Egosunu okşatan erkeğe...
Sevgili sevgilim,
Seninle uzun zamandır beraberiz, şimdi sayarken ikinci elimin parmaklarına geçtiğimi fark ettim.
Aynaya bakarken gözüm saçlarıma takıldı, röflelere. Onları aslında hiç sevmiyorum, başkaları bana yakıştırıyorsa bile sevmiyorum. Saçımın rengini sırf sen istediğin için değiştirdiğimi hatırladım. “Biraz rengini açsana, sarıya çalan bir şey olsun.” Öyle demiştin, ben de koşup röfle yaptırmıştım.
Sonra aklıma bana doğum günümde aldığın lensler geldi. Bir tarafı mavi, bir tarafı gri lensler. Gözlerime alerji yaptıkları halde, ille de takmamı istiyordun. Ben de seninle buluşmaya gelirken takıyordum. Yanında gözlerim sulanınca, ellerimle gözlerimi ovuşturunca yüzünü buruşturuyordun. “Yine mi kaşındılar?” Sanki sorun lensler değil de gözlerimdi.
Göğüslerime bakarken, otobüs durağında kulağıma eğilen sesini duydum.“Şu sutyenlerden alalım sana.” O gün bana o sutyenlerden aldık ama ben o reklamdaki kadına benzemedim. Yetmiş beş numara göğüslere hangi sutyeni takarsan tak, büyümüyorlar.
Bana silikon teklifinde bulunduğun gün sana dedim ki “Saçımı neredeyse sarıya, gözlerimi maviye çevirmemi, memelerimi de büyütmemi istiyorsun. Saçımı, gözümü, mememi değiştireceğine beni değiştirsene. Gidip böyle birini bulsana.” Bana dedin ki: “Ben seni seviyorum ve senin öyle olmanı istiyorum.” O gün çok sevinmiştim beni seviyorsun diye, içim rahatlamıştı. Madem beni seviyor, isteklerini yerine getirmeliyim demiştim içimden.
Aynada tepeden tırnağa kendime baktım. Bana doğum günümde hediye ettiğin spor salonu üyeliğini, o spor salonuna senin zorunla gittiğimi ve orayı aslında hiç sevmediğimi düşündüm. Yemeğe çıktığımızda lokmaları burnumdan getirdiğini. “Sen az ye, kilo alırsın.” Sevgilim, benim ailenin kadınlarından gelen bir yapım var. O yemeği iki kaşık az yesem de şeklim belli.
Aynaya bakıyorum, kendimden hoşnut değilim. Şu röfleleri boyatıp kendi rengime dönmek istiyorum. Lens takmak istemiyorum, kahverengi gözlerim güzel benim. Biraz büyük kalçalarımla beni beğenen erkekler var. Geniş kalçalı kadınları beğenen başka erkekler de var, bakıyorum bu çiftler gayet de mutlular.
Ben senin istediğin kadın gibi oldukça kendimden uzaklaşıyorum. Kimliğimi kaybediyorum. Kimdim ben? Ne seviyordum? Ne sevmiyordum? Seni nelerin mutlu ettiğini biliyorum da beni nelerin mutlu ettiğini hatırlayamıyorum.
Herkesin bir karakteri, genetik mirası, hayatta seçimleri var. Sen beni olduğum gibi kabul etmiyorsun, hep eleştiriyorsun, değiştirmek istiyorsun. İnsan sevdiğini bu kadar kurcalar mı? İnsan sevmediği, benimsemediği şeyi değiştirir. Bu kadar değiştirmeye çalışıyorsan bende sevmediğin çok şey vardır. Bende sevmediğin çok şey varken beni sevebilir misin?
Bence sen beni sevmiyorsun sevgilim. Sen kendini seviyorsun. İsteklerin yerine geldiğinde belki mutlu olduğunu söyleyemem, ama tatmin oluyorsun. Eh, ben de hep seni tatmin ediyorum. Bakıyorsun sana hayranım, ne dersen yapıyorum, seni, sadece seni memnun etmeye çalışıyorum. Durayım o zaman elinin altında değil mi? Kendini sevmek sana yeterken ve zaten seveceğin birini değil seni sevecek biri ararken, beni niye bırakacaksın ki?
Şimdi aynaya bakarken kabul ediyorum. Gözlerime bakarak seninle asla mutlu olmadığımı, hatta içten içe sana kinlendiğimi fark ediyorum. Beni sürekli eleştirmenden, ezmenden, üstelik bunları herkesin yanında yapmandan bıkmışım.
Ben senin egonu okşamaktan bıkmışım.
Bu kadar zaman sana niye katlandığımı biliyorum. Bak onu da itiraf edeyim. Belki benimle evlenirsin diye. Ama şimdi bakıyorum, daha otuzumda bile değilim. Niye ısrarla yanındayım? Ne zorum var? Seninle evlenirsem ömür boyu egonu okşamamı isteyeceksin. Ben bunu yapmak istiyor muyum?
Şu an karar veriyorum sevgilim, artık senin egonu okşamamaya.
Kendimi, kim olduğumu, sevdiklerimi sevmediklerimi hatırlamaya ihtiyacım var. Önce kendimi sevmeye, memnun etmeye. Bunu nasıl yapacağımı unutmuşum. Bir hatırlayayım, sonra ben seni ararım.
YORUMLAR