Sosyalleşme, çocuk gelişiminin hayati bir parçasıdır. Sosyalleşme sayesinde çocukların başkalarıyla nasıl etkileşim kuracaklarını öğrenirler. Akran etkileşimi çocuk gelişiminin önemli bir parçasıdır ve okula gidemeyen çocuk için akran etkileşiminden mahrum kalmanın bazı etkileri olması beklenir.
Okulların kapanması, çocukların akranlarıyla bir arada olmasını neredeyse imkânsız hale getirdiği için ebeveynler, kardeşler ve diğer aile üyeleri, gerçek yüz yüze sosyal iletişim için çocukların tek çıkış noktaları haline geldi. Aileyle daha fazla zaman geçirmenin faydaları tartışılmaz olsa da çocukların pandemi dönemindeki sosyal izolasyonun etkilerini hissetmeleri kaçınılmaz görünüyor.
Kısa vadeli sosyal mesafenin çocuklar üzerinde az miktar etkisi olması beklenirken, uzun vadeli izolasyon bazı riskler oluşturabileceği düşünülüyor. Çocukların okul yaşamından, spor ve benzeri faaliyetlerden uzak kalması, sosyal etkileşimden ve sosyal ortamdaki öğrenme fırsatlarından da uzak kalması anlamına geliyor. Çoğu çocuk ve genç için okul ve spor faaliyetleri sadece öğrenme mekanları değil, aynı zamanda birer sosyal platform olurken özellikle de ergenler için okul ortamları yüz yüze iletişimin kilit unsuru olarak nitelendiriliyor.
Pandeminin çocuk ve gençlere etkisi
Pandeminin çocuklara etkisine dair araştırmalara ihtiyaç bulunuyor. Bu araştırmalardan birini yapan, ABD merkezli ruh sağlığı kuruluşu YoungMinds, zihinsel geçmişine dair kayıtlarına sahip oldukları 25 yaşından küçük bir grup katılımcı ile çalıştı. Okulların kapanmasının çocuklar ve ergenlerin, ayrıca özel gereksinimli çocuk ve ergenlerin akıl sağlığı üzerindeki etkilerini ele alan ankete katılan çocuk ve gençlerin %83’ünün mevcut koşullarının Covid-19 salgını dolayısıyla kötüye gittiği tespit edildi. Çocuk ve gençlerin %26’sının da sosyal izolasyon nedeniyle ruh sağlığı desteğine erişemediği bildirildi.
Araştırmacılar tarafından; uzun süreli okul kapanışlarının, katı sosyal mesafe önlemlerinin ve pandeminin kendisinin bir sonucu olarak çocuk ve gençlerin zihinsel sağlık durumunu uzun vadede izlemenin önemli olduğu vurgulanıyor. Bazı çocuk ve gençler pandemi koşullarının dışında yoksulluk, eğitime erişim, özel gereksinim gibi durumlarla baş ederek büyümeye çalışıyor.
Farklı yaşlardan çocukların pandemiden nasıl etkilenecekleri konusunda hem uzmanlar hem de aileler merak duyarken, bu konuda geniş çaplı araştırmalara ihtiyaç bulunuyor. Bugüne kadar benzer bir geniş çaplı izolasyon yaşanmadığı için geçmiş dönemlerden veri bulunmuyor. Yine de uzmanların bazı öngörüleri bulunuyor. ABD’li Psikolojik Danışman Barbara Nosal’a göre, bazı çocuklar durumun ciddiyetini anlayacak yaşta olmasalar da çoğu çocuk mevcut durumu önümüzdeki aylar boyunca “yeni normalleri” olarak bilecek. Tüm bu etkenleri göz önünde bulundurarak, her yaş grubu için olası durumlar şu şekilde ifade ediliyor;
Okulöncesi dönemdeki çocuk nasıl etkilenir?
Anaokulu eğitimi yani okulöncesi eğitim, genellikle sosyal gelişimin temeli olarak gösteriliyor. Anaokulunda verilen akademik beceriler ev ortamında bir miktar telafi edilebilişe de anaokuluna gidemeyen çocuklar sosyal gelişimin temelini kurmaya fırsat bulamıyor. Akran etkileşimi, grup içinde yer alma, problem çözme ve yaşlarına uygun davranış beklentileri gibi sosyal becerileri geliştirmekte zorlanabilmeleri bekleniyor.
