İnsanca bir tepkidir yas tutmak
Ölüm, hayatın olağan bir parçası; bu kayıp karşısında yas tutmak ise oldukça doğal, insanca bir tepkidir. Sevdiğiniz, değer verdiğiniz birinin kaybı, hayattaki en büyük acılardandır. Önce inanamazsınız, sanki her şey bir şakadır. O kadar ki belki ağlayamazsınız bile. Yaşadığınız şoku atlattıktan sonra, hayatın bir daha eskisi gibi olmayacağını düşünürsünüz, “Neden o? Neden şimdi?” sorularıyla kayba olan öfkenizi dile getirirsiniz. Aslında kaybedilen şey, hayatınızın bir parçasıdır ve artık yola, o parça olmadan devam etmeyi garipsersiniz, kabullenmekte zorlanırsınız. Derin bir hüzne kapılırsınız ve acınızı yaşamaya başlarsınız. Koca bir yara gibi, yüreğiniz kanar, kanar, kanar… Bir süre sonra kabuk tutmaya başlar. Yara, belki kanamayı bıraktı ama yüreğinizde koca bir izi vardır artık. O iz, sevilen kişinin izidir. O kişi, hayatınızda iz bırakandır. Anılarda, fotoğraflarda, mekanlarda, geride bıraktığı sevdiklerinin yüzündedir. Geride kalanlara baktıkça onun hatırasını görürsünüz. Ölmüştür ama bıraktığı izlerle yaşıyordur. Kalben bir bağlantı kurarsınız onunla. Dua edersiniz onun için. Kabrini ziyaret eder, gittiği yerde mutlu olduğunu düşünürsünüz. Belki onun adına bağış yapar, onu tanımayanların da hayatına dahil edersiniz, başkalarının da duasına katarsınız onu. Bazen özlem ağır basar, zaman zaman göz yaşı dökersiniz, onu ne kadar çok özlediğinizi söylersiniz kendi kendinize. Bir yerlerde sürdüğü bir kokuyu duyarsınız, belki de çocukluğunuzda zihninize kazınmış bir koku. Birden o günlerde bulursunuz kendinizi. Yine özlem depreşir. İçinizi o kokuyla doldurmak istersiniz, derin derin solursunuz havayı. “Şimdi hayatta olsa onu yapardık, bunu ederdik, şöyle söylerdi, böyle gülerdik” diye tatlı-acı hayaller kurarken buluverirsiniz kendinizi. Zamanında yapamadıklarınız için pişmanlık duyarsınız belki. Onun yapmayı istediği, sevdiği şeyleri yaparak ya da belki onun kullandığı orijinal kelimeleri günlük dilinize katarak, yüzünüzde bir tebessümle hatırlarsınız onu…
Onun kaybı çok acıdır ama hayat devam eder işte, durduramazsınız. Zaman her şeyin ilacıdır ama en çok da acının ilacıdır. Acınız zamanla hafifler. Olması gereken de budur. Emin olun, onun, sizin için istediği şey de budur…
Acı çekmek de olması gerekendir aslında. Acının bizden bir şeyler götürdüğünü düşünürüz ama bize kattığı şeyler de vardır. Acıyla olgunlaşır, acıyla insan oluruz… Sağlıklı bir yas süreci için, kişi acısını yaşamalıdır. Kaybettiği kişiye veda etmeli ve kabullendiği bu kaybın hüznünü yaşamalıdır. Veda etmek önemlidir. Bunu yapamadığında, üstünden zaman geçtiği halde ölümü inkar ettiğinde, kabullenemediğinde, doğal bir süreç olan yas, bir patoloji haline gelir. O noktada profesyonel destek aramak gerekir, tekrar hayata dahil olabilmek için...
YORUMLAR