Bayram Sezaryeni...
Bayram tatiline çok az vakit kala hastanelerde sezaryen oranları patlamış durumda hem de hükümet sezaryen oranını düşürmek için kendince türlü planlar, hazırlıklar yaparken… Fikrimce daha farklı yöntemler tercih edilmeli, ama bu başka bir yazının konusu olsun.
Bugün bir annenin en kutsal anında hem yanında hem de dünya tatlısı güzel bir bebeğin dünyaya gözlerini açışına şahit oldum. Bütün gün özel bir hastanedeydim, bir ara odadan dışarı çıktığımda koridorda hemşirelerin konuşmalarına şahit oldum. Birbirleri ile Çarşamba gününe kadar ne kadar çok sezaryen var diye konuşuyorlardı. Hatta bir tanesi hastane içinde bir yeri telefon ile arayıp, kaç adet sezaryen olacağını sordu. Açıkçası bu sayıyı bilmek isterdim.
Neden sezaryen? Sezaryen bir ameliyattır. Bebeğin rahimden çıkarılmasını sağlayan, cerrahi bir hayat kurtarma operasyonudur. Günümüzde bazı anneler bir doğum şekli olarak sezaryeni tercih etmektedirler. Bu konuya şimdi girmeyeceğim, girsem çıkamam çünkü. Ama her zaman şunu söylerim, ben anneyi desteklerim doğumun her şekli ile. Önemli olan annenin doğum şeklinden tatmin olmasıdır. Anne doğum şekli olarak sezaryeni tercih edebilir, bunu da kabul ederim ama neden olduğunu da sorgulamak isterim. Korku? Belki… Bunun için konuşulacak, yapılacak şeyler çok var, ama zamanında ve zamanla.
Benim konum; bayram tatili programı yapan, planının, keyfinin bozulmasını istemeyen uzmanlar. Bu uzmanlar bebeğin geliş zamanına kendileri karar veriyor. Bebek zaten vakti gelince kendi bu dünyaya gelmek için harekete geçecek. Ya 39. Haftada, ya 42. Haftada. Buna neden müdahale etmek konusunda bu kadar ısrarcılar anlamıyorum. Uzman kendi istedi diye, anne doğurtulmak zorunda kalmalı mı? Her şey normal seyrinde devam ediyor ise, bebek ve anne sağlıklı ise bekliyorum ben, doğurmayacağım. İçimdeki canlı belki biraz da içimde kalmak istiyor. Senin keyfin bozulacak diye o miniğin keyfini neden bozuyorsun?
YORUMLAR