“Pazartesi sendromu mu? O da ne?”

Pazartesi sendromunu bilmeyen yoktur herhalde.. Hatta bilmeyen yerine yaşamayan azdır desek daha doğru olur sanırım.. Peki 'Pazartesi Sendromu' kaçınılmaz bir gerçek mi yoksa...

“Her pazartesi aynı şey... Sabah yataktan kalkmak istemiyorum, üzerime giyecek sanki hiçbir şeyim yok, e-postalar her günden daha fazla, saatler bir türlü geçmiyor ve en kötüsü haftasonuna daha beş gün var.. Bu kabustan nasıl uyanabilirim?!” Rumuz: Pazartesi Sendromlu

Haftasonu tatili sonrası, hele bir de dinlenerek veya eğlenerek geçtiyse, işe adapte olmamız hiç de kolay olmayabilir. En başta vücudumuz tepki gösterir. Pazartesi gününe bir türlü uyanmak istemeyiz. Alarmımız çalar ve biz onu mümkünse ertelebilecek en son dakikaya kadar erteler dururuz. O nedenle de sonrasında bir telaş başlar ki bu da bizi konforsuz hissettirmeye yeter de artar bile... Ve biz ruhen daha işe gelemeden e-postalar, talepler ve işler başladığından günü hep geriden yakalamaya çalışırız ve doğal olarak da pazartesi günleri işler bir türlü bitmek bilmez. Peki pazartesi sendromunu yaşamamak mümkün mü?


Unutmayalım ki hayatımızı algılarımız yönetir. Biz bir şeye ne anlam yüklersek onu o şekilde yaşarız. Pazartesi sendromunu yaşamamız da Pazartesi gününe yüklediğimiz anlamdan ileri gelir. Biz ne kadar olumlu anlam yüklersek pazartesi sendromunu o denli bertaraf edebiliriz. Pazar gününü nasıl geçirdiğimiz bu noktada büyük önem taşır. Pazar gününü sevdiğimiz aktiviteleri yaparak geçirmek pazartesi gününe hazırlanmak için birebirdir. Eğer başarabiliyorsak, pazartesi günü ve haftanın diğer günleri ile ilgili iş aktivitelerimizin üzerine biraz düşünmek de çok iyi bir yöntemdir. İnsan belirsizlikleri sevmez. Belirli olan ve planlanan her şey bizi rahatlatır ve kendimize olan güvenimizi arttırır. Pazar günü kısa bir süre ayırıp, pazartesi günü yaşayacaklarımızı planlamak bizi belirsiz bir pazartesi gününe hazırlayacağından endişelerimizden uzaklaştıracak ve ayrıca işlerimizi halletme yönünde de motive edecektir.


Pazartesi gününe dinç uyanabilmek ve gün içinde enerjik olmak için fiziksel olarak da kendimizi hazırlamamız gerekir. Özellikle uyumadan önceki saatleri dingin geçirmek bizi hem fiziksel hem de zihinsel olarak pazartesi gününe ve haftanın diğer günlerine hazırlayacaktır.


Gelelim pazartesi gününe... Sanılanın aksine, pazartesi günü işteki ilk saatleriniz en verimli olduğunuz saatlerdir. O nedenle, o saatleri yapmanız gereken önemli işlere ayırmanız son derece faydalı olacaktır. Ayrıca, o saatlerde sizin için önemli olan işleri yoluna koymanız günün geri kalanı ve haftanın diğer günleri için de sizi epeyce motive edecektir.


Bir yılda 52 hafta yani 52 Pazartesi olduğunu düşünürsek, hayatınız boyunca kaç tane pazartesi günü yaşayacağınızı siz tahmin edin artık. Ve bugünü diğer günler gibi yaşamak sadece sizin elinizdeyken, bunu bir sendroma dönüştürmek size de haksızlık gibi gelmiyor mu?! Unutmayın, her zaman söylediğim gibi, hayatınızın ipleri sadece sizin elinizdedir. Siz hayatınızı nasıl yaşamak isterseniz o şekilde yaşarsınız. Pazartesiye, kara kediye, merdiven altından geçmeye anlam yüklemek yerine bırakalım da bu pazartesi ve her günümüz güzelliklerle geçsin...


***


İşinizde mutlu değil misiniz? İş hayatı ile ilgili öğrenmek istedikleriniz mi var? Ya da sadece fikirlerinizi paylaşmak mı istiyorsunuz? Öyleyse e-postalarınızı aşağıdaki adreslerden birine mutlaka bekliyorum.


işimlemutluyum@mujdeozenen.com

diyelim@işimlemutluyum.com


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.