Evrenin aynaları çocuklar ve kendi içsel çocuğumuz

Çocuklarım, çocukluğum ve içimdeki çocuk bir süredir bir gizli anlaşmayla beni takip ediyorlar. Bu alanı yazıyor, çiziyor araştırıyorum. Kendi iç çocuğumla buluşmaya hazırım tekrar, hissediyorum. Ne kadar çok şeyin o çocuğun istekleri, ihtiyaçları olduğunu fark ettikçe onun KAYNAK’ la bağının ne kadar güçlü olduğunu gördükçe içimde ona daha çok alan açıyorum. Biliyorum ki artık kalabalık mürettebatımın en neşeli, en umut dolu varlığı o. Geleceği inşaa etmeye çalışırken BİZ, o yolu gösterecek. Çünkü içimde bir IŞIK ÇAĞI ÇOCUĞU var. BİZ ALTIN ÇAĞ’ın kapısını aralarken o elimden tutacak.


Ahh sevgili kardeşim, yine neler mi anlatıyor diyorsun benim için?

Eminim sen de en az bir kere fark etmişsindir, çocukların ne kadar saf bir şekilde bilgiyi taşıdıklarını, sünger gibi emdiklerini ve neyi görürse onu anında kopyaladıklarını. Hatta bazen bilgece konuştuklarını... Atalarımız boşuna: “Çocuktan al haberi!” dememiş. Bu atasözü sadece evlerde konuşulan dedikoduları aktaran afacan çocuklara mal edilmemeli bana göre... Çocuk dediğin varlık insanın küçüğü değil asla! O daha farklı, özel ve eşsiz bir varlık... Bunu daha derinden anlayan birçok yazar, psikolog ve ruh bilimci de mevzuya böyle bakıp çocukluğa vedayı ya sanat eserleriyle yücelterek ya da yaşam sürecinin bir önemli basamağı olarak ilmek ilmek işleyip anlatıyorlar.


Çocuklar dedikoduları taşıdıkları için değil, evrenin en gizli saklı kadim bilgilerini yeri geldiğinde taşı gediğine koyarcasına aktardıkları için, yetişkinlerden daha bilge oldukları için söylenmiş bu atasözleri.


Benim bu konudaki deneyimim nedir?

İki çocuk annesi bir yetişkin olarak, on yıllık annelik deneyimimde o kadar büyük bir ruhsal değişim geçirdim ki anlatmaya nereden başlasam bilemiyorum. Zaman zaman BİZ’im için yazıyorum bazılarını. Bilgilenelim, öğrenelim yalnız sanmayalım kendimizi diye... Çünkü insan bütün bunları yaşarken, sadece kendisi böyle tuhaf zannediyor ama öyle değil işte... Yaşadığımız her şey, insan olma deneyiminin içinde bir bilinç akışının eşsiz bir parçası ve bu deneyim bir sürü insana dokunabiliyor.


Ben çocuklarıma rehberlik yapıyorum sanırken onların bana rehberlik yaptığını anladığım çok zamanım oldu. Bir acının içinden geçerken, sıcacık sarılmalarıyla “ anne üzülme, her şey geçer çok şükür biraradayız” ya da “ anne herkes hata yapabilir sen az önce hata yaptın ve ben seni af ediyorum” derlerken ya da “ruh insanın yaşaması için gerekli olan enerjidir ve ben benimkinden sana veremem sen kendi enerjini yükselt” derlerken...bunun gibi yüzlercesi... Çok şanslıyız ki bu çağa doğan çocuklar BİZ’e yolu aydınlatmak için geldiler. İçlerindeki sonsuz şefkat ve sevgi ancak yanlış bakım ve eğitimle gölge yanlarına kayabilir. Yoksa onlar saf IŞIK’lar... Duyguları anlamak konusunda son derece gelişmiş yetenekleri var. BİZ’i, BİZ’e yansıtmak ve hatalarımızdan öğrenmemiz için fırsat tanımaya gelmiş AYNA’lar onlar...


Yaptığı bir hatanın yansımasını çocuğunda görüp de kayıtsız kalabilen kaç ebeveyn olabilir sevgili kardeşim? Eğer görmek istemiyorsan AYNA’da kendini, sürekli kaçarsın yansıyanlardan ama HAKİKAT değiştirilemez. Dinlemeyi bilir iç gözlemcini sürekli uyanık tutarsan, EVREN’in mesajlarını her yere koyduğu aynalardan görür, fısıltılarını duyarsın her ağızdan.


Ezcümle, doğdukları zamandan bu yana çocuklarımı dinliyor, gözlemliyorum. Onlarla öğreniyor onlarla büyüyorum. Oyun oynamanın keyfini hayatıma çekebilmek için çaba sarf ediyor, tekrar iç çocuğumla bağ kurabilmek için kendimi dinliyorum. Bolca içimden akanları yazıyor, o çocuğun sesini daha çok yükseltmesi, beni küçüklüğümdeki hayallere cesurca taşıması için ona izin veriyorum. Ben bu alanı açtıkça o çocuk beni oyuna daha çok çağırıyor ve ben hayatı daha keyifli bir yerden yaşıyorum. Hepimiz yapabiliriz bunu. İşte bu yüzden bunları da yazmak istiyorum.


Ben BİZ’e çok inanıyorum. Türkiye’nin her alanda toplumsal bir kalkınma yaratabilmesi için yaralı ebeveynlerin önce kendilerini iyileştirmeleri gerektiğini sonra çocukları için hakkıyla tüm sorumluluğu alıp rehberlik yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de önce kendi kendimize ebeveynlik yapmamız gerekiyor.


Nasıl yapacağız?

Unuttuğumuz çocukluğumuzla bağ kurmak, içsel çocuğumuzu bulup onun ihtiyaçlarını anlamak, kendi kendimize yeniden ebeveynlik yapabilmek için bir sürü çalışma var sevgili kardeşim. Ben kendi yolculuğumda bu alana tekrar bakmaya karar verdiğimden beri (bu konuda daha önceleri de çalıştım. Bildiğin gibi ruhsal ve kişisel gelişim ölene kadar devam eden bir yol) küçük Nihan’ın sınırsız hayalleriyle bir mutlu dünya yaratıyorum kendime. Uyguladığım, uygulayacağım teknikler var. O yüzden senden zaman istiyorum kardeşim. Denenmiş yoldan gitmek belki senin için daha kolay olur.


Gelecek yazıyı muhakkak oku; yeniden ebeveynlik (reparenting) ve içsel çocuk çalışmalarını yazacağım. Bendeki etkileriyle beraber, somut sonuçlarıyla. Benim kahramanımın macerasını takip edenlerin, ruhsal gelişim çalışmalarına ilgisi olanların ve de çocuk yetiştirenlerin okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.


Bir sonraki yazıya kadar...

Benimle oynamak isteyenler kaleye mum diksin!

Kardeşin Nihan

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.