Yaratan abes iş yapmaz!

İki melek, ikisi de Yaratan’a tüm kalpleriyle bağlı…


İnsanlık için "bitiş zamanı…"


Yaratan, bunun için bu iki melekten Mikail’i görevlendiriyor.


Ancak Mikail, insanlığın son bulmasını bir türlü kabul edemiyor.


Yaşamı, insanlığı devam ettirecek bir bebek ise doğmak üzere…

Mikail’e verilen bu görev ise "Bu bebeğin doğmaması."

Ancak Mikail bunu yapamayacağına karar veriyor. Yaratan’ın bu kadar çok şeyi bir gün sonlandırmak için yaptığına inanmıyor. Diğer melek ona kurallara uyması gerektiğini söylüyor. Mikail kabul etmiyor.


Arkadaşının “Nasıl emre karşı gelirsin?” sözüne “Bana bu yüreği veren Tanrı…"


Bu duyguları da bana veren O ise ben de kalbimi dinliyorum” der.


Sonra döner ve ”Sen ne yapmak istiyorsun? O’nun istediğini mi vermek, yoksa ihtiyacı olanı mı?”


Arkadaşı “İstediğini vermek,” diyor ”Sen de öyle yapmalısın.”


Ama Mikail kabul etmiyor. Ona bu kalbi veren Yaratan’ın ondan bunu isteyeceğine, gerçekten bunu arzulayacağına inanmıyor.


Arkadaşı ona “Tanrı’yı hayal kırıklığına uğrattın.” diyor.


Mikail yeryüzüne inerek bebekle annesine yardım etmek, insanlığın devam etmesi için kanatlarını keser.


Artık kanatları yoktur.


Bebekle anneyi bulur ve onları korumaya başlar.

Tanrı’nın ona verdiği görevi yerine getirmediği için diğer melek yeryüzüne iner. Yaratan’ın emri onun için kesindir.


Bebek ölmelidir.


Mikail ve diğer melek karşı karşıya gelir.


“Artık kanatların yok, eğer olsaydı senin için güzel bir avantaj olurdu” der.

Ve Mikail ile dövüşmeye başlarlar.


Mikail yere yıkıldığında, son darbeyi indirmeden önce “Keşke karşı çıkmasaydın,” der.


Mikail beyaz bir ışığa dönüşüp kaybolur.


Melek, bebek ve annesinin peşinden gidip onları bulur. Tam öldürecekken Mikail gelir ve ona engel oluyor.


Şaşkınlıkla Mikail’e bakar çünkü Mikail’in kanatları vardır. ”Bu nasıl olur? Sen ona karşı çıkmıştın.” der.


Ve yeniden savaşmaya başlarlar.


En sonunda Mikail diğer meleği sıkıştırır. Meleğin ölmesi an meselesi ama yapamaz. Melek “Beni öldür" der.


Mikail “Yapamam” yanıtını verir.


Diğeri “Ben olsam yapardım“ diye çıkışır.


Mikail dönüp “İşte bu yüzden, O’nu hayal kırıklığına uğrattın ya!” der. Diğer melek üzüntü ve kederle uzaklaşır.


Yaşam, insanlık devam ediyor.


"Kıyamet Melekleri" filmi benim için çok vasat olsa da o filmin içindeki bu sahne bana hayatı düşündürdü.

Ve sonra lider olmuş, öncülük etmiş insanlar gözümün önünden geçti. Sonra hayatının kahramanı olmayı seçip risk alanlar, danışanlarım, kendi deneyimlerim, dostlarım…


Çok ilginç bir farkındalık ama gördüğüm şey; kalbine inanan insanların başardığı. Yani Yaratan’a istediğini değil de ihtiyaç duyduğu şeyleri veren kişiler…

Yaratan’ın ilginç bir zekâsı var ve şaka yapmayı çok seviyor. Hayatta güzel şeyler yapacaksa, bunun için nedense hep ona karşı çıkanları seçiyor.


Sonuç, ruhsal düzlemde onun istediği şeyin, bizim tekamülümüz için olması gerekenin olması ile yani ”mutlu son” ile bitiyor.


Dünyevi düzlemde “Hayır, öyle değil” diyebilirsiniz ama emin olun öyle…


Ben Yaratan’ın abes iş yaptığını hiç görmedim.


Her şey mükemmel gelişiyor. Her zaman inandığım bu…


Mikail gibi, Yaratan bana bu kalbi, bu rüyaları, sevgiyi, yetenekleri ve hatta engelleri verdiğine göre, bunları yaşamamız ya da deneyimlememiz gerektiğini düşünüyorum. Başkaldırmamı istiyor, gerekirse ona karşı da ama her zaman inanç, iyilik ve güzellikle…


Başkaldırmak da aslında teslimiyet ve güven…


Aksi düşünülemez.


Bazen insanlar, bazı bilgileri Yaratan’ın emri olarak düşünüyor ve körü körüne uyguluyor ya da güç odaklı oldukları için Allah’ı alet ediyorlar hırslarına…


Oysa Yaratan’ın söylediği her şey bir ölçüdür, asla emir değildir. İnsan olmanın ölçüsü, değerleri...


Aslında burada Tanrı’ya karşı gelmek derken Tanrı’nın onu bir sınaması bu…


Kim sevgiyle hareket edecek kim sadece görev duygusu ile hareket edecek?


Sevgi ve adalet ile seçim yapmak. Burada ki karşı çıkış aslında yine özünde yaratana duyduğu inanç ve sevgi ile oluyor. O’nu anlayarak inanmak ile körü körüne inanmak arasında fark…


İşte bu fark seçimlerimize yansıyor kaderimizi şekillendiriyor.


Evet, ben kendime sabahtan beri bu soruyu soruyorum. Hayatıma baktığımda gördüğüm şey istediği değil, ihtiyaç duyduğu şeyi bir kul olarak yaptığımı görmek. Bunun için sanırım her zaman tamlık ve şükür duygusu içimde…


Peki, siz?

Yaratan abes iş yapmayacağına göre neyi seçeceksiniz?




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.