Teknik mi ilişki mi?

Sosyal medyada ilanlar görüyorum, işte bir CEO yılda ortalama 150 kitap okuyor sen de yapabilirsin falan diye… Kitap özeti aplikasyonlarının reklamını yapıyorlar.

İnsan öyle ilişkisel bir varlık ki ilişki kuramadığı somut bilgiyi bile sistemimiz siliyor. Aklımızda kalan bilgiler ilişki kurabildiklerimiz.

Kitap okumak demek iyi bir fikirle ya da ilginç bir karakterle bir süre vakit geçirmek ve yakınlaşmak demek. 150 kitabın hap bilgi haline getirilmiş ilişkisiz özetindense, 15 kitapla kurulan derin ilişki çok daha fazla öğrenme sağlayacaktır.

Zaman zaman moda terimler, kavramlar ortaya çıkar büyük bir dönüşüm potansiyeli vaat eder… Olaylara hatta hayata bakış açımızı bir anda etkiler… Mesela duygusal zeka… Duygusal zeka aşağı duygusal zeka yukarı… Bir dönem her yerdeydi...

Bu kavramlar eğitim protokolü haline gelir hem bireyler hem kurumlar bu eğitimlere değişim umuduyla çekilirler… Geçtiğimiz haftalarda bahsettiğim gibi orda acılarını dindirecek bir “ihtimal” görürler…

Kağıt üzerinde bütün hesaplar tutar ama sonra vadedilen cennete bir türlü ulaşılmaz. Yaşamak istediğimiz özlem duyduğumuz hayatla, yaşamak olduğumuz hayat arasındaki boşluk bir türlü kapanmaz.

1995’te Duygusal Zeka kitabının yazarı Daniel Goleman bu nedenle, kitap yayınlandıktan 10 sene sonra “Duygusal Zeka ile Çalışmak” diye bir kitap daha yazmak zorunda kaldı. Kitabın alt başlıklarından biri neydi biliyor musunuz? Milyar dolarlık hata!

Bunları neden anlatıyorum…

Duygusal zeka ile çalışmak ile mindfulnes pratik etmek benzer şeyler.

İlişki kurmaya becerisine dayalılar ve hiçbiri birer teknik değildir.