İlkokul dönemindeki çocuk nasıl etkilenir?
Dünyanın farklı ülkelerinde koşullar değişse de ülkemizde özel okul ve devlet okulu eğitimi alan çocukların farklı açılardan etkilendiğini belirtmek gerçekçi bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. İlköğretim dönemindeki çocukların kendi gelişim dönemlerini karşılamama ihtimalleri olsa da birçok çocuğun ortak koşulları paylaştığını hatırlamak gerekiyor. Çocukların yetişkinlerden çok daha esnek bir beyin yapısına sahip olduğu ve gelişime doğal şekilde açık olduğu göz önünde bulundurulursa, telafi şansı elbette ki mümkün görünüyor.
Ergenler nasıl etkilenir?
Akranlarıyla birlikte olma ve özerklik ihtiyacı yoğun olan ergenler için pandemi döneminin büyük bir kayıp hissine sebep olabileceği söyleniyor. Mezuniyet baloları, takım sporları ve teneffüslerdeki sosyal etkileşimden mahrum kalan ergenlerin, benlikleri ile özdeşleştirdikleri bu olayların gerçekleşmemesi sebebiyle dış motivasyon düşüklüğü, depresyon ve anksiyete belirtileri göstermeleri olası görünüyor. Bu bakımdan ebeveynlerin, ergen çocuklarının sosyalleşme isteğini desteklemeleri öneriliyor.
Pandemi döneminde okulların kapanmasının çocuklar üzerindeki etkileri farklı çevrelerce tartışılıyor. Birkaç aylık sosyal mesafenin çocuklar üzerinde ister istemez etki bırakması bekleniyor. Yaş gruplarına göre, örneğin okul öncesi dönem ile ergenlikteki etkiler elbette birbirinden farklı görünüyor. Örneğin 1,5-2 yaşındaki çocuklar akranlarıyla bir araya gelseler bile henüz paralel oyun evresinde oldukları için birlikte oyun oynama kavramı zaten pek söz konusu olmuyor. Ergenler içinse durum çok daha zorlayıcı görünüyor. Aile ile bağları sürdürürken özerk bir alana da ihtiyaç duyan ergenler, akran etkileşimine en çok ihtiyaç duyan grup olarak izolasyondan etkileniyor. “Uzmanlar ne öneriyor?” sorusunun cevapları ise aile bağlarının güçlü tutulması, rutinler oluşturulması, önceliklerin baştan yapılandırılması, beklentilerin gözden geçirilmesi ve ebeveynlerin güvenli sosyal mesafe ve teknolojiyi kullanarak çocukların başkalarıyla etkileşime girmesini sağlama cevaplarını içeriyor. Yüz yüze etkileşimin yerini tutmasa bile bağların sürdürülmesi açısından dijital araçları kullanmak bu dönemde tek yol gibi görünüyor.
Anne baba olarak neler yapabilirsiniz?
• Öncelikle dünya çapında olağanüstü bir durum yaşandığını kendinize hatırlatarak, ebeveyn olarak yalnız olmadığınızı düşünün. Anne-baba olarak fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarınızı ne ölçüde karşıladığınızı düzenli olarak değerlendirin. İzolasyonun çocuklara olan etkisi üzerinde kafa yorarken ebeveyn olarak en çok hangi konularda zorlandığınızı ve desteğe ihtiyaç duyduğunuzu gerçekçi şekilde değerlendirin. Kendinizi rahat hissetmek için küçük molalara ihtiyacınız olduğunu çocuklarınıza ifade etmekten ve günü yapılandırırken kendi ihtiyaçlarınızı da günlük plana dahil etmekten çekinmeyin.
• Aile üyeleri arasındaki çatışmalar, özellikle de kriz anlarında doruk noktasına ulaşabilir. Pandemi ve benzeri dönemlerde aile üyeleri olarak birbirinizden beklentilerinizi tekrar gözden geçirin ve gerçekçi beklentilerde bulunup bulunmadığınıza dikkat edin. Öncelikle ruhsal sağlık ve denge için gereken temel ihtiyaçları öncelikli tutun. Çocuğun gelişiminin geri kalması endişesi ile hem ebeveyni hem de çocuğu zorlayıcı programlar oluşturmak yerine hafifletilmiş bir günlük program uygulamak herkese iyi gelebilir.
