Yeni anneanne ve dedeye mektup
Sevgili yeni anneanne, babaanne ve dedeler;
Yeni torun sahibi olan bir dede zamanında bana demişti ki, "yapabilirsen çocuk sahibi olma kısmını atla, direkt torun sahibi olmaya bak!"
Ne yalan söyleyeyim, sizi tam olarak anladığımdan emin değilim. Yerinize kendimi ne kadar koymaya çalışsam da biliyorum ki yaşadığınız duyguyu tam olarak anlam mümkün değil. Kızımı piyano çalarken görünce ağlıyorum, insan evladının evladını görünce ne yapar!
Size söylemek istediğim en önemli şeyi en başta söyleyeyim: Bir insanın anne/babaya en ihtiyaç duyduğu zamanlar çocukluğuysa, ikincisi ilk çocuğunu kucağına aldığı zamandır. Yani çocuğunuzun size sanki çocukmuş gibi ihtiyacı var bunu bilesiniz. Ama belki de zaten kendi deneyiminizden biliyorsunuz. Ama uzun yıllar geçti üstünden, ben gene de hatırlatayım istedim.
Hem yeni annenin hem yeni babanın her türlü desteğe sonsuz ihtiyacı var.
Ama bu “destek” meselesini biraz açmak gerekecek farkındayım. Bana kızmayın ama tüm iyi niyetinize rağmen “destek” olmayı bilmiyor olabilirsiniz. Sizin bir günahınız yok. İçinde yaşadığımız toplumda “destek olmak”, “yardım etmek” meseleleri konusunda kafalar karışık. Bu hepimiz için geçerli. Bazen kendi duygusal ihtiyaçlarımızı tatmin etmeyi, karşı tarafa destek olmak sanıyoruz. Bazen kendi duygusal hasarlarımızı düzeltme çabasını yardım etmek adı altında yapıyoruz. Bazen, egomuz pörtlüyor kendimizi önemli hale getirme isteğini yardım diye kakalıyoruz. Ve bunların tümünü çoğu zaman hiç bilmeden, fark etmeden yapıyoruz. Sonra da şaşırıp kalıyoruz, “yardımlarımız” karşı tarafta kızgınlık yaratınca.
Yeni anne babaya gerçekten “yardım” edecekseniz, onların doğruları ile hareket etmeniz gerekiyor. Size ters gelse de yanlış bulsanız da...
Yardım etmek bazen yeni anne için orada olmaksa bazen biraz geri çekilmek, ona alan vermek. Yardım etmek bebeğin bakımını üstlenip yeni anneyi yetersiz hissettirmek değil, onun bebekle ilişkisini sessizce güçlendirmek. Destek olmak annenin ruhsal gücünü arttırmak, bebeğiyle bağını güçlendirmek için sessizce çalışmak. Yardım etmek anne baba bebeğe bakabilsin diye diğer her şeyi görünmez bir el gibi halletmek.
Yardım etmek her zaman karşı taraftan gelen sesleri titreşimleri kesintisiz dinlemek. Yardım etmek anlamaya çalışmak. Yardım etmek, kendi içinizdeki sevgi ve huzurla bazen sadece orada bulunmak. Yani yardım etmek bazen kendine iyi bakmak!
Yardım etmek sahne gerisinde bir iş. Hani oyuncular çıkar sahne alır ya. Onun gibi değil. Perdenin arkasında çoğu zaman hiç görünmeden, sürüp giden oyuna katkı sağlayan ışıkçı, dekor tasarımcısı gibi olmak.
Bir de işin başka bir boyutu var. Sıkıntıya yol açan mevzular, çok sahne almaktan hiç katkı sağlamamaya kadar uzayıp gidiyor.
Biliyorum ununuzu eleyip eleğinizi astınız. Çocuklar büyüydü, emekli olundu. Muhtemelen canınızın isteğini erteleye erteleye bu günlere gelindi. Şimdi gün canınızın istediğini yapma günü. Ama ne yazık ki yaşam sizden biraz daha erteleme bekliyor. Çok uzun değil belki üç beş ay. Belki en fazla bir sene. Sular durulana kadar belki uzun tatil planlarını erteleme, misafirleri ihmal etme zamanı.
Sevgili yeni anneanne, babaanne ve dedeler;
Bak misafir deyince aklıma geldi. Sizden bir de ricam var. Biz Türküz ya. Misafir çok önemli ya. Sizin de eşiniz dostunuz illa bebeği görecek, altın takacak ya. Sizden ricam çocuk da ana baba da kendine gelene kadar, hazır olana kadar bu ziyaretleri ertelemeniz. Eşi dostu, konu komşunun önüne çocuklarınızın ve torununuzun rahatını koymanız. Alınan alınsın, küsen küssün.
Bitirmeden önce yeni annenin en büyük dertlerinden birini söylemeden edemeyeceğim. Mahremiyet! O memeler bir anda kamuya mal oluyor ya, işte o çok ani oluyor! Biliyorum size göre onlar meme değil, torununuzun biberonu. Ama ne yazık ki yeni anne genelde öyle hissetmiyor. Size tavsiyem yeni anne emzirirken yanında kalıp kalmamayı ona sorun. Sorun yoksa yoktur ama belki de vardır.
Bir çocuğu büyütmek için bir köy lazım der, pamuk ellerinizden öperim.
YORUMLAR