Üzeri örtülen anlaşmazlıklar

- Konuşmayalım!

- Niye?

- Gerek yok, kapat konuyu gitsin.


Susunca, konular kapatılınca bir yere gidiyor mu sence?


Benim dünyamda konuşulmayan birçok şey büyüyor. Bir konunun üzerini örtmek onun varlığını yok etmiyor. Dışarıdaki hayatta etkisi yokmuş gibi görünse de içimdeki hayatta, hele ki kendime empati veremediysem yani duygularımla, ihtiyaçlarımla bağlantı kurup içsel dinginliğime erişemediysem, etkisi sarsıcı olabiliyor.


Aile içi ilişkilerde, yakın arkadaş ilişkilerinde anlaşmazlıklarla ilgili sıklıkla gözlemlediğim bir durum yazımın giriş cümlesi.


Daha önce bahsetmiş olabilirim. Anlaşmazlık, uyuşmazlık ve çatışma hayatın kaçınılmaz bir hali. Kelimeleri sıralama şeklim, durumun etkisinin şiddetine göre.


Anlaşmazlık dediğim etkinin daha hafif olduğu, uyuşmazlık etkinin biraz daha arttığı ve çatışma dediğim etkinin çok daha güçlü ve sarsıcı hali.


Evet, bu durumlar kaçınılmaz. Yani, kimse ile aramda sorun olmasın, hayat toz pembe olsun, herkesle anlaşabileyim, uyumlu olayım, çatışmayayım kısmı sadece masallarda var ki ben masalların "onlar ermiş muradına" kısmına kadar zorlukları, gerginlikleri, anlaşmazlıkların olduğunu okuduklarımdan hatırlıyorum.


Anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir umarım. Hayatın en büyük gerçeğinin anlaşmazlık olduğunu kabullenmenin, "aman sorun çıkmasın" bakış açısının masallarda bile olmadığının önemini vurgulamak istiyorum.


Hal böyle olunca, yaşamın özünün anlaşmazlıklarla ne yaptığıma ve daha evvelinde de anlaşmazlıklar esnasında ne yaptığıma kilitlendiğini düşünüyorum.


Tabi ki yaşamda başka değerli kısımlar var, bununla birlikte; sosyal varlıklar olarak ilişki, iletişim ve etkileşim halinde olan insanlarız. Bu ilişkilenme, etkilenme ve iletişim halinin sonuçlarından biridir bir başkasıyla farklı düşüncelere sahip olmam. Herkesin her konuya aynı pencereden baktığı bir dünya çeşitliliğin olmadığı bir sıradanlık demek olurdu.


Çeşitliliğin olduğu yerde farklı düşünceler olabilir. Farklı düşüncelerin olduğu yerde de anlaşmazlık, uyuşmazlık ve çatışma olabilir, olacaktır ve hatta genel bir yargı ile söyleyeyim; olur.


İşte, bu anlaşmazlıklar esnasında sen ne yapıyorsun?

Haklı çıkmak için durmadan konuşuyor, açıklama yapıyor, kendini savunuyor olabilirsin.

Haklı çıkmak için sesini yükseltiyor, karşındakinin duyabileceğinden daha yüksek sesle konuşuyor olabilirsin.

Haklı çıkmak için gücünü diğerinin üzerine kullanıyor olabilirsin. Aktif bir eylem hali ile diğer kişiye karşı savunmada ya da saldırıda olabilirsin. İlkel beynin savaş modu.

Ya da; çatışmadan kaçıyor olabilirsin.

Karşındakini susturmak için konuşmayacağım diyerek sessizleşebilirsin.

Karşındakini susturmak için ortamdan kaçıyor, uzaklaşıyor olabilirsin. Bu pasif bir eylem hali. İlkel beynin kaçma modu.

Bir de donma hali var; karşındakinin konuşmalarına, savunmalarına cevap vermek isteyip veremediğin, neyi nasıl söyleyeceğini bilemediğin haller. İlkel beynin donma modu.


Başka davranış biçimleri de olabilir, ben psikolog ya da psikiyatrist değilim, yıllardır kendi okumalarını yapan, iç ve dış gözlemlerimle kendi bakış açımı Şiddetsiz İletişim metodu/üslubu/teknikleriyle, okuyanlarla paylaşmayı deneyen biriyim. Lütfen bu satırları okuyan kişi olarak yazdıklarımı kendi içsel filtreden geçirerek, kendi okuma ve araştırmalarını yaparak değerlendirir misin?


