Koca uçağı uçurabilirsin ama...

Seyahat etmeyi pek sevdiğim söylenemez. Özellikle bavul hazırlama ve yol kısmı bana gerçekten epey çekilmez gelir. Hatta yay burçlarının bu konudaki yüz karasıyım diyebilirim. Fakat, geçen hafta cuma günü tamamen tatil için seyahat ediyor olmamın ve gideceğim yerin ilk kez göreceğim bir yer olmasının verdiği az da olsa mutluluk ile uçağa bindim. Fakat ne yazık ki; bu huzur dolu anlar pek uzun sürmedi. Yerine yerleşmeye çalışan yolcular sebebiyle zaten zar zor ulaştığım koltuğuma geldiğim anda, maalesef ki daha önceki uçuşta bu şanslı koltukta oturan yolcunun midesinin bozulmuş olduğunu ve bunu etrafla paylaştığını fark ettim. Doğal olarak hostes ve kabin amirine burada oturamayacağımı ileterek yerimin değiştirilmesini talep ettim. Şans bu ya, uçakta hiç yer olmadığından tek çarenin beni business class’a almak olacağını ve bu değişikliğin de yetkileri dahilinde olmadığından pilota sorulması gerektiğini belirttiler. Ve işte hikaye de benim için tam burada ilginçleşmeye başladı..


Birkaç dakika sonra, kabin amiri tekrar yanıma geldiğinde, maalesef pilotun da böyle bir yetkisinin olmadığını ileterek, benimle çok da tatmin edici olmayan birkaç çözüm önerisi paylaştı. Olayın bu tarafı çok önemli ve ilginç değil aslında ama, sadece merak edenler için söyleyeyim, yolculuğumu baştan sona, iniş ve kalkış hariç olmak üzere, hostes koltuğunda gerçekleştirdim. Kesinlikle tavsiye etmem, epey rahatsızdı doğrusu..


Hikayenin ilginç tarafı ne derseniz; koca uçağı uçuran ve o uçaktaki yüzlerce yolcunun sorumluluğunu alan bir pilotun bu yetkisinin olmayışı... Tabii ki, bir havayolu şirketinin, her şirkette olduğu gibi, hata eminim ki birçok şirkete göre sayıca daha fazla, prosedürü ve yetki sınıflandırmaları vardır, olmalıdır da. Ama sen pilot olacaksın, o uçağın tüm sorumluluğu sende olacak ve bir yolcunun yerini bile değiştiremeyeceksin. Tabi burada şöyle düşünmek lazım, bu havayolunun bir kuralı olabilir ya da pilot bu inisiyatifi almak istememiş olabilir. Ama bana sorarsanız iki türlü de epey üzücü bir durum. Hele ki, günümüz rekabet ortamında müşteri memnuniyetinin önemi tartışılmazken..


Zaten şirketlerdeki en büyük sıkıntılardan biri de bu değil midir? Özellikle de kurumsal ve global bir şirketsen.. Genel müdürsünüzdür ya da bir ekibin yöneticisi, ama ekibinizdeki bir kişinin görevini bile sadece kendi inisiyatifinizle değiştiremezsiniz. Neden mi? Çünkü prosedürler öyledir. Yurtdışı öyle söyler.. Ya da o kadar inisiyatif alamayan birisinizdir ki, ortam elverse bile siz böyle bir kararı veremezsiniz bir türlü..


Oysa, ilerlemek için inisiyatif almak ve vermek kaçınılmazdır.. Hepinizin bildiği gibi rekabet artık kanıksanan, doğal bir durum. Teknoloji ise her geçen gün son sürat ilerliyor ve bir süre sonra her şey herkes için ulaşılabilir hale geliyor. Tüm bunlara paralel olarak, insana dayalı karar mekanizmaları güçlü olan ve müşteri memnuniyetini birinci plana alarak fark yaratabilen şirketlerin ayakta kalabilecekleri aşikar. Bunun da en önemli çözümlerinden biri inisiyatif. Yani inisiyatif alınabilen bir ortam yaratmak ve inisiyatif alan bireyleri çalıştırmak.


Peki etrafınıza şöyle bir bakın.. İnisiyatif alan çalışanlar ve yöneticiler varsa hiç endişelenmenize gerek yok. Ama yoksa.. Düşünün bakalım.. Nerede bu inisiyatif alan çalışanlar? Yoksa korkup kaçırdık mı? Ya da düzen böyle diye sindirdik mi?


***


İşinizde mutlu değil misiniz? İş hayatı ile ilgili öğrenmek istedikleriniz mi var? Ya da sadece fikirlerinizi paylaşmak mı istiyorsunuz? Öyleyse e-postalarınızı aşağıdaki adreslerden birine mutlaka bekliyorum.


isimlemutluyum@mujdeozenen.com

diyelim@isimlemutluyum.com

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.