenilikçi ve farklı yorum ile Avrupa'da yepyeni bir müzik kolu yaratmış ve kabül görmüş olmasıdır. Yaratıcılığının beslendiği çok yönlü kişiliğinin onun başarısında kesinlikle büyük bir katkısı olmasının beraberinde; kaygısızca inandığı sanatını yapması ve icra ettiği sanatına olan inancı başarısının tesadüf olmadığının en belirgin göstergesi gibi. Barok müzik hali hazırda klasik müzik dinleyicisi içinde bile çok ayrı konumlandırılan bir müzik türüdür. Bir de orkestra içinde ikincil bir enstrüman olan fagotun daimi solist olarak ön planda olduğu barok dönemde bestelenmiş eserlerinin yeniden farklı müzikler ile harmanlaması ile bestelediği eserlerde adeta enstrümanını konuşurcasına çalması Burak'a başarının kapılarını açmış. Başta Avrupa olmak üzere dünyada ciddi bir saygınlık kazanmış olması kesinlik ile bir tesadüf olmayıp büyük bir birikim ve yaratıcılık sayesinde olduğunu çok net söyleyebilirim.
Sanatçı ile gerçekleştirdiğimiz sohbette dolu dolu eğitiminin ve entellektüel kişiliğinin tüm emarelerini verdiği her cevapta bulmak ve gözlemlemek mümkündü. Sanatçı eserlerinde tabuların ve sınırların olmadığını ve her biri tüm evrene sosyal mesaj veren besteleri ile düzene karşı kendi silahı olan müziği nasıl kullandığını anlattı. Bestelerinde ve icralarında isyan ve başkaldırı sergileyen bir duruş betimlediğini özellikle vurguluyor. Tüm eserlerini başta dünya olmak üzere bu temalar üzerinde bestelediğini ve besteleyeceğini ayrıca ifade ediyor.
Burak tabii ki yukarıda bahsedilen ve onun bu sıradaşı kişiliğinin ortaya koyduğu yaratıclığının hayat bulmasında elbette ki onda varolan bu cevheri gören ve ona inandığı bu yolda yürümesi için destek veren bir kişi sayesinde gerçekleştiğini anlattı...
Sanatçı "Bugün Burak Özdemir" var ise ve kurduğum "Musica Sequenza" ile yarattığım ve dünyaca kabul gören bu yeni müzik alanında başarılar elde edebiliyor isem "Anne" diye hitap ettiğim "Zeynep Hamedi" sayesindedir" diyecek kadar mütevazi ve vefakar olduğunu yaptığımız sohbette hissettirdi. Burak'ın Juilliard doktora eğitimi için gereken bursu Borusan Holding'in karşılamasıyla başlayan Zeynep Hanım ve Burak ilişkisi o kadar sıkı ve candan bir hal almış ki, sanatçı büyük bir içtenlikle "o benim ikinci annem" derken Zeynep Hanım'a duyduğu sevgi ve minneti hissetmemek mümkün değildi.
Bu konseri ve geceyi daha da anlamlı kılan bir başka husus ise bu yıl kuruluşunun 10. yılını kutlayan "Borusan Müzik Evi" ile aynı yıl Burak'ın kurduğu "Musica Sequenza"nın da 10. yılını kutluyor olması idi.
Konser sonunda gerçekleşen sade 10. yıl kutlaması geceye farklı bir renk kattı. Konserine gelen hemen hemen herkes ile tek tek ilginen sanatçı hem gelen konuklara hem de Borusan Müzik Evi ve Borusan Sanat yönetimine teşekkürlerini sunduğu konuşmasının ardından 2020'de gerçekleşecek Haendel festivali için özel bestelediği "HERMES" adlı eserin prömiyerini gerçekleştirerek geceyi sonlandırdı. Seslendirdikleri bu eser gerçekten "Burak Özdemir & Musica Sequenza"nın nasıl harika bir iş çıkardığının adeta göstergesiydi.
Yeniliklere açık ve sıradışı bir klasik müzik deneyimi için "Burak Özdemir & Musica Sequenza" tavsiye edebilirim.
Bir sonraki yazımda görüşene kadar "Klasik müzik ile kalınız"...
Fotoğraflar: Osman Enfiyecizade
YORUMLAR