Bu bilgileri değinmek istediğim konuya biraz seni yakınlaştırmak için yazdım. İşin bilimsel kısımlarıyla ilgilenmek istemeyebilirsin. Bununla beraber; anlaşmazlıklar esnasında sıklıkla kullandığın bir kelime “Konuşmayalım, kapat konuyu, gerek yok.” ise bu yazım ilgini çekmiş olabilir.


Kapanan konuların bir yere gitmediğini hem kendi deneyimlerimde hem avukat olarak destek verdiğim kişilerin deneyimlerinde gözlemliyorum. 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl evvelinde dahi konuşulmamış, üzeri örtülmüş konuların bugünü nasıl etkileyebildiğini gözlemliyorum. Bu yazıda niyetim, dikkatini çok geniş, güçlü ve hukuk alanına taşınmış anlaşmazlıklara çekmek değil. Hayatının içindeki çok küçük anlaşmazlıkları fark etmeni ve bu anlaşmazlıklar esnasında nasıl davrandığını fark etmeni desteklemek istiyorum.


Küçük bir anlaşmazlık konusu ne olabilir dersen, aile değerlerin yönünden aile fertlerinin tamamının aynı anda kahvaltı yapması senin için çok kıymetli olabilir. Bayramları aile fertleriyle birlikte geçirmek, Pazar günlerinde aile ritüelleri yapmak senin için kıymetli olabilir. Bununla beraber, belki eşinin, belki çocuğun, belki anne-babanın bu rutine cevap verecek isteğinin olmadığı bir deneyim yaşamış olabilirsin. Biriniz "hep birlikte kahvaltı yapılacak" derken diğeri belirlenen kahvaltı saatinde henüz acıkmamış olabilir ya da senin masaya koyduğun kahvaltılıklar yerine başka ürünler yemeyi seçiyor olabilir. Al sana anlaşmazlık; Biri "hep beraber oturulacak" derken diğeri "benim istediğim zaman" derken konu aile rutinlerine, geleneklere dayanabilir ve konu birdenbire "sen şöylesin, sen böylesin" ile yani güçlü yargılarla şiddetlenebilir. Anlaşmazlığın şiddetinin arttığı yerde, sakinliği getirmek için “şimdi konuşmayalım.” demek bir seçim olabilir. Bununla beraber; Şimdi değilse NE ZAMAN KONUŞALIM? Bu bilgi ortada yoksa, bu konu bir dahaki kahvaltı geleneği, bayram geleneği tahammül sınırına kadar kapatılırsa bambaşka bir anda aynı gerginlik bu defa daha şiddetli bir etkiyle kendini gösterecektir.


"Şimdi konuşmayalım" yerine; “Şu anda bu gerginlik içinde senin ihtiyacını duyamıyorum. Anlayış ve esneklikle seninle bağlantıya geçemiyorum. Gerginliğimin yatışması için -mesela- 2 saate ihtiyacım var. 2 saat sonra bu konuyu konuşalım.” demek/diyebilmek nasıl olur? Ve elbette 2 saat sonra daha sakin bir içsel alandan konuyu konuşmak, her iki kişinin ihtiyaçlarıyla bağlantı kurarak ve o ihtiyacı karşılamaya yönelik çözüm geliştirecek seçeneklere açık bir kalple bunu yapmak bağlantıya ve barışçıl bir çözüme hizmet edebilir.


Bununla beraber, konuşulmayan, üzeri örtülen, kaçılan ve bastırılan yani barışçıl bir yerden çözüme kavuşmayan -etki gücünden bağımsız- her konu, dönüp dönüp şiddeti artan sorunlar olmaya devam edecektir.


Dolayısıyla; anlaşmazlık anında davranış olarak seçimimi fark etmek, barışçıl bir çözüm için kendimle bağlantı kurup duygu ve ihtiyaçlarımı fark etmek, içsel dinginliğime eriştiğim yerde diğer kişiyle konuşabilecek dengeye gelmek ve onun duygu ve ihtiyaçlarını da duyarak her ikimizi de memnun edecek bir çözüm bulmak, yaşadığım hayatı zenginleştirmem, güzelleştirmem ve anlamlı deneyimler geliştirmem için katkıda bulunabilir.


Dilerim bu yazım, yaşadığın anlaşmazlıklara bir de bu pencereden bakabilmene ve yeni bir davranış geliştirmene destek olur.


Dostlukla...




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.