Boşanmakla gurur duymak
“Üç kere evlenmiş biri olarak diyebilirim ki...”
“Hayatımdan o kadar kişi geldi geçti. Tecrübe konuşuyor.”
“Kaç kişiyle yattım saymadım.”
Kimilerinin ne sık kullandığı sözler, söylerken de ne kadar gururlandığı.
Evlenip boşanmalarıyla, geride çok sevgili bırakmakla, çok kişiyle sevişmekle niye gururlanır ki insan? Konuşan şu mesajları vermek istediğinden belki:
“Ben evlenmeyi başarmış biriyim. Hatta birden fazla evlendim, talep edenim çok.”
“Çok sevgilim oldu. Çünkü beğeniliyorum, isteniyorum. Çok ilişkim olduğu için çok tecrübeliyim. İlişkiler üzerine söyleyecek çok sözüm var. Hepsi de doğru.”
“İyi avcıyım. Arzu ediliyorum. Bir kişiyle yetinemiyorum. Özgürlüğüme çok düşkünüm. Seks hayatım kalabalık ve çok renkli.”
İlk defa şu günlerde düşünüyorum. O sözleri, gururla söyleyen sahiplerini, her birinin altındaki mesajları. Gerçekler mi? Gerçek olabilirler mi?
Boşanmayla sonuçlanmış birden fazla evlilik, çok mu tecrübeli kılar insanı? Yoksa hâlâ bir yerlerde yanlış yaptığını mı anlatır? Öğreneceği bir şeyler olduğunu ama öğrenmemekte direttiğini? Birini boşamanın nesiyle gurur duyulur? Bırakabilmek, gidebilmek, her şeyi kestirip atacak kadar cesur olmak mı durup durup evlenip boşanmak? İnsan, kurduğu bir yuvayı daha yıktı diye övünür mü? Bir türlü mutlu olamadıktan, huzur bulamadıktan sonra cesur olsa ne olur? Ya evlenmek? Sahiden insanın talep edildiğinin kanıtı ve gerçek bir başarı mı?
Aynı hesap. Çok ilişki, eşittir çok deneyim mi? İnsan sevgili değiştire değiştire ilişki uzmanı olabilir mi? Neden bir değil, iki-üç değil daha çok, daha çok sevgili? Durup durup değiştirmenin sebebi ne? Keşfetmenin heyecanı, fethetmenin hazzı desen ne değişir? Her ikisi de maymun iştahlılık ile arayış arasında bir yere denk gelmiyor mu? İkisinin de verdiği geçici tatmin. İnsanın aradığı anlık mutluluk olabilir mi?
Ya çok kişiyle yatmak insanı ne avcısı yapar? Arzulandığının ispatı sayılabilir mi? Performansının çok iyi olduğunun? “Avcı” olduğunda ısrar eden, “avlarının, onu arzulamaktan başka sebeplerle kendisiyle yatmış olma ihtimallerinin” de olabileceği üzerine biraz konuşmak ister mi? Çok yatak arkadaşı biriktirmenin “özgürlüğe düşkünlükten” başka, mesela yetersizlik duygusu gibi sebepleri olabileceği konusunda biraz düşünmek?
Her ilişki bir hayat. Bir ilişki bittiğinde bir hayat bitiyor. Bir diğeri başlıyor. Sonra o da bitiyor, bir yenisi başlıyor. Bu, iki dudak arasından çıktığı kadar kolay mı? İki hayat arasında insana neler oluyor? “Bitti, kurtuldum” ile başlayan ve “Hep yalnız kalamam, yeni biri olmalı” endişesine evrilen kısa süreli bir huzur dönemi.
Ayrılıkla biten ilişkiler, boşanmayla nihayetlenen evlilikler, saatlik beden akitleri insana sadece daha yalnız hissettirmeye yarıyor. Hep birini ararken bulmak istediğimiz his yalnızlık olabilir mi? Yürümez biter, yanlıştır biter. Fakat bir yerde biraz durmak, tekrar eden hatanın ne olduğunu aramak gerekmez mi? Yoksa insan, ömrünü yaptığı yanlışlarla gurur duya duya tüketmez mi?
YORUMLAR