Arzulanmayan kadın acaba kocasını arzuluyor mu?
Pazar sabahı bir yazı çıktı karşıma. “Arzulanmayan kadın ne yapmalı?” İçimden bir öfke yükseldiğini hissettim. İnsan bir şeye çok öfkeleniyorsa, mutlaka bir karşılığı vardır. Ya yaşadığı ya da birebir şahit olduğu ama müdahil olamadığı bir durum söz konusudur.
Bizim memleket, kocasının ilgisini kaybetmiş, yeniden kendini ona beğendirmek için rejim yapan, makyaj yapan, büyü yapan, hiçbirini yapmıyorsa ağlayan kadınlarla doludur. Ve bu kadınlar topyekûn suçludur!
Bir koca, artık karısını eskisi kadar beğenmiyorsa, gelenektir, o kadın suçlanır! Ya doğumdan sonra kendini bırakmıştır. Ya kendine bakmıyordur. Ya kocasına cilve yapmıyordur. Ya kocasını baştan çıkarmak için yeterince çaba harcamıyordur. Ya kocasının isteklerini geri çeviriyordur. Ya ... Yediden yetmişe, kadın erkek, herkes hem fikirdir kusurun, sorunun kadında olduğundan. Kadın bir şeyler yapmalı, yeniden erkeğinin ilgisini çekmeli, ona kendini beğendirmeli, ne yapıp edip kendini arzulatmalıdır.
Kimse bir durup bakmaz, düşünmez, sormaz. Acaba kadın kendini salarken, kendine bakmazken kocası tam tersi midir?
Kadın kilo alırken, o spor salonlarında ter mi atmaktadır, yoksa eliyle karnını avuçlayıp “Türk kası bunlar” diye gevrek gevrek gülmekte midir? Kadın saçını ensesinde toplarken, o her gün ince dişli tarağını arka cebinden çıkarıp saçına Clark Gable havası mı vermektedir? Kadın evde dizleri bollaşmış eşofmanla gezerken, o ütülü kumaş pantolon üstüne gölmlek çekmeyi mi tercih etmektedir?
Kadının gerekirse ters taklalalar atarak kendini beğendirmesi beklenen koca, acaba haftada kaç kere yıkanmayı alışkanlık edinmiştir? Göstere göstere güldüğü dişlerini aklına geldikçe fırçaladığını söyleyerek şakalar mı yapmaktadır?
Pazar sabahı karşıma çıkan makalede bir doktor, arzulanmayan kadınlara tavsiye ediyor: Kocanızı asla geri çevirmeyin.
Nasıl?
Koca, leş gibi yatağa girdiğinde de mi geri çevrilmeyecek? Yediği etin aralarına sıkışıp kaldığı dişlerini fırçalamayı akıl etmediyse de mi kocaya hayır denmeyecek? İçip içip devrildiği, ne yaptığını ne istediğini bilmediği yatakta ne isterse yapılacak mı?
Kocalar, acaba ilgilerini kaybettikleri karılarına nasıl göründüklerinin farkındalar mı? Karılarında hangi duyguları uyandırdıklarının? Acaba kocası tarafından arzulanmayan kadın, kocasını arzuluyor mu? Kocasının ilgisini kaybettiği sıralarda, kocası onun ilgisini çoktan kaybetmiş olabilir mi?
Mesela kocası onu öpmek isterken, kötü kokan nefesi yüzünden, başını sağa sola çevirip öpüşmeyi istememiş olabilir mi? Kocasının bütün gün kapalı kalmış apış arasının kokusundan tiksinip oral seks yapmayı reddetmesi ihtimal dahilinde değil mi?
Bazen kadın, kocası arzulamasın diye kendini bırakır. Ona cilve yapmaz. Onu baştan çıkarmaya çalışmaz. Kendini arzulatmaz ki sevişmek zorunda kalmasın. Sevişmek istememesinin de altında işte böyle basit hijyenik sebepler vardır.
Bir kadını “kocanı geri çevirme” diye tembihlemeden önce bunları konuşmak lazım. Ancak dillendirilen sorun düzeltilebilir.
YORUMLAR