İş hayatına henüz gireceklere birkaç dost tavsiyesi

Takipçilerimin çoğu genç ve güzel kızlardan oluşuyor. Erken yaşta çalışmaya başlayanlar da var, hala okullu olanlar da… Her pazartesi sendromdan bahseden, her gece geç uyuyup sabah erkenden kalmakta zorlananlar için, şu yaşıma kadar iş hayatından öğrendiklerimi paylaşmak isterim.



Stajyerken çalışın: Üniversite bitiyor… Artık son bir adım kaldı, o da bedavaya ya da küçücük bir ücrete deliler gibi ayak işi yapmak. Bu kısımda yılıp yılmadığınız, gelecekteki bütün kariyerinizi etkileyecek diyebilirim. Elele dergisinde staj yaparken, hafta sonu kar yağıyor diye, tam da derginin yetişmesi gereken o 3-4 günlük çok çalışılan zamanda üşenmiş ve işe gitmemiştim. O zamana kadar deliler gibi çalışan liseli stajyer ben, o gün işe gitmeyerek kariyerimin yönünü değiştirdim. Hep söylerim, belki de şimdi bir dergide editör, hatta belki şu anda 12 senelik çalışan olacağım için, yazı işleri müdürüydüm… Çok çalışın. İstediğiniz işse eğer bir de, hastaysanız da, yorgunsanız da, enerjinizin tamamını o iş için harcayın. Bakın yıllar sonra bile akıldan çıkmıyor…


Siz olmazsanız kimse bitmez: Aileniz, arkadaşlarınız, sevgiliniz, diğer departmandaki arkadaşlarınız… Herkes ama herkes “Sen çalışmasan biter bunlar, her işi sen yapıyorsun, senin gibisini bulamazlar” diye gazlayacaklar. O kadar yorgun olacaksınız ki onlara hak vereceksiniz. Ama benim tavsiyem sakın bu gazlara gelmeyin. Ne kadar çalışırsanız çalışın, üstünüzdeki insan ne kadar tembel, ne kadar iş bilmez olursa olsun, sizin ona erişebilmeniz için kırk fırın ekmek yemeniz gerekiyor. O iş yerini de, o departmanı da siz kurtarmıyorsunuz. İş hayatına henüz giren biri, nasıl herkesten iyi olabilir ki? Evet, çok yoruluyorsunuz, çok çalışıyorsunuz ama zaten öğrenmek için başka bir yol yok. Ofisteyken çalışmamak gibi bir lüksünüzün olmadığı tek zaman, çömez olduğunuz zamandır zaten…


Mutsuzsanız işi bırakın: Her pazartesi sendromdan, her cuma o günün harikalığından, her günün sadece sonundan bahseden çalışandan, ne kendine fayda olur ne de çalıştığı iş yerine. Eğer çok mutsuzsanız işi bırakın. İstifanız kabul edilmezse tekrar edin, kimsenin hatırı için çalışmaya devam etmeyin. Önemli olan sizsiniz. Eğer o duvarlar üstünüze gelmeye başladıysa, işten çok sigara-kahve molasına vakit ayırıyorsanız sizin o iş yerine yararlı olma ihtimaliniz yok. En yakın zamanda, mümkünse başka bir iş bulup ayrılın ya da biraz kafa dinlemek için tatile çıkın. Hiçbir şey sizin isteksiz çalışmanızdan daha can sıkıcı olamaz.


İşe başladığınız yerde yıllarca çalışmayın: Aslında yine başta söylenecek şeyi en sonda söyledim. Lise ve üniversitedeki stajlarım ve daha sonrasında çalışmalarıma dayanarak şunu söyleyebilirim; istediğiniz kadar işinize, çalışma arkadaşlarınıza aşık olun, para kazanmak istiyorsanız, işi öğrenir öğrenmez o iş yerinden ayrılmanız gerekir. Çünkü işe başladığınız yerde siz her zaman en küçük, her zaman yeni, her zaman çömez olacaksınız. Başka yerlerin teklif ettiği paraları bulunduğunuz iş yerinden asla alamayacaksınız. Başladığınız yerde fark etmeden çürümeye ve yaşlanmaya gerek yok, gidin, sektöre açılın, kendinize kendinizi ispatlayın ve hak ettiğiniz maaşı alın.


Ofis aşkı yaşamayın: Çalıştığım iş yerlerindeki aşklar, en başındaki heyecanıyla ofisi şenlendiren, ilerleyen kısımlarıyla ise sadece dedikodu malzemesi olan ilişkilerdi. Dışarıdan izlemek, evet, bana göre çok keyifliydi ama düşünsenize, birlikte olmaya başladığınızı bilen herkes, yani bütün ofis ilişki sürecinizi, aldatılmanızı, ayrılıklarınızı, barışmanızı, her şeyi bilecek. Biz hep beraber ofis aşklarının en sadık izleyicileriydik. Terk edilince ağlayan kıza üzüldük, başka birinin aynı ofiste çalıştığı yakın arkadaşının sevgilisiyle gizli başlayan ve nikah masasına taşınan birlikteliğine kızgınlıkla baktık. Ofis ilişkilerini iki tarafla da birlikte yaşadık. Mümkünse ofis aşkı yaşamayın. Yaşayacaksanız da ikinizden biri işten ayrılmış olsun.


Patron yalakası da olmayın, düşmanı da: İki taraftan biri olmanız şart değil. Patronla sabah akşam takılmanız, ona iltifat edip durmanız da, arkasından sürekli atıp tutup düşman kesilmeniz de gerekmiyor. Siz bir çalışansınız. Her şeyden önce yerinizi bilmeniz gerekli. İşinizi iyi yapın, pozitif enerji yayın yeter. Cool insanları patronlar çok sever!






Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.