Kızgın gaz bulutu…
Başlangıçta her şey toz ve gaz bulutuydu. Hiddetinden boğaz tıkayan, şiddetinden göz yaşartan bembeyaz, göz gözü görmeyen, göstermeyen bir gaz ve toz bulutu.
Dünya, güneşten kopmuştu, soğumuştu, denizler, göller, ormanlar oluşmuştu.
Ormanlar. Ne güzel kelime değil mi orman? Ağaç topluluğu, nefes alanı, can pahasına korunması gereken akciğerler.
Biz öyle öğrendik.
Ben öyle öğrendim.
Dünya güneşten kopmuş kızgın bir toz ve gaz bulutuydu, sonra sevgi ile şekillenmişti.
Sevgi önemliydi, emek isterdi, sevgi ile her şey aşılırdı.
Ağaç sevgisi çocuklukta başlardı, atalarımız ağaç yaşken eğilir demişlerdi. Bahçeye diktiğimiz erik fidesi dik dursun diye bir destek koymuştu anneannem, bak sen de bunun gibisin işte, dik dur demişti. Zaman geçti, anneannem yaşlandı, ben büyüdüm.
Dik durdum.
Karşıma çıkan engellerde büküldüm ama yine de toparladım.
Şimdi bütün bu yazdıklarım benim için değil. Şimdi bütün bu yazdıklarım, kızgın gaz ve toz bulutuna. Hiddetinden boğaz tıkayan, şiddetinden göz yaşartan bembeyaz toz bulutuna. Bembeyaz toz bulutunun ortasında gökten inen meleklere.
Ben gördüm. Bizzat tanık oldum.
Boticelli'nin melekleri gibi. Tıpkısının aynısı. Sarı lüle saçlı, mavi gözlü. Dünyayı değiştiren cinsten, bir gülümsemeyle hayatı yeniden şekillendiren, midede kelebekler uçurtan, gözlerde şimşekler çaktıran cinsten. Gülünce güller açan cinsten. Ellerinde iksirler, sihirli değnekler olan cinsten.
Ben gördüm. Bizzat tanık oldum.
Bir zamanlar kızgın olan toz ve gaz bulutu dünyam, çok yaşlısın, çok bilgesin ve çok güzelsin.
Evrende mini minnacık mavi bir noktasın.
Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkem, Anadolu'sun, Tabiat Ana'sın.
Ağaç yaşken eğildi, sevgi ile büyüdü.
YORUMLAR