• Her yaştan çocuğun en temel gereksinimi, güvenlik hissidir. Özellikle de ergenlik dönemindeki çocuklar özerkliğe olduğu kadar, anne ve babalarının onlara güvenli ortam sağlamak için ellerinden geleni yaptığını bilmeye de ihtiyaç duyarlar. Online eğitim dolayısıyla gün boyu odasına kapanan çocuk için eleştirel yaklaşım yerine internet güvenliği için gereken denetimi sağladıktan sonra ebeveyn-çocuk bağınızı güçlendirme üzerinde durmanız daha uygun olur. Çocuğunuzla birlikte geçireceğiniz keyifli zamanlar yapılandırmak ve birlikte zaman geçirmeyi cazip hale getiren sıcak bir tutum içine girmek gerginliğin önüne geçer.
• Her yaştan çocukla düzenli iletişim kurmak önemlidir. Küçük çocuklar için oyun, hissettikleri duyguları ve içsel süreçleri ortaya koymaları için en ideal ortamlardır. Ebeveyn olarak çocuklarınızla oyun oynarken doğal bir gözlemci olmaya gayret edin. Oyun esnasında dikkatinizi çeken yoğun duygular ve hatta saldırgan tutumlar üzerinde düzeltici bir role bürünmekten ziyade gözlemlemeye ve oyun içinde ifade edilen duyguyu anlamaya çalışın. Öğretici tutum yerine gözlemci bir tutum ile çocuğunuzun oyunlarına eşlik edin.
• Çocukların sinir sistemleri, dengeye gelebilmek için fiziksel hareketliliğe ihtiyaç duyar. Zıplama, koşma, yuvarlanma gibi ihtiyaçları tepkiyle karşılamak yerine çocuğunuza bunları yapabilecekleri güvenli alanlar hazırlamanız evde geçirdikleri zaman boyunca masa başı etkinlikler kadar önemlidir. Çocukların hem küçük kas gelişimi hem de büyük kas gelişimini destekleyecek ortamı hazırlamak, çocuğun gelişimini desteklemek için daha dengeli bir yaklaşım olur. Büyük yaştaki çocuklar için dans etmek, ritim tutmak sinir sistemini rahatlatmaya yardımcı olur.
• Yerleşik rutinler her şeyin yolunda olduğunu hissetmeye ve güven duygusunu korumaya yardımcı olur. Evden çalışan bir ebeveyn iseniz veya siz dışarıda çalışırken çocuklarınız evden eğitim görüyorsa, zaman zaman kopukluk yaşamanız kaçınılmaz olur. Gün ne kadar yoğun geçerse geçsin, akşamları hep beraber paylaştığınız bir rutininizin olması herkes için güven verici bir unsur olur. Bir kutu oyunu oynamak, birlikte bir puzzle yapmak, TV ve tüm diğer erkanları kapatarak bir paylaşım saati belirlemek aile bağlarının güçlü kalmasına yardımcı olur.
• Yaşanan duyguların farkında olmak ve bunlar üzerinde konuşmak yetişkinler için her zaman kolay değildir. Ne var ki duyguları bastırmak yerine onları görmek ve yaşanmalarına izin vermek, onların negatif etkilerinden kurtulmak için önerilen bir yoldur. Zorlu dönemlerden geçerken endişe, kaygı, öfke, bıkkınlık gibi çeşitli duyguların yaşanması kaçınılmazdır. Çocuğunuzla okul öncesi dönemden başlayarak duygular üzerinde konuşmaya başlayabilirsiniz. Akşam rutinlerinizi duyguları konuşma zamanına da çevirebilirsiniz. “Bugün beni endişelendiren bir olay yaşadım.”, “Bugün arkadaşlarımla toplanıp eğlenmeye özlem duydum”, “Bugün …. sayesinde çok umutlandım” gibi cümlelerle bu konuşmaları anne-baba olarak siz başlatabilir, duyguların ifadesi konusunda örnek olabilirsiniz.
Hazırlayan: Senem Tahmaz
Referanslar: Sara Lindberg. "Impact of isolation on childhood development" (2020). Şuradan alındı: https://www.verywellfamily.com/impact-of-isolation-on-childhood-development-4843122
YORUMLAR