Sadece şaka yapmıştım
Geçtiğimiz aylarda iki arkadaşım benden özür diledi. Emin olun benim etrafım korkunç insanlarla çevrili değil, hatta tam tersi. İki olay da görece son derece küçüktü ve farkındalık sahibi olmayan biri kolaylıkla “Sadece şaka yapmıştım. Amma büyüttün” , “Ay ne alakası var! Ben dediğin gibi bir şeyi kesinlikle kast etmedim, o senin hüsnü kuruntun” diyebilirdi. Ama demediler. Onun yerine “çok özür dilerim” dediler. Hem de çok uzatmadan, sonu “ama” koymadan.
Bu özürlerin benim üzerimdeki etkisi beni bu konu hakkında düşünmeye sonra da yazmaya sevk etti. Her şeyden sizin gibi durup benim dilediğim özürleri ve benden dilenen özürleri düşündüm. Yıllar geçtikçe benden çok daha sık özür dilendiğini, benim de çok daha sık özür dilediğimi fark ettim. Birbirimize karşı özrü dilenecek daha çok şey yaptığımızdan değil, benim ve etrafımdaki birçok insanın kendilerine yönelik farkındalığının artmasından kaynaklı olduğuna inanıyorum. Özür dilmek ruhsal güç gerektiriyor. Güçlü sağlam çok çabuk kendini tehdit altında hissetmeyen bir egonuz varsa, insan ancak o zaman “Dur bir dakika, bu yaptığım doğru olmayabilir” ya da “Bu yaptığım kast etmediğim halde karşı tarafı olumsuz etkilemiş olabilir” diyebiliyor. Ve tabii hal böyle olunca etrafımızdaki insanların profili de bu yönde değişmeye başlıyor. İçeridekiler yerini bulursa, dışarıdakiler zaten kendi kendine halloluyor.
Yakın zamanda birkaç başka vaka daha geçekleşti ve özür dilemekle ilgi birkaç şey anladım. Öncelikle özürleri kabul etmekte zorlandığımı fark ettim. Sadece özrü dilemenin değil özrü almanın da ruhsal güç meselesi olduğunu fark ettim. Benden şimdiye kadar o kadar az özür dilenmişti ki birisi özür dileyince bunu kabul etmeyi, uzanıp almayı bilmiyordum. Benim bildiğim kızgın kalmak ve kızgınlığa tutunmaktı. Arkadaşlarım bir anda tutunacak hiçbir şey bırakmayınca, boşluğa düştüm. Sevinç, güven duygusu, rahatlamanın yanı sıra kızgın kalmak için neden arama, kendimi duyduğum sevince, rahatlamaya tam olarak bırakamama, karşımdakine güvenmemek için yollar arama... Ve biliyoruz ki zihnimiz, bütün bu neden arama, gerekçe bulma konularında çok yetkin. Eğer kendi iç dünyanızda dönen dolapları fark etmezseniz, hemen eski paternlerin kurbanı oluverirsiniz. Bir süre özürleri kabul etmekte yaşadığım güçlüğü, heyecanlı bir filmi izler gibi neredeyse çekirdek çıtlayarak izledim. O çıtlana çekirdekleden bu yazı çıktı.
YORUMLAR