Rüyaları hatırlamanın yolu

Nehirde yol alırken kürek çekmek gerekir, bazen de akıntıyı tespit edip nehirle beraber akmayı becerebilmek gerekir.



Bir şeyler olsun diye mücadele ederken hep hatırladığım, çok yorulduğumda tekrar edip durduğum bir örnek bu. Malum dünya benim etrafımda dönmüyor. Yani çoğu zaman! Ne kadar çırpınırsam çırpınayım, gidişatı yönlendiren sadece ben değilim.



Vücudumu güçlendirmek için bile, yaptığım egzersizler kadar uzanıp bedenimde neler olup bittiğini dinlemeye ihtiyacım var. Yin Yoga yaparken, bir pozda beş dakika kalıp nefesimi dinlerken esneyip açılmak ile kaslarımı çalıştırdığım yoğun pozlarda zorlanmak, bir noktada benzer bir şeye dönüşüyor; yol almak için kürek çekmek ve akıntı ile beraber yol alabilmek.



Uyanır uyanmaz o gün neler yapacağımı, yapmam gerektiğini, dün neler olduğunu, neler olması gerektiğini düşündüğümde rüyalarımı hatırlamam mümkün olmaz. Dilimin ucundadır hep, sanki azıcık durup düşünsem bulacağım ama o kargaşada kaçışır hepsi bir köşeye. Kısa vadede “alt tarafı bir rüya” deyip geçebiliyorum ama tekrarladığında bedenim ve zihnim bir şeylerin yolunda olmadığına dair sinyaller gönderiyor hemen. “Dur!” diyor bana.



Yüz seksen yıl dahi yaşayacak olsak, uyandığımız her sabahın kıymetli olduğunu düşünüyorum. Hiç kimsenin hayatı hiçbir rüyasını hatırlayamayacağı kadar karmaşık olmamalı.



Bu yüzden, durma zamanı geldiğinde durabilmek, en zorlu çabalar kadar kıymetli olabiliyor. Durup dinleyebilenlere hayranlığımız bundan. Yüzlerce kez alıntı yapmaktan asla sıkılmayacağım pek sevgili Tom Robbins, Ağaçkakan’da “şairler rüyalarımızı bizim yerimize hatırlarlar” diyor. Hatırladığımız, dikkat kesildiğimiz her rüya bir şiire dönüşebilir, dikkat!

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.