Bir tuhaf şnorkel hikayesi

Bu yıl 40 yaşında şnorkel yapmaya başladım. Şnorkel tutkunu bir arkadaşım vesile oldu. Hani vardır ya böyle insanlar, bir şeyi öyle tutkuyla sever ki etrafındaki insanlar da buna kapılıp gider. İnsanlar olayın kendisinden çok o insanın o mesele ile kurduğu ilişkinin çekiciliğe kapılırlar... İşte bu arkadaşım da öyle bir insandır. Denizi ve şnorkeli öyle güzel sever ki çevresindeki insanlar öyle güzel sevebilmeye duydukları özlemle hemen koşa koşa gidip şnorkel alırlar.


Bu sene birlikte tatil yapınca Ladin de ben de ne olduğunu anlamadan şnorkele başladık.


Başladım ve denizle kurduğum ilişki bir anda değişti. Özellikle sıcak sevmediğim için dağ tepe insanıyken bir anda denizden çıkamaz hale geldim. Denizde geçirdiğim zamanın bir kısmında durup durduğum için birkaç kez boğulmuş olma ihtimalimle etrafta küçük alarmlar yaşansa da, genel eğilim benim bu geç gelen şnorkel tutkumla dalga geçmek şeklinde oldu.


Uzun süre kaldığım sudan sevinç içinde çıkıyordum. Suda yaşadığım deneyimden büyülenmiş gibi uzun uzun bahsediyor, “Allahım ya rabbim, sana geliyorum” şekilde özetlenebilecek anlatımlarda bulunuyordum. Saf katıksız bir sevinç içindeydim. Arkadaşlarım da bu çocukça denebilecek abartılı sevincime çok gülüyor, “Esra 40 yaşında şnorkeli keşfetti” diyerek benimle dalga geçiyorlardı.


Sonunda şnorkel yapmayı uzaya gitmekle karşılaştırınca hepsi kahkahayı bastı. Bir tanesi “Esra ya, vallahi hayat sana ilginç, hepimiz şu denize giriyoruz bir sen uzaya gidip geldin” diyerek hepsinin duygusunu dile getirdi.


Sonra da yaşadığım sevinci acemiliğime bağlayarak bana yersizliğini kanıtlamaya giriştiler. Hep bir ağızdan “ya Bodrum’da şnorkel mi yapılır, sen şnorkeli Kızıldeniz’de yapacaksın. Burada suyun altında bir şey yok ki.... Bodrumda şnorkel yapsan ne olacak ki... Kızıldeniz çok acayip... Filan...” gibi anlatımlar oldu.


İşte tam o esnada zihnimde bir şimşek çaktı. Çünkü ben yıllar içinde daha önce 3-4 kere şnorkel yapmıştım. Bunlardan biri Maldivler’de diğer ikisi ise Pukhet Adası ve Tayland’ın başkaca bölgelerindeydi. Özetle değil Kızıldeniz, dünya üzerinde şnorkel yapılabilecek en güzel yerlerde şnorkel yapmıştım. Ama Bodrum’da yaşadığım gibi bir sevinç içine düştüğümü, büyülendiğimi, çocuklar gibi mutlu olduğumu hatırlamıyordum.


Sevincimin suyun altının zenginliği ile bir ilgisi yoktu. Sevincimin nedeni suda gördüklerim değildi. Sevincim dışarıdan gelmiyordu. Sevincim koşullu değildi. Sevincim o yüzden sevinçti. Onun için olduğum yerden başka bir yere gitmem gerekmiyordu.


Somatik bir sevinçti bu. Bedenimden ve bedenimde oluşan duyumlardan aldığım hazdan kaynaklıydı. Suyun içinde bir balık gibi var olmaktan, suyun bedenimi okşamasından, altta kalıp üşüyen, üste çıkıp ısınan tenimden, ışığın yüzeyde gözümü almasından, aşağılardaki derin karanlıkta rahat etmesinden, kulağıma dolan denizin uğultulu sesinden, ağzıma gelen tuzun tadından, bedenimin sanki ağırlığı yokmuş gibi eforsuzca suda hareket etmesinden, gövdemin merkezindeki gevşeklik ve uyanıklıktan....


Daha da sayabilirim... Ve ne yazık ki gene de tarif edemem. Somatik/duyumlara dayalı haz böyle bir şeydir. Ancak deneyimleyerek bilinir.


Kurtlarla Koşan Kadınlar’ın yazarı Estes , “bedeninizde uyanan durumlar sihirli halı gibidir sizi inanılmaz yerlere götürür” der.


Sihirli bir halıya binmiş ve o duyumları tada tada, çocuk gibi sevinçli olabilmiştim.


Arkadaşlarıma sevincimin kaynağının dışarıda olmadığını anlatmaya girişmedim. Canım Kızıldeniz’e gitmeyi falan çekmedi. Sevinmek için bir yere gitmeye artık ihtiyacım kalmamıştı.


Hepinizin bedeni var. Hepinizin duyumları var. Bu beden bu duyumlar daha önce de benim için mevcuttu. Ama yanımda gezdirip durduğum bu hediyeleri bir türlü uzanıp alamamıştım. Suyun altında dışarıya doğru bakmıştım. Maldivlere gidersem sevinirim sanmıştım.


Eğer siz de fabrika ayarlarınızda mevcut olan bu sevinci tatmak isteseniz, somatik bir çalışmayı hayatınıza katmanızı öneririm. Somatik çalışma sihirli bir halı gibidir, sizi fabrika ayarlarınıza geri götürür.


Sevinç içinde olmak bu kadar mevcutken, umarım siz de bu hediyeyi uzanıp alabilirsiniz.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir o kadar doğru bir tespit yapmışsınız ki...uzay'da yaşayamadığımız hareket duygusunu yeryüzünde gerçekleştirebileceğimiz tek bir yer var. gezegenin 3'te 2'si. şnorkel ile suda seyr'etmek uzay'da gezinmeye benzermiş.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.